23. Bölüm *Gözyaşı*

404 22 5
                                    


23.BÖLÜM

*GÖZYAŞI*

(Multimedia Yasemin'in partide giydiği kıyafet)

Kafamın altında hissettiğim sert ve bir o kadar da muhteşem kokuyla yerimden rahatsızca kıpırdandım. Gözlerimi açmak atomu parçalamak kadar zor geliyor ancak bulunduğum şekli değiştirmem için de bedenim adeta yalvarıyordu. En sonunda gözlerimi hafifçe aralamayı başardım ve ardından gözlerim fal taşı gibi açıldı. Kendi evimdeydim, kanepedeydim, neredeyse Ömer'in üzerine çıkmıştım ve aslında bundan oldukça memnundum.

Televizyon hala açıktı ama simsiyah bir ekran bana göz kırparak dün geceden görüntüler sunuyordu. Karanlığın can bulduğu o muhteşem gözler şimdi kapalı olmasına rağmen zihnimin her yerinde varlığını sürdürerek, gönüllü işgaline devam ediyordu.

Kafam Ömer'in göğsünde ve bacaklarım da üzerindeydi bu nedenle hafifçe kıpırdandım ama uyanmasına asla izin vermemeliydim. Bu muhteşemliğe nadiren şahit oluyor ve izleyebildiğim kadarıyla izlemek istiyordum. Tıpkı filmin bittiğini bilmesine rağmen sinemadan ayrılmayıp isimlerin geçmesini bekleyen hala yerinden ayrılmayan bir seyirci gibi onu doyasıya, son raddeye kadar özümsemek, izlemek gibiydi.

Gövdesinden ayrılmadan o içimi rahatlatan, huzurun varlığına inanmamı sağlayan kokusunu içime çektim. Ardından başımı kaldırıp seyahatime güzelliğin resmin olan yüzünde devam ettim.

Ne kadar bakarsam bakayım doyamayacağıma emin olduğum ve uyurken bu kadar masum görünen yüzünü hafızama iyice kazıdım ama yeterli olduğuna inanmadığım için bir fotoğrafını çekmek istedim. Onu istediğim zaman fotoğraftan da olsa görebileceğim düşüncesi içimi rahatlatmış ve o kalkmadan hemen bu isteğimi yerine getirme arzusuyla dolmuştum.

Yavaş olmaya çalışarak yerimden doğruldum ancak kalktığım gibi birden geri çekilmemle şimdiden özlemini hissettiğim gövdeyle tekrar buluştum.

"Kıpırdanma da biraz daha uyuyalım, zaten sabaha karşı uyuduk." diye mırıltılı bir şekilde konuşan kişi benim adamım, Ömer'imdi.

"Tamam sen uyu, ben su içip hemen geri geleceğim." dediğimde eli gevşedi ve ben de hemen yerimden kalkarak telefonumu buldum.

Birkaç dakika sonra geri döndüğümde Ömer yine aynı şekilde yatıyordu. Fırsattan istifade ederek yanına çömeldim ve hemen kamerayı açıp fotoğrafını çektim. Neredeyse kıkırdamama engel olamayacaktım ama elimi ağzıma kapatıp çektiğim fotoğrafı incelemeye başladım.

Tam bir tane daha çekeceğim sırada Ömer'in gözleri açıldı ve telefonla benim aramda gidip geldi. Gözlerini iyice açarak bana baktı

"Ne yapıyorsun acaba cidden bu sefer çok merak ediyorum." diye huysuz huysuz sordu.

"Hi..ç hiç bir şey sadece telefonum çekmiyor gibi oldu, onu o tarafa bu tarafa döndürüyordum. Başka ne yapabilirim ki? " dedim ve inanmasını umdum.

"Ve sen de en iyi Ömer'in tepesinden çeker diye mi düşündün?" dedi ve bu sefer bana ufak bir gülümseme bahşetti.

İşte şimdi tam olarak ne diyeceğimi bilemiyordum ve gözlerimi kaçırdım. Tam kalkacakken kolumdan tuttu ve beni tekrar yanına çekti.

"Hadi şimdi ikimizi birlikte çek bakalım, burdan nasıl çekiyormuş birde öyle görelim." dedi.

Bu seferde benim gözlerim kocaman açılmıştı ama şaşkınlığımı sonra yaşanmak üzere ertelerken hemen telefonumun ön kamerasını açıp selfie çılgınlığına ortak oldum ve hayatımın en güzel selfiesini çekmiş bulundum. Hatta Ömer'in bu iyi ruh halinden faydalanarak birden fazla da çekmiş olabilirim.

İntikamın EsrarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin