12. Bölüm *Yemekteyiz*

299 21 4
                                    

12.BÖLÜM

*YEMEKTEYİZ*

Kapı zilinin çalmasıyla hepimiz bir an da ayağa kalktık ve birbirimize baktık. En sonunda ben önde olmak üzere kızlar da arkamda kapıya doğru ilerledik. Son kez üstümüzü başımıza düzeltip kapıyı açtık.

Gelenler Sonat ve arkadaşlarıydı hepsine en güzel gülümsememi göndermeye çalışarak içeriye davet ettim. Ardından kızlarla da selamlaşıp salona geçtiler.

Çok farklı ve gergin bir ortamın bizi beklediğinden emindim. Sanırım birbirimize boş boş bakma faslını artık geçmek ve bir muhabbet başlatmak zorundaydım. Bu işin bana kaldığını düşünerek tam ağzımı açacakken sevgili arkadaşım Buse benden önde davrandı.

"Selim davetimi kabul edip gelmen çok hoş oldu ne zamandır ev arkadaşlarımla da tanışmanı istiyordum. Gerçi Sonat sayesinde siz önceden tanışmışsınız ama böylece daha da yakın arkadaş olabiliriz." dedi.

Fakat sonlara doğru gülümsemesi yapaylaşmış ve iğneleyici bir şekle bürünmüştü. Eminim o arkadaş kelimesinin üstüne basarken bunu Selim'de gayet iyi bir şekilde fark etmiştir.

O kadar inişli çıkışlı bir ilişkileri var ki ikisi de birbirini seviyor ama bir türlü aynı anda aynı frekansta olamıyorlardı. Ancak onların en sonunda mutlu olabileceklerine olan inancım da vardı.

Selim'de onun yaptığı gibi bıyık altından bir gülümseme gönderdi "Aynen Buse'cim çok daha iyi arkadaşlar olabileceğimize dair hiç şüphem yok."

Ortam iyice gerilmeden ben bir şeyler söylemeliydim. Tabi Sonat gözlerini benden hiç ayırmazken bu pekte mümkün değildi.

En sonunda tekrar çalan zil hayatımı kurtardı. Suratıma geniş bir gülümseme kondurup hemen ayaklandım. Kapıyı açtığımda bütün heybetiyle ve karşı konulmaz etkileyiciliğiyle beni bin bir parçaya ayıran o bakışların sahibini gördüm.

Karşımda Ömer vardı ve bana çekilirsen içeri gireceğiz bakışı gönderiyordu. Kendimi toparlamaya çalışarak kenara doğru kaydım ve şimdiye kadar hiç odağımı kaybetmeden Ömer’i seyrettiğim için yanında Emre’nin de olduğunu yeni fark etmiştim.

Onlar tam içeri geçerken aniden Ömer’in kolundan tuttum ve şaşırmış bir şekilde bana dönüp sessiz emirlerinden birini vererek kolunu bırakmamı söylüyordu. Ben de minnet dolu gözlerle o kasıp kavurucu alevli gözlerine baktım.

Çok teşekkür ederim Ömer beni yanıltmayacağını biliyordum. Emre’yi getirdiğin için sana minnettarım.” dedim.

O da yine beni derinden etkileyen ve kalbimin yerinden çıkacak kadar hızlı atmasını sağlayan çok az ama bana dünyaları bahşedecek kadar etkili olan gülümsemesini gönderdi ve göz kırptı. Ardından kulağıma yaklaşarak sessiz ve boğuk bir sesle “Ödeşeceğiz Gecenin Kraliçesi” dedi ve bir anda arkasını dönerek uzaklaştı ve arkasında yine birçok soru işareti bıraktı.

Artık onun hakkında ne düşüneceğimi bilemiyordum her söylediğinden anlamlar çıkarmaktan, davranışlarını analiz etmekten yorulmuştum ama ona olan merak duygumu da asla yenemiyordum. Onu keşfetmek , sığındığı liman olmak istiyordum. Bunun düşüncesi bile beni büyülüyor en güzel alemlere, diyarlara gitmemi sağlıyordu.

Hele şimdi benim için söylediği o güzel sözcük ne kadar da manidardı. Her geçen gün beni daha da kendisine hapsediyordu. O kadar büyülü bir güzelliğe sahipti ki ona saatlerce bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Bu akşam için giydiği kıyafetlerde onu daha da ulaşılamaz ve çekici gösteriyordu. Siyah sanki onun üzerinde anlam bulmuştu ve her zaman ait olması gereken yere ulaşmıştı.

İntikamın EsrarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin