Ayça Özefe- Yıkılmam Asla💙
IG: Zemheriarafwatty🌑
Güvensiz Bir Adam ve Güvenilmez Bir Kadın -15-
Dilinin ucuna dizilmiş camlar vardı, kalbin parçalarından oluşan...Her zaman, her şeyin farkında olmak da bir yıkımdı.
Güvensizliğim, kimsesizliğimdendi. Gücüm de bundan geliyordu. İnsanları kolay kırardım ve umursamazdım. Kendimi beğenmiş yapım dik durmamı sağlıyordu. Beni ikinci bir iskelet gibi saran hırsım, bu zamana getirmişti. Korkusuz değildim ama korkularımı belli etmezdim.
Kafanı dik tut Zemheri, eğersen her zaman bunu görmek isterler.
İnsanları yarala Zemheri, iyilik yaparsan hep bunu isterler.
"Anlamıyorsun zaten Zemheri, hadi yakalanmadan gidelim!"
Sen öyle san, kızıl cadı.
Yakalanmaktan hem korkuyor hem utanıyordu Sare. Kolumu tutup çekiştirirken bir yandan etrafı izliyordu. Bu bölüm ağaçlarla çevrili olduğundan ne cadı ne reptilian ortalıkta görünüyordu. Zaten benim gözüm şuan Joon bir şey yaparken, onu uzaktan izlemeye çalışan Dolunay'daydı. Konuşmaları kesilmişti.
Dünyanın dengesini alt üst etmek.
Ve bunu İris'in eline vermek. Asla böyle bir şey olamazdı, asla.
"Yardım edin!!" Başım hızla dönerken çığlık, arkama aldığım ağaçların içinden gelmişti. Ellerimi hızla duvardan bıraktığımda ayaklarım yere değdi. Gözlerim etrafı dolaşırken o kadın feryadının neden olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Hemen gitmeliyiz." dedi Sare hızlıca. Binanın etrafında koşuşturma sesleri yükselirken bağırışlar da yanına eklendi.
"Ha siktir ya" diye mırıldandım. "Ormana mi girsek?"
"Sana dedim değil mi gidelim diye?"
Yeşil gözlerini bana çevirip kötü kötü bakarken olduğumuz yerde kalmıştık. Bunun mu kavgasını edecektik şimdi... Gözlerimi devirdim. Sare elini hızla koluma geçirip beni ormana çekiştirmeye başladı. ''Ne oldu bilmiyoruz ama bizi görmeleri hiç iyi olmaz... Hele de şu kavga olayından sonra.'' Liseli gibi, tuvalette reptilianlarla yaptığımız kavgadan bahsediyordu sanırım.
Sare'nin tuttuğu koluma bakarken hala ayaklarım peşinde hareket ediyordu. Değişik bir kadındı. Bazen düşmanım olurken bazen ise beni korumaya çalışan bir havası vardı. Oynuyor muydu, fikrim yoktu. Ama etkilemek gibi bir niyeti varsa o kadar kolay biri olmadığımı biliyordu.
Ayağımızın altında yapraklar çatırdarken ağlama sesleri uzaklaşmıştı. Havanın karanlığı iyice çökmüşken umarım gittiğimiz yolu Sare biliyordur diye düşünmeden edememiştim. Adım atacağım sırada durdu. Yeşillerini etrafta dolandırdı. Kaşlarım anında çatılırken kolumdaki elinin titrediğini hissettim. Diğer elimi uzatıp kolumdan kopardım ve elinden tuttum. ''Sakin ol.'' diye fısıldarken yüzüne baktım.
''Kokuları yakından geliyor.'' diye fısıldadı. ''Reptilianlar ve bir de... İğrenç bir koku var.'' yüzünü buruşturarak konuşurken havayı kokladım. Reptilianların kokusu mu vardı ki? İğrenç kokuyu almıyordum bile.
''Kurt özelliğinden mi? Bu keskin koku almanın nedeni..'' kafasını hızlı hızlı salladı. Endişeliydi, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
''Asaf çok uzakta..'' diye mırıldandı.
''Asaf'ı mı kokluyorsun?'' dedim şaşkınlıkla.
Ormanın ortasında sıkışmıştık ve o Asaf diyordu. Bence büyü ile aşık olan kesinlikle Sare'ydi. Akıl sağlığımı korumalıydım. ''Burada bekleyemeyiz ve ben, o sürüngenlerden korkmuyorum. Gidiyoruz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri Araf
FantasyGecenin en karanlık koynunda; bir ayinin ortasında, kendinizi bulsanız nasıl hissedersiniz? O gece Zemheri ait olmadığı bir yerdeydi. Ya da öyle sanıyordu. Bir Gelin Ayini'nde. Dolunay'ın göğsünde. 🌑 "Cok susuyorsun, suskunluğun beni daha çok ko...