Sondaki notu okumayı unuymayın.
Gecikme için kusura bakmayın. Yeni karakterlere odaklanmak zaman aldı. Bir de malum yaz sezonu (:
Karakter analizleri için, hep yanımda olan kardeşim Dilcha ya, son okuma için papatyaruhlukitap a çok teşekkürler ^^
.....
Playlist:
Tek Başımıza - Erkin Koray
Better Safe Than Sorry - Halestorm
Duman - Kırmış Kalbini
_________Egemen
"Kaç numaralı oda?""7. Kat, 72 numara"
Sekreteri başımla onaylayıp asansöre yöneldim. Melis, Derya'nın bayıldığını söyleyince hastaneye gelmekte vakit kaybetmemiştim. Son zamanlarda bu bayılma vakaları çok sık tekrarlıyordu ve kendini profesör ilan eden bir düzine işe yaramaz, gittikçe kötüleşen tümörüne bir çare bulamıyordu. Onca yıl okuyup aldıkları diploma bir yerlerine girsin. Sinirle dişlerimi sıktığımda, kaşlarımın refleksif çatılışıyla gerilen yüz hatlarım asansörün aynasına yansıdı.
Açılan kapıdan koridora adım atarak sağa doğru ilerledim. 72 nolu kapıyı tıklattıktan sonra cevap beklemeden içeri girdim.
Kapı hizasındaki duvara asılmış televizyonda müzik kanalı açıktı. Odada birinin olmamasıyla kaşlarımı çattım. Derya'yı bırakıp nereye kaybolmuştu bu Melis?
Hasta yatağına yaklaştığımda kabarık yorganın altındaki hareketsiz bedeni fark ettim. Serumla uyutmuş olmalıydılar. Solmuş teninin onu ölü gibi göstermesi canımı sıktı. Bu ay fazlasıyla zayıflamıştı. İçe çöken yanakları yüzünü çirkinleştiriyordu. İlaçların etkisiyle gözaltlarında oluşan mor halkaları ancak makyaj kapatabiliyordu.
Sıkıntıyla nefes vererek kenardaki koltuğa çöktüm ve başımı ellerimin arasına aldım. Yanında olacağıma söz vermiştim ama gözlerimin önünde erirken elimden hiçbir şey gelmiyordu. Derya kadar güçlü ve güzel bir kadının aylar içinde nasıl bu hale gelebildiğine anlam veremiyordum. Dünya adil değildi, hem de hiç.
Bir kaç ay önceydi. Klipte oynaması için manken araştırırken barda arkadaşımla buluşmuştum. Konuşmamız sırasında biraz ileride Derya'yı fark ettim, kısa sürede peş peşe içmişti.
"Yavaş ol, daha erken."
Başını kaldırıp bana baktıktan sonra umursamaz soğuk tavrıyla öteledi.
"Git başımdan Egemen. Bir tane daha..."
Barmene uzattığı bardağı tutup masaya koydum. "Bu kadar yeter, evine git."
Vücudunu bana çevirdiğinde alayla güldü. "Beni mi sorguluyorsun? İstediğim zaman, istediğim kadar içerim."
Elindeki bardağı kaldırdı. Yüzündeki rahat ifadeye bakılırsa çoktan sarhoş olmuştu. Sabah hastanede uyandığımızda Nisa Seyhun'un kollarında mışıl mışıl uyuyordu. Derya'nın bı gereksiz melankolisine izin vermeden sandalyeden kaldırdım.
"Eve gidiyoruz."
"Ben hiçbir yere gelmiyorum. Bırak!"
Kolunu kurtararak sertçe çıkıştı. Sandalyeye geri döneceğinde sendeledi.
"Sarhoşsun."
"Olayım."
"İyi" Sinirle nefes verdikten sonra arkamı dönerek çıkışa yöneldim. "Keyfin bilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAATTEESSÜF
General FictionKafanızda kurguladığınız hayaller gerçek olsa ne yapardınız? Sanal bir ilişkiye ne kadar dokunabilirsiniz? "Neden benimle uyuyorsun?" "Çünkü hiç bir çıkarım yok" Birine kilometrelerce uzakken, bir o kadar yakın olunabileceğini o gün anladım. Bunu k...