6.BÖLÜM:"BALO"

51.2K 2K 2.5K
                                    







6. BÖLÜM:BALO

🥀

Ben ilk defa güven duygusunu iliklerime kadar hissetmiş,onunla bütünleşmiştim.

Doğru,yanlış neydi bilmiyordum fakat sanki o an en doğrusunu yapıyormuşum gibiydi.Mizra'nın kollarında eski benliğimi tamamen unuttuğumu düşünerek,içimde yeni filizlenmeye başlamış duyguların tadını çıkartmakla meşguldüm.

O normal bir adam değildi.Bunu,onu ilk gördüğüm gece bile kolaylıkla fark etmiştim.Gözlerinde acıma duygusunun kırıntılarına bile rastlayamazdınız.Karşısında biri can çekişecek olsa kılını bile kıpırdatmadan izlerdi.

Tüm gece bana masallar anlatmıştı,belki bunu birilerine söyleyecek olsam benim kafayı yediğimi söyleyerek gülerdi fakat bu benim asla zihnimin bir oyunu değildi.Kapkalın sesinin tınısı bu defa birisini,beni sakinleştirmek adına kulaklarıma ulaştığında ne anlatacağını bile bilmiyor olacak ki bana bildiğim bir masal olup olmadığını sormuş,ben de bilmediğimi söyleyince kafasında tasarladığı şeyi dolgun dudakları arasından dökerek bana ulaştırmıştı.

Uyuyana kadar saçlarımı okşarken,iri ellerinin ne kadar huzurlu olduğunu düşünmüştüm.

22 yıllık yaşadığım hayat boyunca belki de ilk defa böyle bir an yaşamıştım.Acıya alışık bir bünyem olduğu için birinin bana böyle davranması garip hissettirse de,bu çok güzeldi.Ama buna alışmamam gerektiğinin farkındaydım.Alışırsam,vazgeçemezdim ve Mizra'ya hala tam olarak güvendiğim de söylenemezdi.

O görünüşüyle bile güven vermeyen bir adamdı.

Şimdi güneş ışıkları odanın içerisinden yavaşça süzülmeye,bulunduğumuz odayı aydınlatmaya başlamıştı.Onun sert ve acımasız yüz hatlarına baktığımda uyuduğunda bile kaşlarının hafif çatık olduğunu fark etmiştim.

Bu adamın korkunç bir güzelliği vardı.

Kalın ve şekilli dudakları hafif aralıktı,sert ve sessiz nefesler aralarından süzülüyordu.Kirpikleri yanaklarını gölgelemiş,uzunluğu beni şaşırtmıştı.Bir kaydırağı andıran burnunun yuvarlak ve minik ucu hafif kızarmıştı ve onda çok abes dursa da tatlı denilebilecek bir görüntüye sebep olmuştu.Saçları her zamanki gibi dağınık,sakallarıysa ne uzun ne de yok kadar kısaydı.

Her şeyi o kadar ölçülü ve güzel görünüyordu ki,normal bir hayatı olsa herhangi bir ajansın peşini bırakmayacağına emindim.

Uyurken aldığı düzenli nefes sesleri bulunduğumuz odadaki tek sesti ve anlamını bilmediğim bir şekilde dinlediğimde huzurlu hissetmiştim.Mizra,insanlar üzerinde ağır etki bırakabilecek bir adamdı fakat benim gibi bir kızın üzerinde bile böylesine  etki bırakması normal değildi.

Ben erkeklerden nefret eder,onların bana yaklaşmasına bile dayanamazdım çünkü geçmişim istemediğim halde bana yaklaşan adamlarla doluydu.Bu yüzden erkeklere karşı hep bir nefret besler,onların hepsinin kötü olduğunu düşünmekten kendimi alamazdım.

Mizra'yı yaklaşık yarım saattir inceliyordum ve yüzüne baktıkça onda yeni güzel ayrıntılar keşfediyordum.Sol tarafında,sakalının altına gizlenmiş minik bir beni vardı ve bu küçük ayrıntı bile onun kusursuzluğuna,kusursuzluk katmıştı.

Onu bu denli incelediğimi fark ederek irkildim ve kendi kendime sessizce söylenerek önüme döndüm."Salak,yedin adamı."

Uyandığımda onu yan tarafımda görerek yataktan kalkamamıştım ve şeytanın aklıma girmesiyle edepsizce kendimi onu dakikalardır incelerken bulmuştum.Yataktan söylenmelerim arasından kalkacakken uyku mahmurluğuyla daha kalın ve boğuk bir tını sahibi olan sesini duydum."Yemende bir sakınca yok."

EFSUNKÂRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin