O'NUN İÇİN YUKARIDAN UYANDIRILIŞTIR

2 0 0
                                    

O'nun adına nasıl ödüllendirileceğini anlamak kişinin elinde değildir. Bunun nedeni insan aklının bu dünyada nasıl böyle bir şey olacağını anlayamamasıdır. Çünkü kişi sadece eğer manevi çalışma ile iştigal ederse bir şey edineceğini kavramaya izin verilmiştir. Burada kendi arzularının esiri olmak zorundadır zira aksi takdirde kişi hiçbir şey yapamaz.

Tersine, O'nun için (O'na) Yukarıdan gelen bir aydınlanmadır ve sadece onu tadan bilip anlayabilir. Bununla ilgili şöyle yazılmıştır: "Yaradan'ın iyi olduğunu tadın ve görün."

Bu nedenle, O'nun için niyetin nasıl gerçekleştirileceğiyle ilgili kişinin tavsiye ve danışman araması gerektiğini anlamamız lazım. Sonuçta, hiçbir tavsiyenin faydası olmayacaktır ve eğer Yaradan kişiye "İhsan etme Arzusu" denilen diğer doğayı vermezse hiçbir çalışma kişinin O'nun için mevzusunu edinmesini sağlamayacaktır.

Bilgelerimizin dediği gibi (Atalar, 2:21) cevap şudur: "Manevi çalışmayı tamamlamak size bağlı değil ve bundan uzaklaşmaya da özgür değilsiniz." Bu, kişinin aşağıdan uyanış vermesi gerektiği anlamına gelir, zira bu bir dua olarak kabul edilir.

Dua bir eksiklik olarak kabul edilir ve bir eksiklik olmadan tamamlama da olmaz. Dolayısıyla, kişinin O'nun için niyetine ihtiyacı olduğunda tamamlama Yukarıdan gelir ve duaya cevap da Yukarıdan gelir, yani kişinin ihtiyacı yerine getirilir. Bundan, kişinin Yaradan'dan O'nun rızası için alabilmek için sadece bir eksiklik ve arzu (kap) formunda manevi çalışmaya ihtiyacı vardır sonucu çıkar. Yine de kişi tek başına asla tamamlamayı edinemez; bu daha ziyade Yaradan'dan bir hediyedir.

Bununla beraber, dua bütün bir dua olmalıdır, kalbin derinliklerinden. Bu, dünyada kişinin kendisine Yaradan'ın Kendisinden başka hiç kimsenin yardım edemeyeceğini bilmesi anlamına gelir.

Ancak, kişi kendisine yardım edecek Yaradan'ın Kendisinden başka hiç kimse olmadığını nasıl bilir? Kişi bu farkındalığı tam olarak elindeki tüm gücü O'nun rızası için niyetini edinmek için kullandığında ve bunun bir faydası olmadığında edinir. Dolayısıyla, kişi dünyada mümkün olan her şeyi "Yaradan için" ile ödüllendirilmek için yapmak zorundadır. O zaman kişi kalbinin derinliklerinden dua edebilir ve o zaman Yaradan onun duasını duyar.

Bununla beraber, kişi O'nun için edinmek adına çaba gösterirken bunu tamamen ihsan etmek için istemeyi üslenmelidir, tamamıyla, yani sadece ihsan etmek ve hiçbir şey almamak. Sadece o zaman kişi organlarının aynı fikirde olmadığını görür.

Kişi bundan açık bir farkındalığa gelebilir, yani kişinin tüm şikâyetini Yaradan'ın önüne dökmekten başka hiçbir yolu yoktur ki böylece beden koşulsuzca Yaradan'a hizmet etmeye hemfikir olsun, zira kişi bedenini tamamen indirgenmeye ikna edemediğini görür. Bundan kişinin, bedeninin kendi başına Yaradan için çalışmaya hemfikir olmasını ümit edecek bir neden olmadığını gördüğünde, duasının kalbinin derinliklerinden olabileceği sonucu çıkar ve o zaman kişinin duası kabul edilir.

O'nun için niyetini edinerek kişinin kötü eğilimi öldürdüğünü bilmemiz gerekiyor. Kötü eğilim alma arzusudur ve ihsan etme arzusunu edinmek alma arzusunun her hangi bir şey yapabilme yeteneğini etkisiz hale getirir. Bu onu öldürmek olarak kabul edilir, zira onu mevkiinden eder ve kimse onu kullanmadığından yapacak bir şeyi yoktur. Ve kötü eğilimin işlevini yerine getirmesi ortadan kaldırıldığında bu kişinin onu öldürmesi olarak kabul edilir.

Ve kişi "İnsanın güneşin altındaki tüm bu çalışmadan kârı ne?" diye düşündüğü zaman, iki nedenle O'nun adına hizmet etmenin o kadar da zor olmadığını görür.

1. Her halükarda, istese de istemese de, kişi bu dünyada çabalamak zorundadır ve kişinin tüm çabalardan sonra eline kalan nedir?

2. Bununla beraber, kişi O'nun adına çalışırsa çalışma esnasında haz da alır.

Kabala BilimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin