Merhaba)
Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum:))
Keyifli okumalar💙
Feride Çankaya
Rüzgâr'ı yurttan aldıktan sonra henüz acıkmadığı için alışverişe çıkmaya karar vermiştik. Çocuk reyonunda dolaşıp Rüzgâr için kıyafet alıyorduk. Emir onun yorulduğunu hissedince omuzlarına oturtmuştu. Sağ eliyle onu bacaklarından tutuyor, bir yandan da gözüne kestirdiği kıyafetleri Rüzgâr'a göstererek beğenip beğenmediğini soruyordu.
Ben de bir adım kadar arkalarından onları takip ediyordum. Olur da Emir tutamazsa ve Rüzgâr düşerse hemen yakalayabileyim istiyordum. Tabii seçilen kıyafetleri taşımakla da görevliydim. Yürüyen gardıroba dönmüştün dakikalar sonra.
Sağ tarafımdaki kız çocukları için ayrılan kısımda gözüme renkli bir elbise çarptı. "Bekleyin bir dakika," deyip adımlarımı oraya çevirdim. Elbiseyi askısından tutup havaya kaldırdım.
Pembe beyaz karışımı çok tatlı bir elbiseydi. Eteğinde küçük çiçek detayları vardı. Dudaklarım beğeniyle kıvrılırken Emir, "O Rüzgâr'a pek uymaz gibi," dedi. Sesindeki memnuniyetsiz tona karşı gülmeden edemedim.
"Esra için alacağım," deyip elbiseyi iyice göreceği şekilde tuttum. "Güzel mi?"
Emir ve omzundaki Rüzgâr dikkatle gösterdiğim elbiseye baktı. İkisi de başlarını aynı anda salladıktan sonra anlaşmış gibi "Güzel," dediler. Emir onun sesini duyunca başını arkaya atıp yüzüne bakmaya çalıştı. Rüzgâr da gözlerini aşağı indirip Emir'e bakmıştı. Emir'in göz kırpışı ile Rüzgâr'ın gülümsediğini gördüm.
"Sen de Esra'yı tanıyor musun?" diye sordu Emir'e.
"Ben tanıyorum aslanım da siz ne ara tanıştınız?"
"Gelmişti."
"Nereye?"
"Eve."
"Hangi eve?" diye ısrarla sordu Emir. Merakla Rüzgâr'a baktım. Evi benimsemiş olmasını istiyorduk. Emir'in de ısrarının sebebi buydu fakat Rüzgâr istediğimizi vermedi, omuzlarını bilmiyorum, der gibi kaldırıp indirdi.
"Bizim eve," dedim araya girerken. "İkimizin evine geldi oğlum."
Rüzgâr bir şey demeden sadece başını kıpırdattı. Derin bir nefes alıp elbiseyi diğer seçtiklerimizin üstüne bıraktım. Yüzüm asılmıştı. Bazen her şeyin hemencecik düzelmesini istiyordum. İstediğim olmayınca da tüm hevesim kırılıyordu.
Emir yüz ifademden hislerimi hemen anlamış gibi elinin tersiyle yanağımı okşadı. Sabretmemi ister gibi gülümserken gözlerini kapatıp açtı. Kolunu omzuma sarıp beni kendine çekti. Saçlarımdan öptüğünde etrafımı saran bulutlar kayıplara karıştı. Dudaklarım iki yana kıvrıldı.
Saçlarımda başka bir dokunuş hissettim. Gözlerimi ağır ağır yukarı kaldırdığımda Rüzgâr'ın küçük eli ile saçlarımı okşadığını gördüm. Düşmemek için Emir'in başına sarılıp üzerime eğildi ve aynı Emir'in yaptığı gibi saçlarımdan öptü.
Gözlerim anlaşmış gibi hemen dolarken boğuk bir tonda "Rüzgâr," diye fısıldadım. Önce yumuşacık ellerini öptüm, sonra Emir'in omzundan destek alarak parmak uçlarımda yükseldim. Rüzgâr hâlâ aşağı eğilmiş bir şekilde durduğu için ona yetişmem kolay olmuştu. Yanağına uzun bir öpücük kondurup tekrar parmak uçlarımda yere indim.
"Bana yok mu?" diye sordu Emir, aramızda sıkışmasına rağmen gram rahatsızlık belirtisi göstermeden.
"Olmaz mı? Var tabii," deyip dudaklarımı kısa sakallarının üstüne bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Fiksi Remaja"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...