Manga- Işıkları Söndürseler Bile (lyrics) 👑Siyah Kanatlar Altında -16-
Sana söylemek istediğim çok şey vardı, hepsi içimde büyümekle kaldı. En çok sarsan şey ise içime atmama pişman etmemen olmuştu.
Kendimi bir anda bir şatoda bulmuş, her günüm ayrı olaylı geçmişti. Herkes gözümün içine bakıp, o naif adama aşık olmamı beklemişti. Aşık olmamıştım ama güvenmiştim. Canım yandığında adını haykıracak, ölmeden önce beni unutmayacağına inanacak, her zaman benim yanımda duracağına adımın Zemheri olduğu kadar emin olmuştum.
Ama o, benim bir çocuğu öldürecek kadar vahşi olduğumu bile düşünmüştü.
Odanın içinde çığlıklar atılırken bacağımı kurtarıp kaçmak istiyordum. Canımdan olacaktım bu cadıların yüzünden, benim derdim kendime yeterken bir de bu üç manyağı çekiyordum.
"Pıçak uçuyoo ve konuyoo!"
"Pıcak değil, bıçak Nina."
"Lan, sizin cadılığınızı sikeyim!" Bıçak tam olarak koluma saplanmıştı. Bıkmıştım, artık bıkmış! Her bok benim başıma geliyordu. Neyse ki yavaş düşmüştü de ucundan girmişti ama durur muydum, bangır bangır bağırarak kolumdaki bıçağa ve etrafımdaki cadılara küfür ediyordum.
"Ay Zemheri, elimden kaydı... Ayağım şu halıya takıldı," düştüğü yerde elini halıya uzattıktan sonra bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Dolunay, yolacağım artık o beyaz saçlarını. "Halınız ne güzelmiş, beyaz..." halıya bakarak hülyalı hülyalı bakarak elleriyle de seviyordu.
"Halı sana!.. Gel çıkar şu bıçağı kolumdan, kan akıyor kan!"
Elimi kana sürüp ağzıma götürdüm. Ağzıma metalik tat gelirken yüzümü büzdüm. Kanamıştı kolum. Bir yerim iyileşmeden başka bir yerim yaralanıyordu.
Koluma içli içli baktım. Zemheri, kolun bile seni sevmez, haline bak.
"Hadi bıçağı getir de keselim görümcem." Diye seslendi Nina.
Rahatlığa bak sanki beni değil pasta kesiyorlar! Yedirir miyim size bacağımı, biz neler yaşadık onunla.
Sare omzuna düşen başını aniden kaldırıp derin bir nefes çekti. "Asaf, Asaf geldi! Bacağım bacağım, Nina kurtar bacağımı! Böyle görmesin beni..."
"Hayır!" Diye çığlık attım. Dolunay, düştüğü yerden yalpalanarak kalkmaya çalışırken Nina bacağımı çekiştiriyordu. Beynim dönüyordu. Bacağımı mı kurtarsam kızlara mi bağırsam bilmiyordum.
Ağzımı çığlık atarak açarken bacağımdaki eli sımsıkı tuttum ve neredeyse tırnağımı dibine kadar eline geçirdim. Kapı dövülmeye başlamış, her yerden ayrı ses geliyordu. Nina, ciyak ciyak bağırıyordu ama ben hırsla elini tutuyordum.
"Elim! Elim yanıyor!"
"Nina! Zemheri!" Kapının dışından bağırışlar, en son bir gümbürtü koptu.
Benim evimin kapısını mı kırmışlardı? Benim evimin. Evi bana ucuza satsın diye oğluna kız kaçırmasına yardım ettiğim sonra da suç üzerime kalıp birkaç gün nezarette yattığım, çıkınca oğlunu dövdüğüm, babasını tehdit edip aldığım, canım gül bahçeli evim... İçine sıçmışlardı.
''N'oluyor?'' Diye daldı içeri Araf.
Korkuyla etrafa bakarken içinde bulunduğumuz durum; Nina'nın sehpanın altına yatmış, Dolunay'ın yerlerde sürünüyor, Sare'nin koltukla sehpa arasına sıkışmış ağlamaktan heba olmuş haline ve benim kolundan akan kan kurumuş, bacaklarım, ellerim, sehpa altında çığlık çığlığa bağırırken ki halimle, bir şaşkınlık geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri Araf
FantasyGecenin en karanlık koynunda; bir ayinin ortasında, kendinizi bulsanız nasıl hissedersiniz? O gece Zemheri ait olmadığı bir yerdeydi. Ya da öyle sanıyordu. Bir Gelin Ayini'nde. Dolunay'ın göğsünde. 🌑 "Cok susuyorsun, suskunluğun beni daha çok ko...