2.Bölüm *Yüzleşme*

1.1K 42 0
                                    

2.BÖLÜM

-GÜNÜMÜZ-

Güneşin kocaman yansıması penceremden içeriye vuruyor ve göz kapaklarımın kapısını tıklatıyordu adeta. Akşam üşendiğim için kapatmadığım perdemin acısını şu an çekiyordum annemin ahı tuttu sanırım diye düşünmeden edemedim. Umarım güzel bir gün olur diyerek gözlerimi yavaşça açtım ancak açmamla kapatmam bir oldu tabi ki her sabah olduğu gibi bu sabahta uykuyla olan savaşımı yenmeli ve bir an önce kalkmalıydım. Başlamak bitirmenin yarısıdır diyerek hışımla yataktan kalktım elimi yüzümü yıkadım ve hızlıca üzerimi değiştirdim.

Telefonumu elime alıp baktığımdan birçok mesaj gördüm tabi ki şaşırmadım benim deli dolu arkadaşım Hale uyandırma servisi olarak yine çalışmış görünüyürdu ama bu sefer ona hak verdim çünkü bugün bizim için çok önemli bir gündü üniversite yerleştirme sonuçları açıklanacaktı ve biz sevgili arkadaşımla bunca yıl hiç ayrılmadığımız için bütün tercihlerimizi de aynı yapmıştık biz birbirimizin seçilmiş kardeşiydik bu nedenle her zaman birlikteydik. İşte bu yüzden onu daha fazla bekletmeden her zaman buluştuğumuz cafeye gidecektim ve orada sonuçlarımıza beraber bakacaktık.

Büyük bir hevesle odamdan çıktım ve aşağıya indim masada annem ve kardeşim yemek yiyorlardı. Sanırım babam erken çıkmıştı her zaman çok yoğun ve kendini tamamen işine adamış bir adam olduğunu bilirdim, çoğu zaman onu fazlasıyla özler ve yaptığı işi kendi kafamda sorgulardım ancak bir sonuca varamazdım. Bu nedenle merdivenlerde daha fazla dikilmeyi bırakıp masaya doğru ilerledim.

Annemin heyecanlı ve bir o kadar da umutlu sesi kulaklarıma doldu. "Günaydın meleğim, bugün büyük gün senin kadar biz de oldukça heyecanlıyız umarım istediğin yeri kazanırsın ve tabi ki Hale'yle hiç ayrılmazsınız" dedi.

Ben de annemin bu güzel dileklerine karşılık ona kocaman bir öpücük verdim ve teşekkür ettim. Kardeşim de durur mu hiç küçük bey hemen lafa karıştı. "Sevgili ablacım umarım uzak bir yer kazanırsın da ben de rahat ederim en azından evin tek çoçuğu olup bunun keyfini yaşarım" dedi.

Ben ise burnunu sıkıp "Seni afacan sonra ablacığını çok özlersin, gel ben sıkıldım dersin" dedim. Annemle Berk bu laflarıma gülüp bana sarıldılar ve alelacele beni evden gönderdiler. Tabi onlarda haklı sonucu merak ediyorlar ama ben o kadar eminim ki yıllardır hayal ettiğim mesleği yapacağım edebiyat okuyacağım ve çok iyi bir yazar olacağım. Tabi babama göre bu çok mantıksız çünkü onun işlerini devam ettirmeli ve şirkette çalışmalıymışım kardeşimle onun işini devam ettirmeliymişim. Oysa ben babamın yaptığı işi kesinlikle yapmak istemiyorum çünkü onun ne kadar çok işine bağlı olduğunu ve yıprandığını görüyorum ayrıca ortağıyla gayet güzelce işleri devam ettirdiğini de görebiliyorum. Neyse ki babamda en sonunda bunu kabullenebildi ve bana destek oluyor. Bu nedenle bütün tercihlerimi istediğim alanda yaptım ve bu alanda da çok başarılı olacağımdan eminim.

Ben tabi yine düşüncelere dalmışken telefonumun sesiyle irkildim. Arayan Haleydi büyük ihtimal azarı yiyecektim bu nedenle telefonu açmadan hemen çantamın içine geri gönderdim ve adımlarımı sıklaştırarak cafeye doğru ilerledim. Nihayet cafeye vardığımda Hale'nin yanağına kocaman bir öpücük kondurdum ve yanına oturdum.

O ise heyecanla konuşmaya başladı "Kızım neredesin? Seni bekliyorum sabahtan beri sonuçlar açıklanmış ama sensiz bakamadım hadi hemen sayfaya girelim sen benimkine ben de seninkine bakayım" dedi.

Ben de hemen tabletimi çıkarıp siteye girdim önüme bilgiler döküldü hızlıca boşlukları doldurduktan sonra girişe tıkladım. O an hiç geçmek bilmiyordu sanki zaman durdu saniyeler karınca hızında hareket eder oldu. Aklımdan saniyede kaç düşünce geçtiğini tahmin dahi edemezsiniz. Neyse ki ben kalpten gitmeden önce hayatımızın büyük çoğunluğunu etkileyen o sayfa açıldı ve mutlu son.

Kardeşim, canım arkadaşım istediği yeri kazanmıştı önümde kocaman harflerle yazan okulun ismini haykırarak Hale'ye sarıldım. "Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesiiiii " diye bağırmamla Hale'nin ağzından da aynı cümlenin çıkması bir oldu.

İşte o anda birbirimize sarılarak ağlamaya başladık bunlar sevinç gözyaşlarıydı ama nerden bilebilirdim ki bu gözyaşlarımın son sevincimi yansıttığını. Bundan sonra hep acı vardı, sonsuz bir ıstıraba yelken açmış kocaman bir acı.

Gelen telefon sesi bunu kanıtlar nitelikteydi ve acilen aç beni diye haykırıyordu sanki. Hemen çantam denilen koca mezarlığın içinden telefonumu çıkardım ve açtım bilinmeyen bir numara arıyordu tereddütle kulağıma götürdüm ve hayatımın bu hale gelmesine yol açan o sesi dinledim.

"Çok üzgünüm Yasemin Hanım ancak babanızı ve iş ortağı Kaan Bilen'i bir kaza sonucu kaybettik hemen Özel Sera Hastanesine gelmeniz gerekiyor ailenizin size ihtiyacı var."

İşte bu benim kalbimi kör eden ancak artık onlar için duygusunu yitirmiş, normal hale gelmiş olan kelimeleri söyleyip telefonu kapattı. Ama o anı kelimelere dökebilir miyim bilmiyorum bazı hisler anlatılmaz derler ya onu da bu şekilde tecrübe edinmiş oldum soğuk tüm bedenimi ele geçirmişçesine titremeye başladım. Ben o anda kendimi, hayallerimi, geleceğimi, gençliğimi, inandıklarımı, beklediklerimi, kahramanımı, gülen yüzümü, ışığımı, babamı evet ben babamı kaybetmiştim. .

İntikamın EsrarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin