Seksendört- Kendime Yalan Söyledim
İspanya Krallığı -8-
Bugün 45 günden geriye 34 gün kalmıştı. Geçen 11 günde çok şey yaşadım. Korktum, heyecanlandım, üzüldüm, sevildiğimi hissettim...
Savrulan bir yapraktan daha fazlası olmuştum. Aitlik hissiyle karşılaşmıştım. Beni en çok şaşırtan şey ise 25 yıllık hayatımda yaşamadığım hisleri 11 güne sığdırmıştım.
Sevildiğime inanmıştım. Hissetmiştim bunu. Hatta benden vazgeçmesin diye daha ılımlı davranmaya çalışıyordum. İçimdeki tırnaklarını önüne gelene batıran Zemheri'yi ondan uzak tutmaya çalışıyordum.
Sevgiyi öğrendikten sonra sevgisizlikten korkmaya başlamıştım.
Araf'ı ilk gördüğümde ondan korkup kaçmak istemiştim. Şimdi ise onunla uzun uzun vakitler geçiriyor ayrılınca boşluğa düşüyordum.
Bana ışıl ışıl bakmasına o kadar alışmıştım ki bir gün bütün ışıklar sönerse beni Araf'ın gözleri aydınlatırdı.
Ruhum bile aydınlatacak gözlere sahipti.
''Tabi ki de kot şortla düğüne gidemezsin Zemheri!'' derin bir nefes aldım. Nina'yı odamın balkonundan atmama az kalmıştı. ''Gel benim elbiselerime bir bakalım.''
''Ya ben sevmiyorum elbise giymeyi! Rahat olmayan kıyafetle işim yok benim'' dedim bir yandan kıyafetlerimi karıştırarak. Lan gerçekten benim elbisem yok. Ilk kez düğüne gidecek olmamın heycan bile yoktu içimde.
''Gelinliği giydin ama!'' dedi elini beline koyarak. Birazdan mahalle kavgası yapacaktık anlaşılan.
''Düğünde de giyeyim bir zahmet'' dedim. Araf'ın tasarladığı elbiseydi, görür görmez aşık oldum tabi giyeceğim demedim.
''İyi! Sen yine bol pantolonlardan birini giy git. Araf koluna orda güzel bir cadı takıp dans etsin. Sende çalarsa bir break dans yaparsın!'' dediğinde hayretle baktım. Ben o tarz giyinmiyordum bir kere abartıyordu.
''Ne dansı be?'' dedim çirkefleşerek.
''Tabi sen düğününde kocanın boynuna hançer dayadığın için oralara gelememiştik.'' dedi iğneler bir sesle. ''Bütün çiftler dans ederler bu eşlik bağına kimler bağlı olduğunu gösterir'' dedi parmaklarını birbirine geçirip heyecanla. "Bu aşklarını simgeler"
Araf normalde zaten çok şık giyiniyordu. Düğünde smokin giyse şaşırmazdım. Ben ise spor bir kıyafet ile gitmekten yanaydım. Bir kerelik tarzımın dışına çıkmaktan bir şey olmazdı bence. İçimdeki bu kıskançlık damarı nerden çıkmıştı anlamamıştım! Benim düğünde bile ne işim vardı ki!
''İyi senin kıyafetlerine bakalım'' dedim derin bir nefes vererek. Ellerini çırparak dışarıya koştu Nina. bende arkasından çıkarken o çoktan merdivenleri tırmanıyordu.
''Sare! Dolunay! Zemheri seksi bir elbise giymek istiyormuş! Toplayıp gelin elbiselerinizi!'' Bağıra bağıra çıktığı merdivenleri bitirince odasına koştu. Şaşkınlıkla yaptığı hareketi izledim. Bu kız resmen büyümemişti!
''Gerçekten mi Zemheri?'' Dedi Sare kendi katından aşağıya eğilerek. İnanamıyormuş gibi bana bakıyordu. Ah Nina!
''Benim düğüne uygun kıyafetim yoktu sonrası işte Nina!'' dedim ellerimi iki yana açarak. Gülerek başını salladı. ''Bende de vardı bir şeyler. Nina'nın elbiselerinin yarısı yoktur''
''Bende getireyim belki seversin'' diyerek Dolunay'ın sesi geldi.
''İyi, tamam'' diyerek Nina'nın odasına girdim. Icimde saçma nir heyecan ve utanç dalgası oluşmuştu. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri Araf
FantasíaGecenin en karanlık koynunda; bir ayinin ortasında, kendinizi bulsanız nasıl hissedersiniz? O gece Zemheri ait olmadığı bir yerdeydi. Ya da öyle sanıyordu. Bir Gelin Ayini'nde. Dolunay'ın göğsünde. 🌑 "Cok susuyorsun, suskunluğun beni daha çok ko...