"Müsait bi' yerde"
Bu ilk cümleyle, Maatteessüf'ü kaleme aldığımda 2014'ün temmuz ayıydı.
Bölüm beklemenin, hikayenin tüm heyecanını kaçırdığını bildiğimden ve sürekli yazamayacak kadar yoğun olduğumdan dolayı finali planlamadan yayınlamak istememiştim.
Elimdeki bölümler ve taslaklarla nihayet 26 Ocak 2015 de ilk bölümü yayınladım. Daha o günden yanımda olup bana destek veren güzel insanlar vardı, hepsiyle wattpad sayesinde tanıştım. (Şu an dahi, çevremden bir okurum olduğunu söyleyemeyeceğim)
Benim bir kaç aya biter dediğim senaryo, yazdıkça ve mesajlar aldıkça devasa bir sarmaşık gibi tüm hayatıma işledi. İyi, kötü, zor koca iki yılı Nisa, Seyhun ve sizinle devirdik. Kah hayal kurduk, kah bir yağmurda ıslandık, kah sinirden delirdik. Seyhun ile güldük, Nisa ile ağladık.
Şu an pek çoğumuzun beklentisi 'evli mutlu çocuklu' bir son olsa da, aslında bu hikayenin temelindeki amaç çok farklıydı. Burada saçma ve gereksiz kurguların, genç kızları nasıl etkilediğini gördükçe, gerçek bir şeyler yazmak istedim.
Sanal ilişkiler her zaman hayatımızdaydı, bundan sonra da olacak. Nisa gibi hayallerde yaşayanlar, Seyhun gibi duygulara sığınanlar, bana yazan pek çok kız gibi hayal kırıklığı yaşayanlar ve bir kaç güzel son da olacak.
İki yılda sizinle paylaşmayı umduğum çok şey oldu. Öğüt vermek değil hissettirmek istedim, söylemek yerine göstermeye çalıştım, doğrularla yanlışlarla. Ve zaman geldi ben de sizinle farkındalık kazandım, sizden öğrendim.
Teşekkür edeceğim o kadar kişi var ki; ilk okurumdan, zorlandığım yerde yardımıma koşana, neşesiyle bana umut olup, yorumlarıyla beni güldürenine, gururlandıranına, ağlatanına... oturup ciddi ciddi hikayeyi tartıştıklarıma, günlerce beyin fırtınası yaptıklarıma kadar.. Hepsinin kullanıcı adlarını etiketlemem mümkün değil, aklımdaki isimleri sıralasam aralarında unuttuğum olursa diye çekiniyorum. Ancak bu satırlarda kendini göreceklerini umarak, bana tek bir cümleyle bile destek olan, yürekten hisseden herkese tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Lütfen, kendinizi yorumda gösterin. "Ben de vardım" diyin. Sizinle bağımız çok özel, minnetimi kelimelere dökemem.
Şimdi bu kadar şeyi yazmayı tuhaf bulacaksınız, haklısınız. Son bölümden sonra aklınız karışabilir, oraya not düşmek istemedim. Bir süredir kurgu omzumda büyük bir yüke dönüştü ve hem karakterlerin hem bendenizin nefes almaya ihtiyacı olduğunu gördüm. Uzun zaman bölüm yazamamamın asıl sebebi ziyadesiyle yorulmuş olmamız.
Uzun bir günden sonra uykuya duyduğum ihtiyaç gibi, kafamı telefondan kaldırıp ilgilenmem gereken bir ailemin oluşu gibi.
Bu bir veda değil. Kafamdaki final kesinlikle bu değil.
Taylan'dan İlkim'e, Enes'ten Özgür'e, Sahra'ya, İsa'ya, Egemen'e kadar daha yaşayacak çok sayfamız var. Hepsini tek bir kitapta yazabilmeyi çok isterdim, konuşmuştuk hatta bunu.Ama artık bu kitabın son sayfasını da doldurduğumuzu görüyorum ve sizden biraz süre istiyorum. Dinleneceğim, kafamı boşaltacağım ve size geri döneceğiz, Kimbilir belki iki değil üç kişi döneriz!
Multiye son bölüme ithafen küçük bir video denemesi bırakıyorum. Aşağıya da karakterlerle ilgili hazırladığım videoyu ekledim. (video işini çözünce baya çılgınlaşabiliriz ;)
Aramızdaki tek bağ bu satırlar olmasına rağmen yüreklerinizin sıcaklığını hissediyorum. Yüzünüze gülüş olmak dileğiyle, sizi kocaman kucaklıyorum. Önceki bölümün sonundaki notu buraya eklemem daha uygun olacak sanırım.
Her masalın bir sonu vardır,
Hayatta ise her son bir başlangıçtır.Yeni başlangıçlarda buluşmak umuduyla. Allah'a emanet olun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAATTEESSÜF
General FictionKafanızda kurguladığınız hayaller gerçek olsa ne yapardınız? Sanal bir ilişkiye ne kadar dokunabilirsiniz? "Neden benimle uyuyorsun?" "Çünkü hiç bir çıkarım yok" Birine kilometrelerce uzakken, bir o kadar yakın olunabileceğini o gün anladım. Bunu k...