İyi okumalar💔
⚡⚡
Poyraz'dan;
3.5 hafta sonra..
Bakışlarımı yanımda oturan Melodi'ye çevirdim. "Bu kafayla nasıl sınava gireceğiz biz ya?"
Annemler işleri olduğunu söyleyip çıkmışlardı. Evde yalnızca Melodi ile ben vardım. Bugün pazardı, tatildi falan ama yarın matematik sınavımız vardı. Hayır bizi geçtim, Atalay nasıl atlatacaktı bu sınavları?
Halam bu haldeyken nasıl kafa yorabilirdi ki derslerine..
"Bilmiyorum Poyraz, tek endişelendiğim kişiler halam, Burak amca ve Atalay."
"Nasıl eski haline getireceğiz halamı hiç bilmiyorum. Kimseyi istemiyor yanında. Odasından da çıkmıyor."
Omuzlarımı düşürdüm. "Kızgın bize, haklıda ama ne yapabilirdik ki. Burak amcalar da haklı bir yandan, bilemiyorum ya."
"Gel onlara gidelim, Atalay'ların elinden yemek yemiyor belki biz verince yer?"
Melodi suratını büzmüş bir şekilde "Gidelim," dedi. "Hem nasıllar bakarız da."
Başımla onayladığımda beraber ayaklandık ve çok geçmeden hazırlanıp anahtarı alarak evden çıktık. Kapılarının önüne geldiğimizde evde kırılan tabak çanak sesleriyle hızlıca kapıya vurdum hemen.
Kapıya koşturma seslerini duyunca durdum. Kapıyı açan Atalay ne yapacağını bilemez bir halde bakmaya başladı bize. Gözlerindeki korku ve endişe içime işledi.
Yutkundum. "Ne oluyor?"
Hala bir şeyler kırılmaya devam ediyordu ve aynı zamanda bağırışlar geliyordu içerden. Atalay'ın korku dolu gözleri gözlerime değerken "Annem çıldırdı," diyebildi sadece.
Daha fazla beklemeden içeri ilerledim. Onlarda peşime takılmıştı. Ses gelen yere, yani mutfağa girdiğimizde Burak amcayı halamı tutmaya çalışırken buldum. Belinden sarılmış Selin halamı tutmaya çalışan Burak amcaya rağmen halam, hala sakin görünmüyordu. Ağlıyordu ve çıldırmış gibi görünüyordu.
"Bırak beni!"
Annesinin yakarışına daha fazla kayıtsız kalamayan Atalay güçlükle "Anne lütfen sakinleş artık," diyibildiğinde Selin halam "Ne sakini?!" Diye bağırdı tüm öfkesini ona yönelterek. "Siz benim çocuğumu öldürdünüz! Daha ufacıktı o, nasıl kıydınız ya? Canımdı, canımın parçasını nasıl kopardınız benden?! Çıldıracağım, bırak!"
Saçlarını ellerine geçirdiğinde koparırcasına çekmesiyle Burak amca bu kez bileklerini tuttu. Biraz tepinse ve Burak amcadan kurtulmaya çalışsada Burak amca buna izin vermedi. "Selin, lütfen lütfen.. N'olursun dur artık.."
Burak amca bir yandan ağlıyor bir yandan halamı sakinleştirmeye çalışıyordu ama gözlerinin içindeki kızarıklık ve göz çevresindeki mor halkalar kaç gündür uyuyamadığını ve yorgunluğunu gayet net gösteriyordu.
Daha fazla gücü kalmayan halam sonunda denelenmeyi bıraktığında "Hepinizden nefret ediyorum!" Diyerek Burak amcanın kollarından kurtuldu ve rüzgar gibi eserek yanımızdan geçip yukarı çıkmaya başladı.
Ardında kalan Burak amcaya dönen gözlerim ve onların bu hali içimi acıttı.
Bu şekilde gitmezdi ya bu böyle..
Daha fazla gitmemeliydi. Hızla halamın arkasından koştum ve ona yetiştim. Tam odasının kapısını kapatacakken kapıya ayağımı attım.
Halam burnunu çekip "Yalnız kalmak istiyorum Poyraz, rahat bırak beni." Dedi ters bir şekilde ama izin vermedim ve aksini yaprak kapıyı ittirdim. "Hala lütfen, izin verde konuşalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIKLAR
Teen FictionSeneler sonra doğdukları ülkeye dönen Melodi ve Poyraz ikizler bir yana, Türkiye' de yaşayan ve çok yakın arkadaş olan Işık ve Atalay.. Birbirine zıt iki kardeş ve çok yakın arkadaş olan ama hiç anlaşamayan iki arkadaş.. Bu dört 'kaçık' bir araya...