("İlmin Verilişi" makalesinin devamı)
Tüm halk birbirinden sorumludur.
Bağ'dan (karşılıklı sorumluluk/garanti) tüm halk birbirinden sorumlu olduğunda bahsedilir. Zira ilmin ifşasından önce her birine tek tek "dostunu kendin gibi sev" kuralı olan başkalarını tam anlamıyla sevmeyi üzerlerine alıp almayacakları sorulmuştu (Madde 2 ve 3'de açıklandığı gibi burada detaylı inceleyin). Bunun anlamı şudur, halkın parçası olan her bir kişi ulusun her bir üyesine hizmet etmek ve onun için çalışmayı ve tüm ihtiyaçlarını karşılamayı en az kendi ihtiyaçlarını karşıladığı ölçüde üzerine yüklenir.
Tüm halk oybirliğiyle hemfikir olup "Yapacağız ve duyacağız" dedikten sonra halkın her bir üyesi, her bir diğer üyesinin hiç bir eksiği olmamasından sorumlu oldu. Sadece o zaman manevi edinime hak kazandılar, öncesinde değil.
Bu kolektif sorumluluk ile her bir üye kendi bedeninin ihtiyaçlarını karşılama endişesinden özgür kaldı ve "Dostunu kendin gibi sev" manevi kanunu yerine getirebilir ve sahip olduğu her şeyi ihtiyacı olan kişiye tam anlamıyla verebilir hale geldi, zira artık kendi bedeninin ihtiyaçlarını düşünmek zorunda değildi çünkü etrafında onun ihtiyaçlarını karşılayacak altı yüz bin sadık dostunun olduğunu biliyordu.
Bu nedenden dolayı İlmin Metodunu İbrahim, İsak ve Yakup döneminde almaya hazır değillerdi ve sadece Mısır'dan çıkıp tam bir ulus olabildiklerinde onu aldılar. Sadece o zaman kendi dışındakilerin ihtiyaçlarını karşılama garantisi imkânı vardı.
Bununla beraber, Mısırlılar ile beraberlerken ihtiyaçlarının bir kısmı zorunlu olarak kişisel-sevgi ile dolu zalimlerin eline verilmişti. Bu yüzden, yabancıların eline bırakılmış bu kısım halktan olan kişiler için güvencede değildi çünkü dostları bu ihtiyaçları karşılayamayacaktı zira bunlara sahip değildiler. Sonuç olarak, kişi kendi ihtiyaçları konusunda endişede olduğu sürece "Dostunu kendin gibi sev" sevabını yerine getirmeye uygun değildir.
Ve ilmin edinimi onlar Mısır'dan çıkıp, başkalarına bağımlı olmadan tüm ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayacağı kendi başlarına bir ulus olana dek geciktirilmesini açıkça görebilirsiniz. Bu onları yukarıdaki Bağ'ı edinmeyi nitelikli hâle getirdi ve ondan sonra manevi yol onlara ifşa oldu. Maneviyatın ifşasından sonra bile eğer halktan birkaç kişi ihanet eder ve dostlarını düşünmeden kişisel-sevgi bataklığına düşerse o az sayıdaki kişinin eline bırakılmış aynı miktardaki ihtiyaç halka kendi ihtiyaçlarını karşılama yükünü getirir.
Bunun nedeni o kişilerin artık diğerlerine merhamet etmemesi ve dolayısıyla da dostunu sevme sevabının tüm halktan yoksun bırakılmasıdır. Böylece, isyankârlar manevi prensipleri muhafaza edenlerinde kişisel-sevgi bataklığında kalmasına neden olur çünkü onlar da "Dostunu kendin gibi sev" kuralıyla ilgilenemezler ve başkalarına karşı sevgiyi yardımsız yerine getiremezler.
Sonuç olarak, tüm halk birbirinden sorumludur, hem olumlu hem de olumsuz yönden. Olumlu taraftan, eğer her biri Bağı dostunun ihtiyaçlarıyla ilgilenip karşılayana dek korursa Manevi Çalışma ve Islahı tam anlamıyla yerine getirebilirler, yani Yaradan'a mutluluk getirebilirler (Madde 13). Olumsuz taraftan da, eğer ulusun bir kısmı Bağı korumak istemezse ve kişisel-sevgiden zevk almayı seçerse ulusun geri kalan kısmının da içinden hiç çıkamayacakları bataklık ve alçak seviyede kalmalarına neden olurlar.
18. Bu nedenle, Bağ birinin delik açtığı kayıktaki iki kişi olarak tanımlar. Arkadaşı sorar, "Neden delik açıyorsun?", diğeri yanıt verir "Sana ne, ben kendi altıma delik açıyorum senin altına değil." Ve öteki şöyle yanıtlar, "Aptal! İkimiz birlikte boğulacağız!".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabala Bilimi
SpiritualNeden buradayız? Gelecekte bizi neler bekliyor? Acı çekmekten kurtulup nasıl kendimizi huzurlu ve güvende hissederiz? Bunlar hepimizin cevaplamak isteyeceği sorular. Kabala ilmi bu ve daha pek çok soruya cevap verir. Kabala, bizim her soruyu sormam...