24. Bölüm *Kıskançlık*

394 23 4
                                    

24.BÖLÜM


(Mutimedia Buse ve Selim)



Bu Sena denilen kız hangi cehennemden gelmişti şimdi?...


Hayatınızı etkileyeceğine inandığınız bazı sorular, gözlerinize bile inanamadığınız ya da inanmak istemediğiniz zamanlar vardır. İşte ben tam şu anda onlardan birini yaşıyordum ama zihnimin bana oynadığı küçük oyunlardan biri olmalı diye düşünmekten de kendimi alıkoyamıyordum.

Sakinliğimi korumaya özen göstererek umursamamaya çalıştım ve adımlarımı devam ettirerek Sonat'ın yanında yerimi aldım ve yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum. Hala gözlerim Ömer'deydi, onun da bana karşı keskin bakışlarını görebiliyordum. Sonat ise tam karşımda sırtı Ömer'e dönük bir şekilde duruyordu. Yanına gelişimden dolayı memnuniyetini gösterecek şekilde bana gülümsedikten sonra devam etti.

"Hoş geldin Yasemin, demek sen de döndün, bilseydim beraber gelmeyi teklif ederdim." dedi.

Ben de hiç vakit kaybetmeden aklımdaki soruyu sordum.

"Benden önce yanında gelenler var baksana, beni hatırlamanı beklemezdim zaten." dedim.

Sonat şaşırmış görünüyordu ama bana karşı bıyık altından sırıtmayı da ihmal etmedi.

"Sanırım sen Sena'dan bahsediyorsun ama o bizim çok yakın bir aile dostumuzun kızı ve benim çok eski arkadaşımdır. Zamanı varken buraya gelmesini ve onu gezdirmeyi teklif ettim. Hem sen de bu sırada bize katılırsın fena mı olur?" dedi.

Benden bir cevap beklediği çok açıktı ama şu an sadece sinirlerimi yatıştırmakla meşguldum. Kısa bir süre düşündükten sonra bu kızı kendime yakın tutmanın daha mantıklı olacağı kararına vardım.

"Aslında çok iyi olur hem seninle vakit geçirmiş oluruz hem de arkadaşınla tanışırım." dedim ve bir taşla iki kuş diye düşündüm.

"Aynen öyle. Hadi gel biz de onların yanına gidelim. Ömer'de sizin aile dostunuz değil mi? Hep beraber takılmış oluruz." dedi ve elini çıplak olan sırtıma koyup ilerlememi sağlayınca ufak bir irkilme yaşadım.

Daha sonra bu irkilme Ömer'in bana bakan gözlerini görünce korkuyla yer değiştirdi ve bir an ne yapacağımı bilemedim. Bana ne kadar kızmış olursa olsun onun varlığı ve onu görme şansımın olması benim için yeterliydi.

Çok uzun zaman önce kendime itiraf ettiğim hislerim dört bir yanımı sarmış her taraftan bedenime saldırıyorlardı. Onun da bana karşı bir şeyler hissettiğini zaman zaman anlasam da hiçbir zaman emin olamıyordum ve bu benim bütün cesaretimi kırıyordu.

Sonat ile aramdaki mesafeyi az da olsa açarak Ömer ile Sena'nın masasına ulaştık ve "İyi akşamlar" dedim. Sena da sinsi bir sırıtışla selam vererek Ömer'in yanına doğru iyice sokuldu. Bedeni onun bedenine değdiği halde Ömer hiç uzaklaşmıyor veya tepki vermiyordu. Sadece bakışlarıyla beni rahatsız etmeye devam ediyordu ama bu kez ben de gözlerimi kaçırmadım ve öfkeyle ona baktım.

Aramızdaki uzayıp giden bakışmayı kesen ve Ömer'e soru yönelten Sonat olmuştu.

"Ömer anladığım kadarıyla Sena ile iyi anlaştınız. İkinizde yurt dışında yaşadığınız için paylaşacak çok şeyiniz olduğuna eminim." dedi ve imalı bir bakış attı.

İntikamın EsrarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin