Ruhun Gölgesi -1-

1.6K 578 1.6K
                                    

🛎Lütfen önce Giriş Bölümü'nü okuduktan sonra buraya gelin yoksa kitabın kurgusunu anlayamazsınız🛎

Şarkı: muse-supermassive black hole

Üstünde çok düşündüğüm kurgumun ilk bölümüyle burdayım. Umarım seversiniz..

Bismillahirrahmanirrahim...

Bismillahirrahmanirrahim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zemheri Tanviran🌑

Ruhun Gölgesi -1-

Karakış.
İsmimin anlamı buydu. Benim gibi bir kadına bu isimden başkası yavan gelirdi. Doğuşumda bile ağlamamıştım. Şeytanın çirkinliği beni korkutmamıştı. Çünkü en az onun kadar iblisin tekiydim.

Annem, babamı bile bilmiyordu. Ya da bilmek istemiyordu. Hiçbir zaman da ben sorgulamamıştım. Kan bağına önem veren biri olmadığım için ne anne ne baba konusunda bir duygum yoktu. Duygusal açlığı hissetmemiştim. Bacaklarıma sarılıp ben niye yalnızım diye ağlamamıştım. Zaten kolay ağlayan biri değildim. En son ne zaman ağladığımı bile hatırlamıyordum. 

Seni seçtim Zemheri.

Ben senin eşinim..

Beynimde çalkalanan sesler vardı. Bir kabusun içinde durmadan dönüyor ve yeni bir kabusa uyanıyordum. Boynundan sicim gibi inen terleri hissedebiliyordum. Etrafındaki hareketliliği gözlerim kapalıyken bile anlıyor ve geriliyordum. Ateşin içinde hem yanıyor hem de kutupta gibi üşüyordum.  Hasta hissetmiyordum hatta oldukça güçlü bile hissediyorum diyebilirdim.

Gözlerimi ilk karşılayan şey tavan olmuştu. Mavilerim kısıp bunun bir rüya olup olmadığını anlamaya çalıştım. Odanın yabancılığı yaydığı kokudan bile belliydi. Kömüre çalan ciğerlerimi bile temizleyecek temiz bir hava vardı. Tavandaki çizimler dikkatimi çekmişti. Gri tavanda siyah çizimler vardı. Dalgalı dallar, siyah çiçekler, siyah kuşlar...

Yerimden hızla ayaklanmaya çalışırken sırtımdaki acıyla inledim. Elim belime ulaşmaya çalıştı. Ani hareketim ile uzandığım yatakta yüzümü büzerken bir süre kıvrandım. Nerede ve ne halde olduğumda bir haberdim. Başlarına aldıkları beladan habersiz kişiler beni kaçırmıştı. Yataktan yavaşça doğrulurken aklımda onlara yapacağım işkenceler geçmeye başlamıştı bile. 

"Uyandı!"

"Anka, bir ankayı temsil ediyor."

Siyah kapının arkasındaki birçok seslerden bu kelime çıkıyordu ve ben odada yalnızdım. Aklımı kaybetmemeye çalışarak yataktan ayağa kalktım. Beni olmayan kapı deliğinden mi izliyorlardı yoksa odada kamera mı vardı? Sırtımı hareket ettirmemeye çalışıyordum. Bana ne olmuştu, bilmiyordum. Siyah duvarlı odanın içinde göz gezdirdim. Geniş bir yatak odasıydı. Odanın bir köşesine dizilmiş bir iki kişilik, iki tane ise tekli koltuk vardı. Siyaha çalan örtüleri ve oymalı işlemesi ile şık ve eski tarzlarda duruyordu. Başka yerlere açılan üç kapı daha vardı.  

Zemheri ArafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin