Geç geldiği için uzun bir bölüm yazdım.
Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum, cancağızlarım.
Keyifli okumalar💙
"Eğer seçme şansınız olsaydı Berkay'ı mı yoksa Emir'i mi seçerdiniz?"
Bu soru salonda uğultuyla karşılandı. Tüm gazeteciler merakla sorunun sahibine, ardından gözleri far görmüş tavşanın gözlerine rakip olacak şekilde açılmış bendeniz Feride'ye baktılar.
İşin kötü yanı Emir'in de bakışlarını üzerimde hissediyordum ve bakışları son derece dikkatliydi.
Hadi ama gerçekten herkes bu sorunun cevabını mı merak ediyordu?
Ne cevap verebilirdim ki? Berkay dersem beni aldattığı için bu cevabım yüzünden 'yılın en gurursuz kadını' seçilirdim. Emir dersem daha büyük fekaket olurdu. Zaten aramızda bir şey olduğuna kendini inandırmış kişiler bu cevabımı daha da büyütürdü. Bu sefer de 'yılın en ayran gönüllü kadını' seçilirdim.
Çaktırmadan derin bir nefes aldım. Gözlerimi Berk denilen gazeteci bozuntusuna çevirdim.
"Hangi konuda?"
Berk gülümsediğinde yüzü daha tanıdık gelmeye başladı. Ben bu çocuğu kesinlikle tanıyordum. Kim olduğunu anlamama az kalmıştı, biliyorum. Fakat şu an tam olarak onu nereden tanıdığımı çıkaramıyordum.
"İlişki konusunda, Feride hanım. Eğer seveceğiniz kişiye kendiniz karar verebilseydiniz bu seçiminizi kimden yana kullanırdınız?"
"İkisini karşılaştırmak ne kadar doğru olur emin değilim," deyip yerimde kıpırdandım. "Biri bir daha hayatımın hiçbir anında yer almayacak olan kişi, diğeri ise birlikte önemli projelere imza attığımız meslektaşım. Benden bir birleriyle bu kadar alakasız iki kişiyi kıyaslamamı mı istiyorsunuz? Hangi mantıkla?"
Berk beklemediği bu cevap karşısında şaşırmıştı. Benden kaçamak bir cevap beklemediğinin farkındaydım. Fakat vereceğim herhangi bir isim benim başıma yeni sorunlar açmaktan başka bir işe yaramayacaktı.
Yüzümdeki yapmacık gülümsemeyle gazetecilere baktım. "Başka sorusu olan?"
Berk artık onunla muhatap olmadığımı gördüğünde yerine oturdu. Bu sırada yanımıza biri yaklaştı. Emir'in olduğu tarafta durdu. Merakla gelen kişiye baktığımda takım elbiseli, genç bir çocuk olduğunu gördüm. Emir'e doğru eğilmişti ve Emir onun kulağına bir şeyler dedi. Çocuk başını sallayıp "Hallediyorum, Emir bey," dedikten sonra yanımızdan ayrıldı.
Başka kimseden soru gelmeyince yeterli olacağını düşünüp vedalaştık. Ayağa kalktığımda üzerimdeki yük kaybolmuş gibiydi. Kendimi daha rahat hissediyordum. Emir geçmem için koltuğumu arkaya çekti. Ardından yanıma yaklaştı. Birlikte geldiğimiz yere geri dönerken beni bekleyen Evrim, kapağını açtığı su şişesini bana uzattı.
"Nasıldı?" diye sordum şişeyi dudaklarıma götürmeden hemen önce.
Evrim dişleri görünecek şekilde sırıtıp baş parmağını kaldırdı. "Harikaydınız."
Bundan pek emin değilim. Berk'in son sorusu beklemediğim yerden gelmeseydi belki harika bir şey çıkabilirdi ortaya.
Gayet sakin bir şekilde toplantının yapıldığı salondan diğerine geçen Emir, aniden öfkelenmişti. Pek fazla görmediğim gibiydi. Kaşları gözlerinin üzerine inmiş, yeşilleri kısılmıştı. Beni görmezden gelerek yanımdan geçerken ceketini çıkarıp sol tarafında yürüyen yardımcısına uzattı. Sonra kapıyı açıp odadan çıktı ve kapı arkasından gürültüyle kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Fiksi Remaja"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...