21 -Buruk-

12K 684 349
                                    

Yağmuru bir günden Merhaba. Geç kalan bölüm, bir o kadar uzun. Sizi ne kadar tatmin eder emin değilim ama gerekli bir bölümdü ve sonrasında epey hareketli günler geçireceğiz.

Polemik kısmında yardımlarından dolayı @MinaBaya sonsuz teşekkürler.

*

Playlist: Emre Aydın feat. Model - Bir Pazar Kahvaltısı

Feridun Düzağaç-Düşler Sokağı (Dinlenmeli)

Christina Perri - Human (İsa ile mesajlaşma bölümünden itibaren şiddetle tavsiye edilir)

Multimedya: Nisa

_______________

Güneş doğarken yemyeşil çayırların üstüne,

Sevgiyle besleniriz, şinanay yavrum şinanay nay

Göz kapaklarım tamamen hoşnutsuz bir kıpırtıyla aralandı. Açık olan pencereden 'süt aşkı' diye bağıran iğrenç megafon kime aitti Allah aşkına? Kendime gelmeyi başardığım birkaç dakikanın ardından, sabah klasiğim haline gelmiş olan alışkanlıkla telefonu elime aldım. Mesaj kutusuna tuşladığımda, Sema beni durdurdu. Biraz bekle, aynı hisleri paylaşıyorsa, o zaten yazar sana.

Önce, dün gecenin muhasebesini yapmalıydık. Ne olmuştu öyle, hatırlayınca bile içim tuhaf oldu. Hadi Seyhun sarhoştu, bana ne oluyordu da böylesine fütursuzca davranmıştım? Hayır içime cin min kaçmamıştı ki, ben dün kendime söylediğim tüm lafları, üstünden bir gün geçmeden tekrarlamıştım. İradesizliğin vücut bulmuş haliydim resmen, mantıklı düşünebilme kapasitem olmasına rağmen uygulama kabiliyetim sıfırdı.

"Nisa kalktın mı? Yatağını topla gel, kahvaltıya oturuyoruz" Odanın kapısına gelen ablamın aceleci sözleriyle yattığım yerden doğrulup bir an odaya göz gezdirdim. Dağınık olan tek şey top haline getirdiğim pikem ve birbirine girmiş saçlarımdı. Tabi bir de arapsaçı hislerim.

Biraz daha kendimi ayıplayan tarafımla, olayların ciddiyetini iplemeyen tarafımı savaştıracakken, önemli olması gerektiği halde unuttuğum bir şeyi hatırladım. Telefonu elime aldığımda, dijital saat 09:23'ü gösteriyordu ki, düşük bir ihtimalle Seyhun bana güvenip uyanmadıysa azar işitecektim.

Aklımı kurcalayan diğer müthiş detay ise, birkaç saatlik uykuyla nasıl ağrı çekmediğim ve dinç olabildiğimdi, maşaallah formumdaydım. Bunu bir kenara bırakarak, arama tuşuna tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm. Aramam, ikinci çalışında karşılık buldu.

"Efendim?"

Karşıdan gelen kibar hitap ruhuma dokunmuştu. Bu adamın sesi neden bu kadar zarif ve... Ah, ne diyorum ben? Başımı iki yana sallayarak ayran budalası halden sıyrıldım. Öfke kontrolü olmayan insanlar vardır ancak irade kontrolsüz ilk kişi olacaktım bu gidişle.

"Şey selam.. Yani günaydın. Ya ben seni uyandırmayı unuttum" ikilemdeki duygularım, telaş olarak sesime yansımıştı ama umuyorum ki samimiyeti olarak algılamış olsun.

"Önemli değil güzelim. Kalktım ben, uyuduğunu bildiğimden yazmadım. İzmir'e dönmem gerekiyor bugün, bir ihale için babam-"

"Gidiyor musun?" Kalbimi sıkıştıran heyecan bağırmama sebep olmuştu. Durup kendimi toparladım ve sesime hakim olarak devam ettim "İzmir'e mi dönüyorsun?"

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin