Kafanızda kurguladığınız hayaller gerçek olsa ne yapardınız? Sanal bir ilişkiye ne kadar dokunabilirsiniz?
"Neden benimle uyuyorsun?"
"Çünkü hiç bir çıkarım yok"
Birine kilometrelerce uzakken, bir o kadar yakın olunabileceğini o gün anladım. Bunu k...
Gecikme için kusura bakmayın. Sağlıksorunlarım var. Hikayeye duyduğunuz sevgi ve ilginize minnettarım,yüreklerinize bu kadar dokunabilmek ben de müthiş bir mutluluğa sebep oluyor. Bölüm sonunda notu okursanız sevinirim.
_________
Playlist: Twiligtsoundtrack - Flightlessbird (Multiden dinleyin) Gwen Stefani - Cool TheCranberries - Zombie Samandar - Main Kinaru Tu ___________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Siz geçin, arabayı park edip geliyorum"
"Tamam"
Seyhun ile birlikte arabadan indik ve hastaneye doğru yürüdük. Pudra paltomun yakalarını yukarı kaldırarak rüzgarın etkisini azaltmaya çalıştım. Seyhun kolunu belime atarak beni kendine yaklaştırdığında tebessüm ettim. Havalar fazlasıyla soğumuştu, Konya'daki kadar keskin olmasa da ayaz kendini hissettiriyordu.
Bir hafta geçmişti ve Seyhun'un dikişleri alınacaktı. Her ne kadar kendim giderim dese de, Özgür ile buna müsade etmemiştik. Geçen sefer kendi başına pansumana gitmesine bile kızmıştım. Diğer günler pansumanı Özgür halletmişti sağolsun. Sırtındaki ezikler azalmıştı ancak bu hali bile vicdan azabı çekmeme sebep oluyordu ve bakamıyordum.
Giriş işlemlerini yaptırdıktan sonra üst kata çıktık. Hastane koltuklarına oturduğumuzda, biraz ileride başka bir hemşire ile sohbet eden Yasemin hemşire bizi fark ederek yanımıza geldi.
"Merhaba, nasılsınız? Kesikleriniz daha iyi mi Seyhun bey?"
"İyiyiz, teşekkür ederim" Seyhun karşılık verdiğinde ben de hemşireye gülümsedim. Hastanede kaldığımız sürede üç farklı hemşireyle muhatap olmuştuk ancak Yasemin hemşire hepsinden daha ilgiliydi. Esmer teni ve kıvırcık gür saçları ile alımlı bir kızdı.
"Özgür.. Bey yok mu?" Duraksadı. Bakışları beklentiyle parlamasına rağmen sorusundan mahcup olmuş gibiydi.
"Arabayı park ediyor, gelir birazdan" Neden sorduğuna dahi akıl erdiremeden otomatikman cevap vermiştim. Sonrasında ikimiz de durumun tuhaflığıyla gerildik.
Seyhun boğazını temizledikten sonra ayağa kalktı. "Sıra geldi, sen burda bekle"
Onu dinlemeden ben de doğruldum. Yasemin Hemşireyi başımla selamladım. Biz odaya girmeden Özgür de yanımıza gelmişti.
"Ah, merhaba Özgür bey"
"Merhaba Yasemin, nasılsın?"
Yasemin hemşirenin gülüşüne yansıyan mutluluk öylesine aşikardı ki anlamamak mümkün değildi. Heyecanla cevap verirken, Özgür onda alışkın olduğum sakinliği ile konuşuyordu. Yüzü genelde olduğu gibi kirli sakallıydı ve kehribar rengi gözleri samimiyetle parlıyordu. Mahcup bir ifadeyle başını eğerek elini uzun dalgalı saçlarına attı.