48/2 -Bebek-

12.1K 767 931
                                    

"Seyhun'un İlkim'i"
__________

Gecikme için kusura bakmayın, ben bir defada başına oturup bir kaç satır karalayarak, entrika cinsellik şiddet merak olsun da mantığını sorgulamayın diyemiyorum. Şu kadar oy bu kadar yorum yapana bölüm ödülü de veremiyorum. Fakiriz ama gönlümüz sağolsun.

Dudaklardan çıkmasa, yazıya dökülmese dahi Hepinizi görmeden seviyorum. Allah'a emanet olun.
_____________

Playlist:
Enrique Iglesias - Bailando
John Legend - You and I
Sam Smith & Latch - Disclosure
Deniz Toprak & Resul Dindar - Sebebi Sensin

________

Tuhaf bir melodi kulağımı çınlatırken uyuşukça gerindim. Esnerken isteksizce gözlerimi araladım, uzun zamandır aldığım en iyi uyku buydu sanırım bebekler gibi uyumuştum. Hala çalmakta olan telefonumdaki aşina müziği susturmak için açma tuşuna bastım.

"Alo" Uyku mahmuru boğuk sesim, hoş ve yumuşak bir sesle karşılık buldu.

"Günaydın güzelim. Uykunu aldın mı?"

Güzel sesine tebessüm ettim.

"Sanırım fazla uyumuşum" Elimle gözlerimi ovuştururken ikinci kez esnedim. Ayılan bilincimle elim yatağı sol tarafına gitti, merakla sordum. "Sen nerdesin?"

"İşteyim. Bugün boş günün olduğu için uyandırmak istemedim. Düğün için alacaklarını bugün halledebiliriz. Sen hazırlan geliyorum"

"Tamam" dedikten sonra acelece devam ettim. "Daha kahvaltı yapmadım ama"

"Trafikten anca gelirim zaten"

Sevinçle yataktan çıkarak elimi yüzümü yıkadım. Dün gece... Her şeye rağmen güzeldi, farkına vardığım gerçekler beni sarstığı gibi Seyhun'a empati kurmamı sağlamıştı. Onu sevmem için, yaptıklarına anlam vermem ve anlayış göstermem için sebepler sunmuştu. Hele Seyhun'un süprizi ve bana karşı anlayışı. Beni çepeçevre saran gerçekleştirdiği hayallerimiz... Odaya döndüğümde yatağımızı güzelleştiren tüle tebessümle baktım. Ona sahip olduğum için çok şanslıyım. Kaderimdi ve benimdi. Binlerce şükürler olsun.

Alışverişe gidecek olmak ise ayrı bir heyecan veriyordu. Bir an Melis'i aramayı düşündüm ama tereddüt ettim. Ne yaptığı hakkında fikrim yoktu, bu fazlasıyla can sıkıcıydı ama karışmak konusunda emin olamıyordum.

Telefonu bırakarak üstüme rahat bir siyah kot ve kırmızı yeşil ekoseli gömleğimi giydim. Kahvaltıyı hızlıca geçiştirmiştim. Seyhun hala gelmemişti. Telefonu elimde döndürürken arayıp aramamak arasında kaldım. Trafiğe takılmış olabilirdi. Telefonun ekranında bekleyen "Suratsız Soyka" ismini "Laf Cambazı" olarak değiştirdim. Aklıma gelen pek çok başka isim vardı; 'Hayatımın anlamı, Bal Gözlüm, Nefesim, Aşkım, Ada'mım, Gökyüzüm, Gerçeğim...'

Ama nedense hepsi bir nebze uzak geliyordu. Laf Cambazı kadar Seyhun'u tamamlayan ve samimi bir ifade daha bulamamıştım henüz. Kaydettikten sonra üstüne tıklayarak aradım. İkinci çalışta meşgule aldı.

Müsait olmadığını düşünebilirdim ama babamı beklerken meşgule attığı zamanların alışkanlığı ile gelmiş olabileceğini düşündüm ve paltomu üstüme geçirerek aşağıya indim.

Apartmanın geniş koridorunda yeni silinmiş ferah havasını soluduğumda hoş kokan deterjanın kokusuyla tebessüm ettim. Çiçek kokularını seviyordum ama sentetik kokular bir süre sonra baş ağrısı yapıyordu. Dış kapıyı açtığımda uğultulu bir rüzgarla karşılandım. Paltomun şapkasını kafama geçirirken apartmana yanaşan gri spor arabamızla hızla merdivenleri indim. Yanılmamıştım.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin