Cadılık Tarihi -4-

1K 514 858
                                    

Coldplay- Hymn for the weekend

Hikaye İG: Zemheriarafwatty


Sare Sungur🌑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sare Sungur🌑


Cadılık Tarihi -4-

Kendimi dönüp dolaşıp aynı yerde buluyordum. O ormanda kaybolmuştum ve çıkamıyordum. Boğazıma kadar suyla dolmuştum, boğuluyordum. Belki de öldüm sanıp küllerimden doğuyordum. Bir zümrüdüanka gibi... Ruhum daralıyordu, kurtulmak için elimden gelen çabayı sarf ediyordum. Fakat, lanet olsun ki yetmiyordu.

"Kimse Zemheri'ye büyü yapmasın!"

Hala sıkı sıkı elimdeki hançeri boğazında tutuyordum. Topuklu ayakkabıların ucuyla boyuna yetişmek bile benim için eziyetti. Eşliği bitirsin ve kurtulsundu. Cadıların açık hedefindeyken diken üstündeydim. O ise beni koruyordu. Dediği gibi 'yanımdaydı'. 

Herkes ayakta bu şovu izliyordu. Bu adamı utandırmak bile benden vazgeçirmemişti. Nasıl bir aşk insanın gözünü böyle bağlayabilirdi ki? Büyü gücü karşısında dudaklarımı hırsla ısırdım. Büyü kalbini ele geçirdiyse aklını da mı kullanamıyordu? 

"Gelin, eşini ölürse dayanılmaz acılar çekerek sende ölürsün." kafamı çevirip bana bu sözleri söyleyen buruşuk kadına baktım. 

Siyah gözlerini dikmiş korkutucu bir şekilde bana bakıyordu. 

"Yalan söylüyorsun." 

"Hızlı bir kanıt istiyorsan hançer ellerinde..."

 Kırk beş gün, sadece kırk beş gün dayanacaktım. Büyülü bir bağ yüzünden ölemezdim. Kırk beş gün sonra elimi kolumu sallayarak bu şatodan çıkacaktım. Hatta daha güçlü, büyülü biri olarak...

Dişlerimi sıkarak elimdeki hançeri serbest bıraktım. Elimden kayan hançer zeminde tok sesler bırakmıştı. Araf bir saniye bile durmadan hızla elimden tutup beni sahneden indirdi. Kulağıma çalınan lafları duymazlıktan geldim. Kimin ne dediği umurumda değildi. Başkalarının boş konuşmasını duymayı bırakalı yıllar olmuştu. Fakat Araf da kimseyi umursamıyordu. Kalabalığı eliyle hızlı hızlı ayırarak beni sürükledi. Merdivenlere geldiğimizde beni yine bırakmadı ve arkasından sürüklemeye devam etti. Bir odanın yanında durmuşken bunun kaldığım odanın yanındaki oda olduğunu fark ettim. Dolunay'ın söylediği odaydı burası. Araf kapıyı açarken girdim, arkamdan girerken kapı hızlıca kapandı. 

Burası yatak ve oturma odasını içine alan geniş bir odaydı. Fakat etrafı incelemeye kalmadan gözlerim tek bir noktaya sabitlenmişti. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Yanıma yaklaştığını hissettim. Gri örtülü yatağın karşısındaki duvar boydan boya bir resimle kaplıydı. Karakalem çizimiydi, bir porteydi.

Zemheri ArafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin