42. BÖLÜM:GEÇMİŞİN DİKENLERİ🥀
Bazen hiçbir şey bitmiyordu.Bitti sandığım yerden başlayan her şey bana ölesiye acı veriyordu ve ben katlanmak zorunda olduğum onca şeyin yükünü, sanırım artık taşınamıyordum.
Yaşamak zordu.Bazen öyle zordu ki bir an sonsuza kadar bu dünyadan silinip gitmek, yaşadığım tüm acılarımı da bu fani dünya üzerinde bırakmak istiyordum.
Ama kolay değildi.Hiçbir şey söylendiği kadar kolay değildi, bırakmak istediklerim her zaman sırtımda ağır birer yüktü ve ben o yükleri belki de öldükten sonra bile taşımak zorundaydım.
Sevdiğim adam vardı lakin yoktu.Kalbinden tüm hisleriyle beraber anılarımız da silinip gitmişti ve hepsi benim belleğimde bu denli taze ve can yakıcıyken, onun benim adımı bile hatırlamaması çok kötü bir histi.
"Çok boktan,"dedim elimdeki kahve bardağını sehpanın üzerine bırakırken.Çelik endişeli gözlerle bana bakarken, sadece ikimizin olması biraz daha rahat hissetmeme ve kendimi açmama sebep olmuştu."Onu bu denli severken beni hatırlamaktası bu kadar boktan hissettirmemeli."
"Haklısın kardeşim,"dedi bana samimi gözlerle bakarken.Üzgün görünüyordu.Elbette benim kadar üzgün olamazdı ama her şeye rağmen benim için üzülüp endişelendiğinin farkındaydım."Bunları düşünmen sana bir şey getirmeyecek ama.Hem baksana, o kağıdı bulduğunuz akşam onun gözlerinde garip şeyler gördüğünü söylemedin mi?O piç kurusu eminim ki sana karşı hala bir şeyler hissediyor ama bunun farkında değil,"söyledikleri gerçek miydi yoksa sadece beni rahatlatıp mutlu etmek için kurulan süslü birkaç cümle miydi bilmiyordum."Kardeşimi o itle paylaşma fikri hala hiç hoşuma gitmiyor.Ama senin üzülmen daha kötü."
"O gece gözlerinde garip şeyler gördüm evet,"dedim Çelik'in cümlesine katılarak."Ama yemin ederim duygudan yoksundu.O sadece tanımadığı bir yabancı için endişelenmiş gibi baktı bana."
"Sana öyle gelmiş,"dedi masadan küllüğe uzanarak.Ardından kalçasını hafifçe kaldırarak arka cebinden bir paket sigara ve onu takiben gri bir zippo çıkardı.Ben sigarayı aleviyle aydınlatan zippoya bakarken, Çelik konuşmaya devam etti."O herif kimseye acımaz.Bence sana karşı içinde adlandıramadığı hisleri var ve o bu yüzden sana öyle baktı."
"Umarım öyledir,"derken öyle olmasını her şeyden çok umuyordum."Çünkü ben ona bu denli aşıkken bana karşı hiçbir şey hissetmemesi çok kötü hissettiriyor."
"Neyse,"Çelik sigaradan derin bir nefesi ciğerlerine misafir etti.Sigaranın ucundan çıkan alev çıkık elmacık kemiklerini bir an için aydınlattı.Abimin gerçekten güzel bir görüntüsü olduğunu o an bir kere daha fark ettim."Ben kuzuyla konuşurum.O herifi iyi tanıyor biliyorsun.Seni rahatlatır, iyi şeyler söyler."
"Eylül mü?"dedim dalga geçer gibi."O doğrular benim lehime olsa bile bana söylemez, onun yerine beni çatlatmayı tercih eder."derken bir yandan gülümsüyordum."Yani bırak abicim, kalsın.Ben kendim Mizra'ya gideceğim,"bunu dedikten sonra boğazımın cayır cayır yandığını hissederek sertçe yutkunmuştum."Onunla..konuşacağım."
"Siktir,"dedi endişelenmiş gibi."Ne konuşacaksın?"
"Bilmiyorum,"omuz silktim ve derin bir nefes alarak önümdeki cam sehpaya bomboş gözlerle bakmaya başladım."Belki de her şeyi anlatırım.Onunla nasıl bir geçmişimiz olduğundan bahsederim."
"Bunun çok iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum,"dedi dürüstçe."Doktorun dediklerini hatırla.Ona geçmişini hatırlamaya çalışmamızın riskli olacağını söylemişti.Hem bunca zamana kadar bunu yapmadıysan, bu zamandan sonra yapman inandırıcı olmayacaktır.Mizra bunu da sorgular."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNKÂR
Teen Fictionİnsan korkularını saklayıp kimsenin görmesine izin vermeyince mi daha cesur olurdu yoksa onları saklamadan,onlarla yaşamayı öğrendiğine mi? Bunun cevabını bilmiyordum ama korkularımla yüzleşemediğimin de farkındaydım. Ben korkularından her zama...