~CINQ~

810 86 63
                                    


Si vous obéissez à toutes les règles, vous manquez tout le Plaisir.

{Tüm kurallara uyarsanız, tüm eğlenceyi kaçırırsınız.}

~Katharine Hepburn

🔽

Kapıma vuran ellerin çıkardığı sesleri duymamak için üstümdeki çarşafı biraz daha yukarı çektim.

"Lisa, aç şu kapıyı!" Ellerimi kulaklarıma kapattım ve kesik kesik nefesler anlamaya devam ettim. "Lisa!" Kapıdan büyük bir gürültü geldiğinde gözyaşlarım şiddetlendi.

Üstümdeki çarşaf çekilirken ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya devam ettim.

Ben bu dünyada yapmamam gereken en büyük hatayı yapmıştım.

Belimde hissettiğim kollarla, mümkünmüş gibi daha da şiddetli ağlamaya başladım. "Tamam, geçti. Sakinleş."

Hiçbir şey geçmemişti. Aksine her şey yeni başlıyordu ve bunun suçlusu bendim.

Saçlarımı okşamaya başlayan eller, feryatlarımı iç çekişlere çevirdi. "Şş." Derin derin nefesler aldım. Sarayda alamadığım nefesleri şimdi ciğerlerime doldurmak istiyordum.

O yerden ikinci kez kaçmıştım ama bu seferki kaçış, bir kaçışdan çok farklıydı.

Oradan kaçmam için bana yardım eden kişi kaçtığım kişiydi. Kral, beni at arabasıyla evime kadar bırakmıştı. Amcamla Jimin bizi birlikte görünce deliye dönmüşlerdi ama hiçbir şey belli etmemişlerdi.

Jimin beni doğrulturken gözlerimi açtım. Her şey buğuluydu. Ağzıma dayanan soğuk camı hissettiğimde kurumuş olan boğazımı rahatlatmak için suyu hemen içmeye başladım. Ilık su boğazımdan kayarken gözlerim her şeyi rahatlıkla görmeye başlamıştı.

Amcam karşımda kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde bana bakıyordu. Gergin olduğu her halinden belliydi. "Jimin," dedim yalvararak. "Götür beni." İkisininde kaşları çatılırken gözlerime bakmaya cesaretleri yoktu.

Ama neden?

"Jimin?" Suratı asılırken ürkekçe bana baktı. "Lisa, kapının önünde onlarca asker var," Duyduğum şeyle yutkunamazken amcama baktım. Gördüğüm yüz ifadesi ile gözlerim doldu. "Hepsi senin kaçmaman için."

Amcam bir adım attı. "Kral seninle evlenmeyi kafaya koymuş." Yanaklarım tekrar ıslanırken başımı sağa sola sallıyordum.

"Hayır!" Hızla ayağa kalktım. Buradan kaçmalıydım. Önceden nasıl yaptıysam şimdi de yapardım. Dolabımı açıp savaşçı kıyafetlerimi çıkartırken Jimin kolumdan tutup beni durdurdu. "İlk önce aşağı bak istersen."

Beni pencerenin önüne sürüklerken kalbim ağzımda atıyordu. Jimin perdeyi açınca gördüğüm manzarayla ağzım açık kaldı. En az 100 asker vardı. Bazıları bahçede, bazıları dışarıda, bazıları saray yolunda. Hepsi kaçmamam için nöbetteydiler.

"Hepsini tek başıma alamam." dedim korkuyla. Hepsini üçümüz bile alamazdık.

Bu kadar çok asker koyacağını gerçekten de düşünmemiştim.

Bu kadar çok mu istiyordu evlenmeyi?

Perdeyi hızla kapatıp amcama döndüm. "Amca bir şey yap!"

Delirmek üzereydim.

Beni burada zorla tutamazdı. Ben düşmanımla evlenemezdim.

Hainin Kızı ~liskook~ (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin