BEDEN VE RUH

5 0 0
                                    

Bu yüce konuyu açıklamadan önce, tüm okuyucular böyle bir konuyu bu tip araştırmalarda genelde olduğu gibi, soyut, felsefi kavramlara dayandırmadan, insan aklına yakınlaştırmanın ve açıklamanın mümkün olmadığını düşünseler de bunu belirtmek benim için önemli, zira Kabala ilmini keşfedip kendimi buna adadığım günden beri soyut felsefe ve bunun tüm dallarından doğuyla batı gibi kendimi uzaklaştırdım. Buradan itibaren yazacağım her şey tamamen bilimsel açıdan, mutlak kesinlik içinde ve kullanışlı, pratik şeylerin basit ifadesi yoluyla olacak.

Aşağıda bunlardan bahsedecek olmama rağmen, bu sadece insan aklının ne hayal edebileceği ile pratik temeller üzerine kurulmuş manevi çalışmanın kavramlarını kullanarak, ne anlaşılabileceği arasındaki farkı göstermek içindir ("Kabala İlminin Özü"nde göstermiş olduğum gibi.)

"Beden" ve "ruh" kelimelerini gerçekte oldukları gibi derinlemesine açıklamak istiyorum zira gerçek ve sağlam kafa bir ve aynı şeylerdir. Bunun nedeni, sadece manevi çalışmanın doğası vasıtasıyla ve halk arasında kök salmış yanlış kavramların tümünden arındırmak yoluyla, gerçeğin herkese açık olmasıdır. Yanlış kavramlar, manevi çalışmanın ruhundan tümüyle arındırılmış olan soyut yöntemlerden alınmıştır.

Beden ve Ruh Kavramlarındaki Üç Yöntem

Genel olarak, dünyada beden ve ruh kavramlarını ilgilendiren metotların üç yöntemde birleştiğini görüyoruz:

1. İnanç Yöntemi

İnanç yöntemi, var olan her şeyin ruh olduğunu savunur, yani manevi nesnelerin birbirinden nitelikleri ile ayrıldığına inanır. Bunlara "insanların ruhları" denir ve insan bedenine bürünmeden önce bağımsız olarak mevcutturlar. Sonrasında, beden öldüğünde bunun ruha etkisi yoktur, zira manevi nesne basit bir nesnedir. Bu yönteme inananların görüşüne göre, ölüm nesneyi oluşturan unsurların ayrılmasıdır.

Bu, birkaç elementin oluşturduğu ve ölümün parçaladığı fiziksel nesneler için mümkündür. Ancak, herhangi bir karmaşıklıktan yoksun, tümüyle basit bir nesne olan manevi ruh hiçbir şekilde ayrılamaz, çünkü bu ayrılık onun varoluşunu ortadan kaldırır. Dolayısıyla, ruh ebedidir ve sonsuza kadar vardır.

Onların anladığı şekliyle beden, bu manevi nesnenin kıyafetlenmesi gibidir. Manevi ruh bedenle kıyafetlenir ve onu güçlerini ortaya çıkarmak için kullanır: iyi nitelikler ve her türlü kavramlar. Ayrıca, bedene hayat ve hareket verir ve onu zarar görmekten korur. Dolayısıyla, bedenin kendisi yaşamsız ve hareketsizdir ve ölü maddeden başka bir şey içermez, zira gördüğümüz gibi ruh ayrılır ayrılmaz yani beden öldüğünde, insan bedenlerinde gördüğümüz tüm yaşam belirtileri ruhun güçlerinin göstergelerinden başka bir şey değildir.

2. Dualiteye İnananların Yöntemi

Dualiteye inananlar bedeni değişmez, yaşayan ve besleyen ve gerekli olan her yerde varlığını koruyan bütün bir yaratılış olarak düşünüyorlar. Bedenin hiçbir manevi nesneden yardıma ihtiyacı yoktur.

Bununla beraber, beden insanın özü kabul edilmez. İlk yöntemin destekleyicilerine göre insanın başlıca özü, manevi bir nesne olan, algılayan ruhtur.

Bu iki yöntemin arasındaki fark sadece beden konseptindedir. Fizyoloji ve psikolojideki kapsamlı gelişmelerin ardından İlahi Takdir'in, bedenin kendi mekanizması içinde yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşıladığını buldular. Onların görüşüne göre bu, ruhun bedendeki işlevselliğinin rolünü sadece manevi türden özellikler ve kavramlarla sınırlar. Dolayısıyla, her iki yöntemde de dualiteye inansalar bile, bedenin nedeninin ruh olduğunu söylerler, yani beden ruhtan uzanan bir sonuçtur.

Kabala BilimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin