47 - Taş, Kağıt, Makas-

16K 841 1.2K
                                    

"Beni kendine alıştır"

_________

Geçmiş olsun dilekleriniz için hepinize teşekkür ederim. Umarım en kısa zamanda beynimi kelepçeleyen ve bana nefes aldırmayan ağrılardan kurtulurum.

*Bölümde yetişkin içerik bulunuyor

____

Playlist:
P!nk - Try
P!nk - Who Knew
Passenger - Let Her Go
Model - Mey
Birol Namoğlu(Gripin)- Muhtemel Aşk

(Şarkıların aralıkları çok sık değil. Kısım boyunca tekrar dinleyin lütfen)
_______

Alarmın sesi kulaklarına işkence ederken, tüm uykuma rağmen güçlükle doğruldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alarmın sesi kulaklarına işkence ederken, tüm uykuma rağmen güçlükle doğruldum. Engel olamadığım esnemeyi elimin yeriyle savuşturup elimi dağılmış saçlarımdan geçirdim ve gözlerimi iğne batıyor hissiyle zor da olsa aralayarak saate baktım; 06:54

Çok erkendi ancak Seyhun uyanmadan evden çıkmalıydım. Uykumun açılmasını umarak kıyafetlerimi giyinip saçlarımı at kuyruğu bağladım. Hala ara ara esniyordum.

Hazırlandıktan sonra boğazımdaki kuruluğu gidermek için mutfağa geçmekte tereddüt ettim. Temkinli adımlarla mutfağa ilerlediğimde Seyhun salondaki kanepede yatıyordu. Bir melek gibi kusursuzca uyuyuşu ile iç geçirdim.

Dün gece evden çıktığında sabırsızlıkla Özgür'e, ona göz kulak olmasını isteyen bir mesaj atmıştım. Ve "Fazla aramama gerek kalmadı, endişelenme yanımda" yazmıştı. Eve ne zaman geldiğini bilmiyordum ancak gece suya kalktığımda onu kanepede uyurken bulmuştum. Yine burda yatması içten içe beni huzursuz etse de bir süre utançtan ona yakınlaşabileceğimi sanmıyordum.

Sessizce mutfaktan çıktıktan sonra paltomu giydim ve evden ayrılarak karşı zile bastım. Nurlana kapıyı açana kadar uzunca bir süre beklemem gerekti.

"Sonunda, günaydın"

"Günaydın , nə bu acele?" Uyku mahmuru gözlerini ovuştururken henüz pijamalarıylaydı. Yüzünü ilk kez bu kadar duru görüyordum, makyajsız kesinlikle daha küçük gösteriyordu ve daha sevimliydi.

"Bugün erken gitsek olur mu?" derken dönüp kendi kapımıza göz attım. Beni baştan aşağı süzdükten sonra "Hazırlanayım , içəri gəl" dedi. Başka seçeneğim de yoktu.

Bizimkine göre daha yalın dizilmiş bir evi vardı. Salonda iki tane üçlü kanepe ile iki berjer, TV sehpası üstünde küçük bir televizyonu ve antika bir halısı. Bizimkinden farklı olarak evi stüdyo daireydi ve eşyaları bohem tarzdaydı. Çoğunun ikinci el olduğunu söylemişti. Aynı apartmanda üç daire de birbirinden farklı yapıya sahipti. Daha önceden alışkın olduğum üzere, mutfağa yakın berjerlerden birine oturdum.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin