6 -Saat-

14.2K 907 634
                                    

Playlist: Selena Gomez - Who Say
__________________

"Sevindim" yazdım gece su içmeye kalktığımda. Tüm gece deliksiz uyuduğum pek nadir olurdu. Boğazım kurur ve illaki suya, tuvalete kalkardım. Bazen tuvaletin odaya bu kadar uzak olmasından nefret ederdim ve bu bazenler tüm geceleri kapsıyordu. Evimizin dar uzun bir geri antresi vardı, burayı diğer antreden ayıran kapının çaprazında yatak odası ve lavabo karşılıklıydı. Bizim odamız yatak odasının yanında ve banyoyla çaprazdı.

Gecenin bir yarısı mesaj atmıştım ama tabi Seyhun bu saatte uyuyordu. Yatağıma dönerken anneme ısrarla diktirdiğim bordo perdeyi kapattım ki sabah için önlem olsun.

*

Bilincim açıldığında eklemlerimin ağrıdığını hissettim. Muhtemelen üstüm açık yattığım içindi ama hava sıcaktı. En azından perde sayesinde kavrulmaktan kurtulmuştuk. Havaların hali ne olacaktı Allah bilir. Kışı iki ay yaşarken üç mevsim yaz olmaya başlamıştı. Oysa daha bahar mevsimindeydik. En sevdiğim mevsim olan bahar, yaz kadar sıcak geçiyordu. İnsanlar ilahlık tasladıkça, kainat Yaratıcısını ilan edercesine, kafa tutuyordu bu kimyasal değişime.

Esnedikten sonra telefonuma baktım, okunmamış bir mesajın sahibi Seyhun'du. "kalkınca haber ver" yazmış. gönderim saati 07:20

Arayıp "Günaydın" dedim, saat ona geliyordu.

"Ha, uyandın mı fıstık, Günaydın"

"Günaydın, mesaj atmışsın"

"Evet, benim ofisteki işim bitmek üzere. kahvaltını yap, hazırlan seni almaya geleceğim" Aceleyle konuşuyor gibiydi. Belki de başka birşeyle meşguldü.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Sürpriz. haydi ben kapatıyorum" cevap beklemeden telefonu kapattı. Burayı pek bilmezdi ki beni nereye götürecekti acaba.

Kalkıp üstüme kıyafet bakındım. Nasıl bir yere gideceğimizden bahsetmemişti. Siyah pantolon üstüne dantelli bluz her durumu uyar diye düşündüm. Sade ve şık. Saçlarımı at kuyruğu bağladım, lenslerimi taktıktan sonra sürmemi çektim. Mutfağa geçip masada hazır bekleyen kahvaltılıklardan atıştırdım. Annem her zamanki gibi benden önce kalkıp kahvaltı yapmıştı.

"Adam akıllı oturup yesene Nisa" dedi.

"Birazdan çıkacağım anne" Ağzıma aldığım yeşil zeytin sesimin boğuk çıkmasına sebep olmuştu. Çekirdeğini çıkarıp biraz su içtim.

"Kermese mi? Ablangilin sergisini öğleden sonraya almışlar" Ablam sergi için birkaç ahşap boyama yapmıştı. Bugün onlar sergilenip satılacaktı.

"Yok Seyhun'la çıkacağım beni almaya gelecek birazdan. Ablamla haberleşiriz" dedim bir dilim beyaz peynirin ardından reçel sürdüğüm ekmeği ağzıma attım ve suyumu bitirdim. Elhamdülillah.

"Öyle mi? Nereye gideceksiniz?" diye sordu annem. Birden çok ilgili gözükerek. "Bilmiyorum, sürprizmiş"

"Ne zamandan beri birbirinize sürpriz yapıyorsunuz?" Garipsemekte haklıydı ama nedense Seyhun'la kısa sürede bu kadar samimi olmak tuhaf gelmiyordu. Sanki yıllardır arkadaş gibi doğal karşılıyordum her yaptığını. Öpüşmek hariç. Tam birşeyler söyleyecekken kapı zili çaldı. Seyhun'du. Kapıyı açan annemle konuşuyordu.

"Merhaba Pürnur teyze, nasılsın?"

"İyiyim evladım seni sormalı?"

"Sağolun iyiyim. Ben Nisa'yı dışarı çıkarmak istiyorum, izniniz olursa"

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin