TALMUD ESER SEFİROT BÖLÜM 1, HİSTAKLUT PNİMİT

2 0 0
                                    

Öncelikle şunu bilmelisiniz, zaman, yer ve hareket mevhumu olmayan manevi konularla ilgilenirken, dahası Tanrısallıkla ilgilenirken bunları ifade edecek ve üzerinde düşünebileceğimiz kelimelerimiz yok. Tüm kelime hazinemiz hayali hislerin duygularından alınmıştır. Peki, öyleyse bunlar bizlere duygu ve hayalin hâkim olmadığı bir yerde nasıl yardımcı olabilirler?

Örneğin, en güç algılanan kelimeleri mesela "ışıklar"ı aldığınızda bu en azından güneşin ışığına benzer ve ondan alır ya da tatmin olmanın duygusal ışığıdır. Peki, bunlar Tanrısal konuları ifade etmek için nasıl kullanılabilir? Elbette okuyucuya gerçek bir şey sağlamaktan yoksun olurlar.

Dediklerim araştırma ve ilim konularıyla ilgili yazılı olarak aktarılan bilimsel açıklamalarda kullanılan kelimeler için çok daha geçerlidir. Zira bir tek kelimenin kullanımında bile yetersiz olursak, okuyucunun hemen aklı karışır ve konuya tekrar tutunup kendisini bulması mümkün olmaz.

Bu nedenle Kabala bilgeleri "dalların dili" olarak adlandırabileceğimiz özel bir dil seçmişlerdir. Bu dünyada kökü Üst Dünyada başlamayan hiçbir madde ya da bir maddenin işleyişi yoktur. Dahası bu dünyadaki her varlığın başlangıcı Üst Dünyadadır ve sonra bu dünyaya iner.

Bu nedenle, bilgeler edinimlerini nesilden nesle ağızdan ve yazıyla hiç sorunsuz aktarmak üzere bir dil bulmuşlardır. Onlar her ismin kendini açıkladığı bu dünyadaki dalların isimlerini Üst Dünyaların sistemindeki Üst Köke değinircesine almışlardır.

Bu sıklıkla Kabala kitaplarında gördüğümüz karışık ifadeler ve insan ruhuna yabancı kelimelerle ilgili olarak kafanızı rahatlatmalı. Bunun nedeni kendilerini ifade etmek için bu dili, yani dalların dilini seçtiklerinde alt derecesinden dolayı bir dalı kullanılmamış bırakamadılar. Arzulanan kavramı ifade etmek için dünyamız başka hiçbir dalın bunun yerini alamayacağını önerdiğinde bu dili kullanmaktan kaçınamadılar.

Tıpkı iki saç telinin aynı gözenekten beslenemediği gibi aynı kökle bağlantısı olan iki dal yoktur. Ayrıca Kabala ilminde alt ifadesiyle ilgili nesneyi yok etmek de mümkün değildir. Böyle bir kayıp ilmin tüm gerçekliğinde bozulma ve kafa karışıklığına neden olur zira dünyada Kabala ilminde olduğu gibi neden ve etki, sebep ve sonuç yoluyla konuların birbiriyle ilişkilendirildiği başka hiçbir ilim yoktur. Konular tıpkı bir zincir gibi yukarıdan aşağıya kadar iç içe geçmiş ve birbiriyle bağlıdır.

Dolayısıyla burada kötü isimlerin iyi isimlerle değiştirilmesi onların yerini almasında özgür seçim yoktur. Her zaman Üst Köküne işaret eden doğru dalı bulmalı ve araştıran okuyucu için tam tanım sağlanana dek bunun üzerinde çalışmalıyız.

Gerçekten de Cennetin görüntüsüne gözleri açılmamış ve bu dünyanın dallarının Üst Dünyalardaki kökleriyle bağlantısındaki yeterliği edinmemiş kişiler duvarları kazıyan körler gibidirler. Onlar tek bir kelimenin bile gerçek anlamını anlamayacaklardır zira her kelime köküyle bağlantılı olan bir dalın ismidir.

Sadece bu kelimeyi konuşma dilinde açıklamaya uygun gerçek bir bilgeden çeviri alırlarsa ki bu bir dilden diğerine, dalların dilinden konuşma diline çevirmektir, o zaman kişi manevi kelimeyi olduğu gibi açıklayabilir.

Bu çeviride bunu yapmaya, on Sefirot'u Kutsal Ari'nin bizlere öğrettiği gibi, manevi arılıklarında, karışık terimlerden uzak açıklamaya çalıştım. Böylece her yeni başlayan ilme her hangi bir maddeselleştirmeye ve hataya düşmeden yaklaşabilir. Bu on Sefirot'un anlaşılmasıyla kişi bu ilimdeki diğer konuları da inceleyip nasıl anlayabileceğinin anlayışına gelir.

BÖLÜM 1

"Yaratılanlar zuhur olmadan ve varlıklar yaratılmadan önce sadece Basit Üst Işığın tüm realiteyi doldurduğunu bilin" (Hayat Ağacı). Bu kelimeleri açıklamak gerekiyor: Dünyalar zuhur olmadan önce Basit Işığın doldurduğu bir realite nasıl vardı? Ayrıca, O'nun yaptıklarına mükemmelliği getirmek için ortaya çıkan arzunun kısıtlanması konusu da açıklanmalı. Kitapta zaten bir miktar istek olduğu yazılıdır.

Kabala BilimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin