15.bölüm

3.9K 354 176
                                    

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum cancağızlarım :))

Keyifli okumalar💙

Yeni ortak diye gelen kişinin halam olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Yıllardır bu şirkete ayak basmamış kadın şimdi gelip de ortak olmak mı istiyor? Hem de babamla araları bu kadar bozukken.

İçeri yüzündeki gururlu bir ifadeyle giren halamdan sonra başımı çevirip babama baktım. Kaşları çatılmış, ten rengi sinirden kırmızılaşmaya başlamıştı. Masadan destek alarak ayağa kalktı.

"Senin ne işin var burada?"

Halam babamın öfkeli sesininden zerre kadar etkilenmeden geçip karşımdaki boş koltuğa rahatça oturdu. Yanında getirdiği adamlar da diğer koltuklara oturduğunda halam gözlerini ağır ağır babama çevirdi.

"İş konuşmak için geldim, Hasan bey," dedi son derece resmi bir tonda.

"Lüzum yok! Boşuna zaman kaybı," deyip yerinden uzaklaşan babam kapıya doğru giderken, onu durdurmak için öne atıldım. "Baba, lütfen."

Başını hızla bana çevirdi. Keskin bakışları küçük dilimi yuttururken, burnundan soluyup kapı koluna uzattı elini.

"Bir şirket sahibi her zaman mantıklı olmak zorundadır. Şirketinin yüzlerce, binlerce insanın ekmek kapısı olduğunu unutmamalı, kendinden önce çalışanlarını düşünmelidir. Gururlu davranıp duygulara yenilme ise acemi ve beceriksiz insanların seçtiği yoldur," dedi halam. Yüzündeki iğneleyici gülüşle başını arkaya attı ve kirpiklerinin üzerinden abisine baktı. "Zamanında babam böyle demişti."

Füze atsaydın halacığım.

Babamın öfkeli bakışlarının hedefi bu kez halam olmuştu. Dudaklarını birkaç kez araladı cevap vermek için. Fakat ne söylese eksik kalacaktı. Çünkü halam söylediklerinde haklıydı.

Sadece gururumu düşünerek Berkay ile olan ortaklığı bozmaya çalışmıştım. Çalışanları düşünmemiştim bile. Her şeyi riske atmıştım. Ben acemiydim, fakat babamın ise mantıklı düşünmesi gerekiyordu. Böyle bir fırsatı kaçırmak hiç doğru hareket değildi.

"Baba, gel önce bir konuşalım," deyip kapı kolundaki elini tuttum. Onu hafifçe çekiştirdiğimde bana direnmemesi fikrime sıcak baktığını anlamam neden oldu. Babamı çekiştirerek yerine oturttum. Sonra kendi yerime geçtim.

Halam başını dikleştirip bilmiş bilmiş baktı babama. "Adıma olan tüm hisselerle ortağınız olmak istiyorum," dedi.

"Ortak aradığımızı nereden biliyorsun sen?"

Halam hafifçe gülüp omzundaki saçlarını baş hareketi ile arkaya itti. Dirseklerini masaya yaslayıp sağ elini çenesinin altına koydu. "Benim de bir Çankaya olduğumu unutuyorsunuz sanırım," dedi.

"Sen zamanında her şeyini ayırıp gittin bizden!"

"Bu babamdan kalan şirketin sorunlarından bihaber olacağım anlamına gelmiyor," derken babamdan kelimesine özellikle vurgu yapmıştı. Böylece ikisinin de aynı söz hakkına sahip olduğunu göstermek istemişti. Öyleydi zaten.

Dedem vasiyetinde üç çocuğu için de şirkette söz hakkı tanımıştı. Hüseyin amcam -Fatih'in babası- eşi ile dünya tutuna çıkmaya karar verince tüm hakklarını babamın üzerine geçirmişti. Halamın ise babamla çok önceden arasının bozuk olduğunu biliyorsunuz. O hiçbir şey söylemeden çekip gittiğinde babam tüm haklarını kendisine bırakmış, halamdan kalan hiçbir şeye dokunmamıştı.

"Babam şirketi bırakıp kaçıp gideceğini bilseydi," diye tersçe homurdandı babam. Cümlesinin devamını ise getirmedi.

Halamın düzgün kaşları çatılırken, sakinliği kaybolmuş gibiydi. "Keyfimden gitmedim ben. Gitmemin sebebi sensin!"

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin