Sefa & Seyhun

7K 687 434
                                    

Herkesin bana sorduğu soruyu cevaplayacağım.

Seyhun gerçekten var(dı)
Sefa da.
*

BU BÖLÜMÜ, HİKAYEYİ BURAYA KADAR OKUMUŞ OLANLAR OKUSUN.

Şimdi size, Maatteessüf'ü neden okuduğunuzu göstermek istiyorum.

Hikayemin gerçeklere dayanan yönleri var demiştim, çoğunuz kendinizi gördünüz, çoğunuz da yaşanabilir olmasını sevdiniz. Bazılarınız benzerlerini yaşadınız.

Sefa'ya sonunda açıklık getirebildim. Gecikti biliyorum ama kurguda en uygun yer burasıydı. Sefa'nın ölüm şekli maalesef gerçek. Çok yüzeysel anlattığımın farkındayım, bir çocuğun gözünden ve olayı kavrayamamış halde aktarmaya çalıştım. Sema'nın da onlarla yaşıt bir arkadaşları olduğunu anlatamamışım mesela. Derine dalsam nasıl çıkabilirim fikrim yok, kalbimi titretiyor her anımsadığımda.

Arkadaşım 7 yaşındayken, abisi bu şekilde vuruldu. Vuran kız ise kuzeniydi. Babası ruhsatsız silahını çekmeceye koyduğu ve çocuklar onu oyuncak sandığı için öldü abisi. Beni vur diye gülerek öldü. Namazdan yeni dönmüşken, üstünde beyaz gömleğiyle, duvarları halıyı kana bulayarak öldü. Rabbim ailesi sabır versin, o cennet kuşuna da rahmet eylesin.

Nisa'yı yerine koyduğum arkadaşım, o olaydan sonra çok sessiz, içine kapanık bir çocukluk geçirdi. Sonrasında ise tam da Nisa gibi neşeli, olayların olumsuz yönünü görmezden gelen. Siz onu gördüğünüzde anlayamazsınız yüreğinin yarasını.

İnsan böyledir çünkü, aşamadığı engeli içine hapseder. Acıyı tebessümle sarar. Baş edemediğimizi yok sayar hafızamız, bunu atlatmanın başka yolu yok zira. Hani çok akıllı insanların delirmesi gibi, beyin kötü anıların üstünü çizerek insanı kurtaracak bir şeylere tutunur.

Nisa'nın geçmişi gibi neşesi de gerçek. Çünkü hayatta insanlar her şey yaşayabilir, sevdikleri ölebilir ayrılabilir ama hikayelerdeki gibi katil olmaz hepsi, kötü çocuk olmaz, ailesine kin gütmez. Öyle zamanlar olur ki, insan asla kaldıramam dediği şeyle bile ölesiye savaşırken bulur kendini.

Ben sadece bir hikaye yazmak istemedim, size bir şeyler verebilmek istedim, öğretebilmek belki sorgulatmak bildiklerinizi. Hayatın herşeye rağmen devam ettiğini, umudunuzu kaybedip, ölümü ya da ayrılığı sonsuz bilmeyin, son sanmayın istedim.

Wattpad ve dizilerde gördüğüm o kadar yanlış var ki ilişkiler hakkında, aşk hakkında. Kurgumu oluşturan temeller, bu yanlışlara tepkimi göstermek için. Gerçek öyle değil böyle demek istiyorum. Okuduğunuz, hayal ettiğiniz adamların gerçek olmadığını, gerçekte öyle kötü erkeklere aşık olmayacağınızı görün istiyorum.

Şimdi Seyhun meselesine gelirsek; Sanal ilişkiler.. Sanalda bir konuşmayı başlatmak çok kolay, ilerletmek de. Nisa, Seyhun'la yazışırken aşık olarak yazışmadı, ona nasıl kapıldığının farkına varamadı. Fark ettiğinde, bu bağı koparmamak için kendini kandırdı.
Çoğumuz böyleyiz, içten bir yaklaşım gösterip dost gibi gözüktüğünde konuşmadan edemiyoruz. O size bir şey anlatıyor, sizin moraliniz bozuksa iyi geliyor, siz anlatıyorsunuz ona iyi geliyor... Bu iş Facebookta, whatsapta  watpad'de, yazarınızın bilmediği diğer sosyal ağlarda çok kolay ve rahat oluyor. Birbirinizi görmüyorsunuz bazen adınızı bile bilmiyorsunuz, sadece karşı cins oldugunu biliyorsunuz. Ve insanın hoşuna gidiyor.

Wattpad okuyucularının pek çoğu genç körpe yürekler. Hikaye kahramanlarına nasıl bağlandığınızı, hayatınızda aşkın eksikliği gibi birini nasıl düşlediğinizi görüyorum. Bu yaşlarda insan baglanmak istiyor, yalnızlığını gidermek istiyor. İki hoş söz söyleyen biri olsun hayatında istiyor. Malesef kanıyoruz yanlışlara.  Adına mesaj sadece diyoruz, öylesine diyoruz, arkadaşlık diyoruz, yardım etmek için diyoruz, abi diyoruz, kanıyoruz. Masum kılıflar giydirerek, uyutuyoruz mantığımızı. Nefis en büyük oyununu oynuyor üzerimizde farkında olmadan. Ve ya seve isteye dokunuyoruz bizi yakacak olan ateşe. Cehalet işte, insan bilmediğinden korkmuyor.

Ama sonuç ortada, Seyhun hiç bir zaman Nisa'nın aşkı olmamıştı. Sözler gerçek değildi, kimi zaman şiirlerden alıntı, kimi zaman duruma uyuyor diye kimi zaman şakadan söylenmişti. Buna rağmen etki gerçekti, Nisa'ya hissettirdikleri gerçeğe dokundu.

Hikayeyi yazma amacım, sanal ilişkilerin insanların hayatını ne derece etkilediğini göstermekti. Özellikle de kızlar, kurduğu hayalleri paylaşan birini bulduğunda, onu ruh eşleri olarak kabullenmeye ve kalbini teslim etmeye hazırlar. Kızlar ve erkeklerin bakış açısının ne kadar farklı olduğunu okuyucularım çok net ortaya koydu.

Seyhun'un gidişini ve Nisa'nın acısını kafamdaki kadar net ve derin anlatamadım, Nisa bir ay boyunca yaşadıkları tüm hayalleri defalarca tekrarladı kafasında, defalarca hayal kırıklığı yaladı ağladı, mesajlarını okuyup kahroldu. Gerçekte bunu aylarca yaşayanlar var, aileni, yerini, güvenini kaybetmişsin gibi hissettiriyor.

Bu hikayenin başından beri, benzer yaşanmışlığı olan kızlardan mesajlar alıyorum, bana yazan bir avuç insan kadar yazmayan tanımadığım yüzlerce yaralı kalbin olduğunu biliyorum. Birine elini vermek de güven göstergesidir ancak hayallerini vermek.. Sizi tamamlayan, güzel sözlerle mest eden, her Cümlenize karşılık sizinle atışabilen biri gönlünüzü fethetmiştir. Hayallerinize mal olmuştur. Nisa ve Seyhun hiç sevgili olmadığı halde, Nisa derinden etkilendi. Ancak Seyhun için durumun aynı olduğunu söyleyemem, ikisinin ağzından da yazdım.

Seyhun, kötü niyetli olduğundan değil. İkisi de masum hislerle başladı yazmaya, bazen Nisa'nın kafasına girdi kızdırmak için, bazen yol göstermeye çalıştı, bazen beyin fırtınası yaptılar, bazen teselli ettiler birbirlerini ve sarılıp yattılar.

Bir erkek için bunun farklı yönü, bu tür yakın mesajların kızlara huzur verdiği kadar erkeği etkilemesidir. Seyhun karşı koyamadı ama yanlışa gittiğinin farkındaydı ve kendini sınırladı. Ayrıca, Nisa'nın fark etmediği bir şey var. Hayatları birbirinden çok uzak, Nisa'nın hem düşünceleri hem de yaşantısı Seyhun'dan farklı. Seyhun bunu gördüğünden dolayı birlikte olamayacaklarını biliyor ve Nisa'nın neşesinden etkilendiği kadar, çocuksuluğu sebebiyle onun sevgisine inanmıyordu. Nisa duygularıyla hareket ederken, Seyhun daha mantıklıydı, mesajların sadece anlık olduğunu kabul ederek kalbini geri çekti.

Seyhun ve onun gibiler çok fazla...  Tamam kızlar da abartıyor, bağlanıyorlar iki söze. Hemen samimi olup Nisa gibi ruhuna sarıyorlar birkaç söze kanıp. İçini gördük sanıyorlar, ama erkekler de umut veriyor. Asla gerçekleşmeyecek hayaller kuruluyor, idama atılıyor her mesaj.

İki taraf ta masum olduğu kadar suçlu, iyi niyetli olduğu kadar haksız. Sınırlar aşıldı, mantık susturuldu, an yaşandı.

Kız bağlandı, oğlan kaçtı. Bu bir hikaye değil, her ne kadar sanal yaşansa da artık hayatımızın gerçeği. İnsanların yan odadaki kardeşiyle telefonla iletişim kurduğu dünyada, yazılar mesajlar yaktı canımızı, sanal hayaller en acı gerçeğimiz oldu. Geleceğimizi tehdit etti.

Bir kızın hayalleri, geleceğidir umududur. Yanlış ellerde solmamalı. Ruhuna dokunan adam çekip gitmemeli. Sonra mutlu olamıyorlar, Onun gibi anlayan saran birini arayıp, bulamıyorlar.

Umuyorum ki bir nebze olsun dokunmuşumdur kalbinize, biraz da olsa sorgulamışsınızdır samimi olduğunuz ilişkileri, samimiyetinden emin olduğunuz Seyhun'ları, güvendiğiniz Abi'leri.

Ve erkekler de, arkadaşça gösterdiği samimiyetin kızlarda nasıl duygular yeşerttiği fark edebilmiştir.

HİKAYEYİ OKUYANLARIN, OKUMAYANLARA BU BÖLÜMDEN BAHSETMESİNİ İSTEMİYORUM. YOKSA SİHİR BOZULACAK VE ETKİ KAYBOLACAK.

Hikayem bitmedi, kurgum hazır, yazdığım kadar belki daha fazla yazacağım var. Devamında da gerçekçilik değişmeyecek. (Klişe olduğu halde yazacağım bir yer dışında) ama daha olaylı geçecek.

Ben sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Tahminlerinizi de.

Sizce Seyhun döner mi?

Dönmeli mi?

Veya Dönsün mü?

Nisa'nın yerinde olsaydınız/olduysanız ne yapardınız?

Seyhun'un yerinde olsaydınız ne yapardınız?

*
Yayınladığım ilk günden beri destek olan ve zamanla hikayeyi benimseyen, Okuyan, oylayan, eşsiz yorumlar yapan her güzel insana sonsuz teşekkürler. Artık mesajlara çok dönemiyorum ama hepinize ayrı ayrı minnet duyuyorum. İyi ki varsınız. ~Pinktasticc 

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin