4.Bölüm *Hayata Tutunuş*

782 33 2
                                    

4.BÖLÜM

Kalp atışlarım kalbimi yırtarcasına atıyordu. Artık ağlayamıyordum, gözyaşları biter miydi isteyince beyin düşünmeyi bırakır mıydı keşke olsaydı ama öyle bir şey yoktu. Bu anı kafama kazırcasına içime işliyordum farkındaydım babamı toprak alıyordu ama orada üşümez miydi bizim sıcağımıza hasret kalırdı o bizi çok özlerdi hep bizi düşünürdü onun yeri orası değildi ama elden bir şey gelir mi yapabileceğim her şeyi yapmaya hazırdım ancak kelimelerin tükendiği, umutlarımın söndüğü noktadaydım.

İşte şimdi buradaydık mezarlarla çevrelenmiş, insanın içini ürperten ölümü hatırlatan yerde babama son kez veda ediyordum. Geri döndüğümde evde olmayacaktı, telefonum çaldığında arayan o olmayacaktı. Artık hayatımızda yoktu bunu kabullenebilir miydik? Bir gün yine aynı samimiyetle gülebilir miydik? İçimi akıl almaz korkular sarıyordu hava o kadar sıcaktı ki içimin ateşiyle bir olmuş gibi beni yakmak istiyordu. Herkes sessizce gözyaşı döküyordu kocaman bir kalabalık vardı ama içi bizim kadar acıyan var mıydı cenazeden sonra herkes kendi hayatına devam edecekti mutlaka. Sanırım olması gereken de buydu ama biz ne yapacaktık. Hayat nasıl devam edecekti annemin durumu her geçen gün kötüye gidiyordu ve bu durum benim içimi eritiyordu. Güzeller güzeli annem hemen de nasıl çöküvermişti hayat ışığı sönmüştü sanki.

Hocanın o içimi daha da yakan dualarını duymamla gözyaşlarıma daha fazla engel olamadım ve bu son gözyaşlarım bundan sonra babam için güçlü olacağım derken kendimden geçene kadar ağladım. Ağladıkça ağlayasım geliyor, babamla geçirdiğimiz her anımızı hatırlamam daha da güçlenerek ağlamamı sağlıyordu. Aslında içimden gelen tek şey de buydu sonsuza kadar ağlamak. Acımın geçmesini bile istemiyordum çünkü bundan daha fazla yası tutulacak bir şey var mıydı şu dünyada.

Artık bitmiş durumdaydım, bütün kalabalık dağılmıştı sadece biz kalmıştık ve bu halimize daha fazla dayanamayan emektar şoförümüz Osman Amca annemi kardeşimi ve beni zorla arabaya bindirerek eve götürdü. O eve artık girmek bile istemiyordum sanki her yerde babam vardı her kapının ardında her yemek masasında her çalan telefonda o vardı anılar ve acılar bütün evi kaplamıştı. Artık ağlamaktan şişmiş şekil değiştirmek üzere olan gözlerim bana ihanet ederek kendinden geçti son hatırladığım şey Osman Amca'nın beni tutmasıydı.

Gözlerimi açtığımda odamda, yatağımda uzanıyordum kaç gündür uyuduğumu bile bilmiyordum kolumda bir serum vardı hemen ondan kurtulup ayağa kalktım ancak başımın dönmesiyle hemen geri oturdum. Telefonumu elime alıp baktım saat gece yarısıydı ve tam 2 gündür uyuyordum keşke hiç uyanmasaydım diye düşündüm bütün yaşadıklarım kara bulutlar gibi tekrar gözlerimin önünde belirivermişti.

Kaç gündür uyumadığım için ve birden bir bu kadar fazla uyuduğum için bünyem ters düz olmuştu. Beynim uyuşmuş gibi hissediyordum. Serumdan dolayı ilaç verdiklerini anlamam zor olmadı aslında bu işime geliyordu düşünmemek, hissetmemek ne kadar da güzeldi. Aslında duygular yerine göre güzeldi öyle değil mi? Bazen bazı şeyleri doya doya hissetmek, sonuna kadar tatmak hatta o ana binlerce defa dönmek isteriz.

Keşke elimde olsa da ben de şimdi o düşündüğüm ve kıymetini bilemediğim babamın da için de olduğu anlara dönsem ve gidip koşarak ona sarılsam hissetmenin ne demek olduğunu doya doya yaşasam, baba kokan kokusunu içine çeksem. Tekrar gözlerim dolmaya başlamıştı, hayal etmesi bile ne kadar güzeldi. Küçüklüğüme dönmek istercesine gözlerimi kapattım ve kendi içimde zaman yolculuğuna çıktım.

Birden duyduğum bağırma sesleriyle hemen ayağa fırladım odamdan çıktım hafif sendelesem de hemen kendimi toparlayıp sesin geldiği yöne baktım. Sesler annemin odasında geliyordu kapıyı açıp içeriye girdim gördüğüm manzara anlık da olsa ürpermeme sebep oldu. Annem uykusunda çığlık çığlığa bağırıyordu son zamanlarda zaten ya hiç uyumuyor ya da uyuduğunda 5 dk sonra kabuslarla uyanıyordu. Durumu her geçen gün daha kötüye gidiyordu.

İntikamın EsrarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin