5.bölüm

5.8K 433 250
                                    


Multi: Feride Çankaya

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum cancağızlarım💙

Bu hayatta benden daha şanssız bir insan var mı acaba?

Bir adama aşık oluyorum, düğünümüzden önce beni aldatıp kocaman 5 yılımı, hayallerimi çöp ediyor. Bunu öğrenip düğünümden kaçıyorum, ki bu sırada arkamda delirmiş babamı ve haftalarca magazinin gündemine oturacak görüntüler bırakıyorum. Yalnışlıkla bir külüstürü alıp uzun bir yolculuğa çıkıyorum ve kaza yapıyorum. Kaza yüzünden ukala bir adamla yolculuğuma devam etmek zorunda kalıyorum. Bütün bunlar yetmezmiş gibi gecenin bir yarısı yolun ortasında kalıyorum.

Ee yolculuğum nereye benim? Cehenneme mi?

Son durak orasıysa ben bu kadar eziyete hiç katlanmayayım. Direk beni oraya sevk edebilirsiniz.

"Ne yapacağız şimdi?" diye Emir'e bakıp sinirle sordum.

Bana cevap vermek yerine aramızdaki boşluğa koyduğu telefonunu aldı. Arkasına rahat bir şekilde yaslanıp telefonunu kurcalamaya başladığında zaten gergin olan sinirlerin iyice keman yayına dönmüştü.

"Hey?! Sorumu duydun mu?"

Başını yana çevirip bana kısa bir bakış attı. Tekrar telefonuna dönerken umursamazca başını salladı. Bu rahatlığı, umursamazlığı, tavırları, başlı başına kendisi sinirbozucuydu. Bir cevap vermek o kadar zor olmasa gerek. Ama Emir bey buna tenezzül bile etmiyordu.

"Soru genelde cevap almak için kullanılır" dişlerim arasından tıslayıp omzumda dökülüp boynumu terleten saçlarımı arkaya ittim.

"Yani?" başını telefondan kaldırmadan mırıldandı.

"Yanisi cevap ver be adam!"

Dudakları keyifle yukarı kıvrıldığında başını koltuğa yaslayıp kirpikleri üzerinden bana baktı. Ben ne kadar sinirliysem Emir bir o kadar keyifliydi. Sanki olduğumuz durum son derece normaldi ve ben fazla abartıyordum.

"Ne sormuştun?"

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sakin ol Feride. Yolun yarısı gitti, kalan yarısında da bu adama katlana bilirsin. Sadece sinirlenme yeter.

"Ne yapacağımızı sormuştum. Böylece yolun ortasında dikilecek değiliz ya" dedim sakin gibi görünüp altında bariz bir sinir barındıran bir tonda.

"Tabi ki değiliz" dedi başını iki yana sallarken. Telefonunun ekranın kapattı "hadi otostop çekelim" deyip hareketlendi.

"Ne?" şaşkınlıkla sordum.

"Ah tabi başka bir seçenek de var" dedi aklına bir şey gelmiş gibi. Heyecanla yerimde dikleşip her halükarda otostop çekmekten daha çok işe yarar bir çözüm bulduğunu ümit ederek "neymiş o?" diye sordum.

Başını yana yatırıp sırıtarak "arabayı Marmaris'e kadar itmen" dedi.

İşe yarar bir çözüm mü demiştim? Boş verin gitsin. Bu adamın çözümleri de kendisi gibi boş ve saçmaydı.

Kaşlarım bu rahat tavrı karşısında düğümlenirken o gülerek arabadan indi. Peşinden çıkıp kapıyı setçe kapattım. "Yavaş" dedi omzu üzerinden bana bakarken. Gülümseyip kapıyı açtım ve eskisinden daha sert bir şekilde kapattım "böyle mi?".

Gözlerini devirip başını gökyüzüne çevirdi ve "ya sabır" diye mırıldandı. Ondan biraz da bana lütfen.

"Ee? Ne yapacağız şimdi?" diye sordum yanına giderken. Kollarını göğsünde kavuşurutup "yoldan geçen bir arabanın bizim için durmasını bekleyeceğiz" dedi.

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin