Selamun Aleyküm Mattycanlar. Nasılsınız?
Güzel haberlerim var.
Prolog kısmını koyup koymamakta tereddüt ettim ama Seyhun'dan okumak isteyen çok kişi vardı. Umarım beklentilerinizi karşılar.Yeni bölüm hemen yarın gelecek -aksilik çıkmazsa- ve bu prolog orada anlam kazanacak. İyi okumalar ♡
____________
Playlist:
Bruno Mars - Again
Anastacia - Everything Burns
_____________Gara yaklaşan otobüste Özgür'ü fark etmemle el salladım ve otobüsün park etmesini bekledim. Bir kaç yolcunun arkasından indi. Özlemle birbirimizi sarıldık.
"Kardeşim, artık aynı şehirde olacağız"
Özgür'le aynı üniversiteyi yazmıştık ve ikimiz de okul bitince şirkette çalışmayı planlıyorduk. Valizini onun yerine taşıyarak, az ileride duran taksilerden birine oturduk.
"Ankara nasıl, teyzemler iyi mi?"
"İyi herkes. İkizler seni özlemiş, zor kurtardım yakamı. Biz de geleceğiz diye tutturdular"
"Ben de onları özledim. Keşke gelseydiler. Bizde kalırdılar okul açılana kadar"
Özgür gülümsemekle yetindi ve kehribara çalan gözlerini camdan dışarıya çevirdi. "İzmir'i özlemişim. Denizi gördükten sonra denizsiz yaşamak zor"
"Öyle olmalı. İzmir'den başka yerde yaşamayı düşünmem" dedim kararlılıkla.
"Derya nasıl? Ailenle tanıştı mı?"
"Evet" dedim gülümserken. Derya.. Deniz gözlüm. Sözlerine, gülüşüne, zekasına hayrandım. Yüzü kadar gönlü de güzeldi. "Abimin bile gözüne girdi. Zaten yıllarca sevdiğim kızdan başkasıyla olmayı düşünemezdim"
"Sevindim"
Aklıma gelen şeyle cebimden telefonu çıkararak abimi aradım.
"Alo abi, neredesin? Özgür'ü aldım, akşam eve gelsen olur mu? Hep birlikte takılırız... -Babamın sesi mi o?" Bir an duraksadım. "Sen şirkette misin? Bizde gelelim, birlikte geçeriz"
İtiraz etmesine rağmen, telefonu kapattığımda, şoföre şirketin adresini verdim.
"Abin şirkette çalışmayı kabul etti mi?" diye sordu Özgür. Abimin babamla anlaşamadığını herkes bilirdi, sırf bunun için alakasız bir bölüm okumuştu.
"Sanmıyorum, ama şirkete gittiğine göre belki de artık fikrini değiştirmiştir" Öyle umuyordum.
Abim, liseden beri bizden ayrı yaşıyordu, annem gençlik hevesi olduğunu söyleyerek anlayış göstermişti ama kavgalar yüzünden gittiğini biliyordum. Başlarda üzülsem de aynı şehirde olduğumuz için çok sorun etmemiştim. İstediğimde abimi görebiliyordum. Sert bakışlarının ve kaba tavırlarının altında yufka yürekli olduğunu biliyordum. Bana karşı gelen en ufak bir şeye bile tahammülü yoktu.
Özgür'le anıları paylaşırken, duran asansörden gülerek indik. Babamın odasının önünde sekreter kız telaşla dolanıyordu.
"Ne oldu?" Telaşının sebebini anlamaya çalıştım.
"Abiniz. O şirkete geldi ve çok öfkeliydi, Mustafa bey'le tartışıyorlar"
"Yine mi?" Sıkıntıyla nefes verdim ve odaya yöneldim. Eskiden abimi her konuda haklı bulurdum ama sürekli her yerde olay çıkarması rahatsız ediciydi.
"O evi satamazsın, Orası annemden kalan tek yer!"
"Eski bir harabe, artık bir değeri yok. Oranın arsası için büyük bir teklif aldık"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAATTEESSÜF
General FictionKafanızda kurguladığınız hayaller gerçek olsa ne yapardınız? Sanal bir ilişkiye ne kadar dokunabilirsiniz? "Neden benimle uyuyorsun?" "Çünkü hiç bir çıkarım yok" Birine kilometrelerce uzakken, bir o kadar yakın olunabileceğini o gün anladım. Bunu k...