20.bölüm

3.1K 281 56
                                    

Selam :)

Hiçbir şeyi düzene sokamadım fakat sizi o kadar özledim ki... Dayanamadım ve tekrar geldim.

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum cancağızlarım:))

Keyifli okumalar💙

Feride'den

"Ne yapmam gerektiğini söyle, Feride," dedi etkileyici bir sesle. "İzinsiz öptüğüm için özür mü dileyeyim? Yoksa sana olan aşkımı itiraf mı edeyim?"

Ruhum bir balyoz yemiş gibi sarsıldı. Daha öpücüğünü algılayamadan üstüne bir de bu itirafı kalbimin rotasını şaşırtmıştı. Dilime sanki kilit vurulmuştu. Zihnimde sadece Emir'in sesi yankılanıyordu.

Emir bana aşık...

Bedenimi bir titreme saracakken yutkunup kendimi geri çektim. Yüzümü avuçlarından kurtardım, aksi taktirde alev alan yanaklarım ellerini yakacaktı. O benden gözlerini alamazken ben ona bakmaya utanıyordum.

Bakışlarımı kaçırdım. Çantamı kavrayıp "Ben gitsem iyi olur," diye mırıldandım. Sözlerimin duyulup duyulmadığından bile emin değildim. Yine de Emir'in omuzlarının çöktüğünü gördüm. Eş zamanlı olarak benim de kalbime bir ağırlık çöktü.

"Feride..."

Yeni bir itirafı kalbim kaldırmayacağı için "Sonra konuşuruz," dedim. Kendimle baş başa kalıp aklımı toplamam gerekiyordu.

Başını onaylar biçimde sallayınca az da olsa rahatladım. Odadan çıkacağım sırada o da ayağa kalktı. "Kendim giderim, sen gelme," desem de beni dinlemeyerek peşimden gelmeye devam etti.

Yüzü gerilmiş, kaşları yeşil gözlerinin üstüne inmişti. Elini atıp uzun olmayan sakallarını sıvazladı ve kapıyı benim için açtı. Gözlerimi ondan ayırıp odadan çıktım. Birlikte alt kata indik.

Kimseye bakmamaya çalışıyordum çünkü hepsinin her şeyi biliyormuş gibi hissediyordun. Sanki Emir beni herkesin gözü önünde öpmüş, hislerini itiraf etmişti. Oysaki kimsenin bizi umursadığı yoktu. Sadece yanlarından geçtiğimizde merakla bakıyor, çok geçemeden de tekrar işlerine geri dönüyordular.

Şirketten çıkınca Emir arabamı getirmelerini söyledi. Dizlerime çarpan çantamın kulpunu avuç içimde ezerken bakışlarımı Emir dışında her yerde dolaştırıyordu. Dudak içimi ısırmaktan artık canım acıyordu.

Ilık bir rüzgâr esince gözlerimi kapattım. Saçlarımı havalandırıp ensemi serinletti. Hemen arkamdaki Emir'in varlığını hatırlayınca tekrar heyecanlandım ve bu sefer rüzgâr bana yardımcı olamadı.

Arabamı görünce kıpırdandım. Tam önümde durduruldu ve ben çölde su bulmuş gibi mutlulukla baktım arabama. "Görüşürüz," dedim kaçar gibi. Emir'in cevabını duyamadan büyük adımlarla arabama yaklaşıp içeri oturdum. Çantamı yan koltuğa atıp vakit kaybetmeden şirketten uzaklaştım.

Camları indirdim. İçeri havasız değildi fakat yine de bana bir türlü yetmiyordu. Emir'in zamansız iltifatlarına daha alışamamışken bir de bu yaşananlar beni iyice afallatmıştı. Kendimi boşlukta hissediyordum. Gideceğim bir yön yok gibiydi.

Emir'i bir insan olarak seviyordum, değer veriyordum. Bana ilgisinin de farkındaydım. Aynı şekilde benim de ona karşı bir çekimim vardı ama bu çekim bir ilişkiye başlayacak kadar yoğun değildi.

Benim insanlara güvenim kırılmıştı bir kere. Evet, Emir ve Berkay aynı kişi değildi. Yine de Emir'in sonunun nasıl olacağını bilmiyordum çünkü Berkay da ilk başlarda dünyanın en güzel seven adamı gibiydi. 6 yıldır tanıdığım bir adam bana bunları yaşatmışken birkaç aydır hayatımda olan birine güvenememem çok normal değil miydi?

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin