29 -Sanal-

9.5K 706 796
                                    

Multimedya: Grup Abdal - Ervah-ı Ezelde
(Belirtilen kısımda mutlaka dinleyin. Tüm bölüm boyunca da baştan sarıp dinleyebilirsiniz)

Playlist: Cem Özkan - Olmayacak Bir Hayal
Zeynep Casalini - Dokunma Bana
84- Dokunma
Gripin - Böyle Kahpedir Dünya
Bengü - Hala
84 - Ölürüm hasretinle
84- Eller Günahkar
Koridor - Senin O Gözlerin Varya
Özgür Aktaş - Ölünce Sevemezsem Seni
Gece Yolcuları - Hüzün

*Müzik seçimleri herkese uymayabilir ama bu kısıma özel olarak, listedeki müzikleri önceden açıp sırayla dinlerseniz duygular hissedilir olacaktır.

Not: Bu kısım hikayeyi yazma sebebimdir, birkaç bölüme yaymadığım için aşırı duygu yoğunluğu var.

Bismillahirrahmanirrahim.

____________________

~"Özledim gel dediğinde gelemezsem, o zaman engel büyük demektir" ~

34 gün, onlarca yetim düş, gözü yaşlı uykuya teslim geceler, çaresizliğe pranga vurmuş kelepçeler, ölüme mahkum bir ruh, kucaksız yalnızlık, sonsuz kırgınlık, sonsuz acı, sonsuz sensizlik...

"Özledim, Gel"

Ellerim bir kez daha gururuma ihanet ederek yolladı yüzsüz mesajımı. Bekledim, cevap yazmasını, beni anlamasını; ona nasıl muhtaç olduğumu, hasretinin içimi nasıl yaktığını, onsuzlukta zerrelerime kadar yalnızlığı yudum yudum içtiğimi, gözümdeki yaşı, kalbimdeki yarayı, ruhumdaki pişmanlığı, aklımdaki ihaneti görsün istedim. Gittiğinden beri, hayallerim ve ben istenmeyen çocuklar gibi öksüzüz Seyhun. Neler yaşıyorum bilsen.

Hani o görmeden, ellemeden dokunduğun kalbim var ya, şimdi yokluğunun açtığı kesiklerle can çekişiyor. Sen etkileyici bir sanatkârken, aynı ustalıkla katili oldun düşlerimin. Sorun bedeninin uzakta olması değil, sorun ruhunın beni terk etmesi adam.

Sensiz hayat, nasıl biliyor musun? Hisleri afilli kelimelerle süslemeye gerek yok; bok gibi işte. Güneş yarım doğuyor, gün buruk geçiyor. Bir an unutup seni gülüyorum, sensiz de yaşayabiliyorum ama aldığım nefesin hakkını vermek, o olmuyor işte. Yıllardır kendimle savaşarak özgürlüğe kavuşturduğum dilim yine içine akıtıyor sözcüklerini. Kalem alıyorum elime kağıt alıyorum, mısralar dökülüyor yaralı kalbimden, hece hece sana şair oluyorum adam, sana aşık... Her gün daha çaresiz, daha berbat, daha umutsuz ama daha aşık sanki.. Biteceği yerde artıyor içimdeki sen, sensizliğine inat.

Bilincim fırsat bulsa atıp bir kenara anıları, bakacak yoluna ama ah o kalbim, ah nasıl sarılıyor sözlerine bilsen. Sildirmiyor, unutturmuyor, her günün önüne getirip seriyor senin o tatlı gülüşünü. Güzelim deyişini.. Çekip gidişini..

Ne zaman sana bu kadar kapıldım inan bilmiyorum ama öylesine bağlanmışım ki, güne sigarasız başlayamayan bir tiryaki gibiyim.

Her sabah yüzümde umudun tebessümüyle uyanıyorum, senden mesaj olmadığını görünce 250 gramı eksiliyor umudun. Beklemek, bir o kadarını daha çürütüyor. Pişmanlık, öfke ve çaresizliğin acı tadına dayanamayıp ben yazıyorum sana, umudu 500 gramın üstüne çıkarmak ister gibi.

"Günaydın" diyorum, "Nasılsın?" diyorum.

"Seni özledim", "Senden nefret ediyorum", "Ne zaman döneceksin?", "Hala nişanlıyız farkında mısın?", "Lütfen dön", "Sana ihtiyacım var", "Herkes seni soruyor", "Berbat hissediyorum", "Hayat çok boktan",

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin