Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar💙
"Bizimle bir kahve içer misin oğlum?"
Annemin sorusu herkesi susturmaya yetmişti. Kimse bağırmıyor, birbirine saldırmıyordu. Fatih bile yakasına yapıştığı Berkay ile birlikte şaşkınca anneme bakıyordu.
Bu durumda sorulacak en normal (!) soru buydu değil mi? Bari ortalığın sakinleşmesini bekleseydi. Ama annem bu, aklına bir şey takıldıysa hemen olması gerekirdi.
"Efendim?" diye sordu Emir, kafası karışmış gibi.
"Diyorum ki, buraya kadar gelmişsin bari bir kahvemizi iç."
"Yok ben akşam akşam rahatsızlık vermeyeyim şimdi," diyerek annemi iyice kendine hayran bırakan Emir, kaleyi içten fethetmekteydi. Annem öyle kolay kolay herkese ısınmazdı. Emir'i ise ilk görüşten radarına almıştı belli.
"Ne rahatsızlığı yahu? Hadi gel."
"Handan abla!" Berkay'ın hayret dolu sorusu ile Emir cevap veremedi. "Gerçekten bu adamı eve mi davet ediyorsun?"
Annem çatılan kaşlarının altından Berkay'a iğneleyici bir bakış attı. Ardından yüzünü buruşturdu. "Sen kes bakayım sesini! Utanmaz arlanmaz," dedi öfkeyle. "Sana mı soracağım evime kimi davet edip etmeyeceğimi?"
"Ama..."
"Geliyor musun oğlum?" Annem Berkay'ın konuşmasını beklemeden tekrar Emir'e odaklandı. Israrları üzerine Emir sorgular gibi bana baktı.
Babam da elini uzatıp hemen yanında duran Emir'in omzuna koydu. "Kırma Handan ablanı, gel bir kahvemizi iç," dedi. Emir'in sırıtmak istediğini kıvrılacak gibi olan dudaklarından anladım. Bu beni gülümsetirken başımı hafifçe sallayarak onayladım onu.
"Tamam," dedi en nihayetinde.
"Hasan amca?" Berkay'ı kimse dinlemedi. Fatih bile ellerini onun yakasından çekip kirliymiş gibi üzerine sildi. Sonra kolunu Feyza'nın omzuna attı. Yanımdan geçecekken kısık sesle, "Gidip yeni eniştemizle bir kahve içelim Feyzo," dedi. Ardından sırıtarak göz kırptı bana.
Aptal bu çocuk.
Annem en önde Emir'i çekiştirerek bahçe kapısından içeri soktu. Arkalarından biz de girdik. Evin kapısı aceleyle çıktıkları için açık kalmıştı. Yardımcımız Füsun abla da kapının karşısında dikiliyordu. Fıldır fıldır dönen gözleri bir Emir'in bir de benim üzerimde dolaştı. İmalı bir gülüş kondurdu dudaklarına.
"Allah'ım sen sabır ver," diye fısıldadım içime doğru.
Eve girip ardından salona geçtik. Annem Emir'i tekli koltuğa oturttu. Ben de diğerine oturdum. Çaprazımızda Feyza ve Fatih salakları, karşımızda da annemler vardı.
"Nasıl içersiniz kahvenizi?" diye Füsun abla Emir'e hitaben sordu. Koltukta iğne varmış gibi gergin bir şekilde oturan Emir, birkaç saniye Füsun ablanın suratına boş boş baktı.
"Orta," deyiverdi sonra.
Füsun abla yanımızdan ayrıldıktan sonra bile bir süre sessizlik oldu. Ama uzun sürmedi bu çünkü annem daha fazla sessiz kalamamıştı.
"Siz birlikte nereden geldiniz böyle?"
Gülümseyerek soruyordu ki sorguya çekildiğimizi anlamayalım. Anne benim olduğu için aklından geçenleri hemen anlamıştım. Emir ise safım şaşkın şaşkın bakıyordu, ne cevap verse diye içinden düşünüyordu muhtemelen.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Fiksi Remaja"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...