3. BÖLÜM:KALP ATIŞLARI🥀
O kadar yorgundum ki,hiçbir şeyi idrak bile edemiyordum ve bunun beden yorgunluğuyla bir alakası yoktu.
Benim ruhum,zihnim ve kalbim yorulmuştu.
Hissedemediklerimden yorulmuştum,içtiğim ilaçlar sayesinde kaybetmeye başladığım ve yaşayamadığım tüm duygularımın ağırlığının içimde birikmesinden yorulmuştum.
Ben aslında kendi benliğimden yorulmuştum.
Kucağı sıcacıktı.Size yemin ederim ki bilmememe rağmen baba sıcaklığı hissettirmişti.Bunun nasıl olduğunu ben de anlamamıştım ama kucağındayken dünyadaki tüm kötülüklerden güçlü bir kalkan sayesinde korunuyormuşum gibi gelmişti.
Bu kalkan onun kollarıydı.
İçimdeki anlamsızca atan kalbe sinirleniyordum çünkü hiç olmadığı kadar telaşlıydı.Bu telaşı Mizra'nın duyup duymadığını bilmiyordum ama duymasa iyi olurdu.
Başımı göğsüne yasladığımda burnuma sert ve mest edici bir koku gelmişti.Bu kokuyu ondan her duyumsadığımda başımın döndüğünü,midemin tuhaf bir hisle çalkalanmaya başladığını hissediyordum.Daldığım düşüncelerden sıyrılarak kendimi var gücümle sıktım çünkü titremelerim çok aşırı bir boyuta ulaşmaya başlamıştı.Mizra bana bakmıyor,ifadesiz bakışlarını korumaya devam ediyordu ama bedeni kaskatıydı.
Arabasına ilerlediğimizi,arka kapıyı açıp beni içine bindirmesiyle anlamıştım.Kıpırdamak için bir hamle yapmaya çalışıyordum ama felçli gibi tek kasımı bile oynatamıyordum.Beni koltuğa özenle ve kırılacak bir porselenmişim gibi yerleştirdikten sonra sürücü koltuğuna geçti ve kısa süre içerisinde ısıtıcıyı açarak arabayı çalıştırdı.
Tepkisiz duruyordum fakat içimde büyük bir savaş vardı.Bu savaşı aslında çoktan kaybetmiştim ama yine de içimde karmaşası devam ediyordu.Mizra'nın sert sesi kulaklarıma ulaştığında dikkat kesildim."O piç seni nereden tanıyor?"
Bunu ona söyleyemezdim.Ona güvenmemekten ziyade,ailemin ne denli pislik ve böyle insanlar olduklarını kimseye söyleyemezdim.Utanıyordum.Hem onlardan,hem de onların evladı olduğum için kendimden."Bilmiyorum."konuşurken sesim pürüzlü çıkmıştı.
Bana bir bakış attığında yalan söylediğimden şüphelenir gibiydi ama üzerime gelmemeyi tercih etmişti.Araba korkacağım bir hızla ilerlerken konuştum."Nereye gidiyoruz?"
"Bana."
Bu dediğiyle gözlerim irileşti."Hayır olmaz."
Arabanın içerisi karanlık olmasına rağmen keskin bakışlarının ağırlığını yüzümde hisseder gibi olmuştum."Fikrini sorduğumu hatırlamıyorum."
Gözlerimi sıkıca yumup açtıktan sonra konuştum."Şu an beni alıkoyduğunun farkında mısın?"
Hafif bir gülüş sesi duyduğumda kaskatı olan bedenimden güçlü bir elektrik akımı geçti."Evet hatta dağa kaçırıyorum şu an seni."Gülüşünde öyle bir melodi vardı ki,o an imkanı olsa ses kaydı almak ve sürekli olarak dinlemek isterdim.Bana ne olduğu hakkına bir fikrim yoktu ve bu olanlar kontrolüm dışı geliştiği için bu duruma git gide öfkelenerek Mizra'dan uzaklaşmak istiyordum.Gülüşünün etkisinden çıkıp dediği şeye odaklandığımda,benimle dalga geçtiğini anlamıştım.
"Ne kadar komiksin sen ya."
Mizra konuştu."Bunu ilk defa senden duydum."sesinin tonu ifade barındırmıyordu ama alay ettiğini anlamıştım."Genelde çok daha sert sıfatlar kullanırlar."
![](https://img.wattpad.com/cover/224663269-288-k419482.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNKÂR
Teen Fictionİnsan korkularını saklayıp kimsenin görmesine izin vermeyince mi daha cesur olurdu yoksa onları saklamadan,onlarla yaşamayı öğrendiğine mi? Bunun cevabını bilmiyordum ama korkularımla yüzleşemediğimin de farkındaydım. Ben korkularından her zama...