11.bölüm

4.3K 349 116
                                    


Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum, cancağızlarım :)

Keyifli okumalar💙

"Beni resim atölyene götürsene."

Emir'in bu isteği karşısında afalladım. Yanağımda şişlik yaratan tatlıyı ağır ağır çiğnerken çatalımı tabağın kenarına bıraktım. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Lokmamı yuttum.

"Atölyeye mi? Neden?"

Küçük çocuk masumluğuyla omuzlarını kaldırıp indirdi. Yeşilleri masadaki mor menekşeleri incelerken "öylesine," diye mırıldandı. "Merak ettim sadece."

Dudaklarımı bir birine bastırıp başımı salladım. Emir kirpiklerinin üzerinden bana baktığında "olur," diye bir kez de sesli şekilde onayladım onu.

Cevabımı aldıktan sonra üstündeki bulutlu tavrı bir kenara itip hiç dokunmadığı tatlısından bir parça aldı. Çatalı ağzına götürürken göz göze geldik. Tek gözünü kırpıp başını iki yana hafifçe salladıktan sonra "ne oldu?" diye sordu ve tatlısını ağzına attı.

"Hiç," dedim uzatarak. Gözlerimi aceleyle ondan ayırdım.

Konuşmadan birkaç dakika geçirdik. Soğumaya başlayan çayımı yudumladım. "Ne zaman gitmek istersin? Atölyeye yani."

"Tüm gün boşum," deyip arkasına yaslandı. "Sana da uygunsa bu gün gidelim."

"Uygun. Gideriz."

"Güzel."

"Güzel olan ne?"

"Seninle vakit geçirmek," dediğinde kaşlarım havalandı. "Anlamadım?"

"Yani sorunsuz bir şekilde vakit geçirmek güzel. Hani atışmıyoruz falan ya," dedi elini sallayarak geçiştirmeye çalışırken.

"Haklısın. Bu gün nedense atışmıyoruz. Sen iyi misin?"

"Ben ne alaka?"

"Genelde sorun çıkaran taraf sen olduğun için acaba bir şey mi oldu diye merak ettim," deyip yüzümdeki imalı gülümsemeyle başımı yana yatırdım. Emir histerik bir şekilde gülüp dirseklerini masanın kenarına yasladı ve bana yaklaştı.

"Bunu ilk tanışmamızda arabama çarpan biri mi söylüyor?"

"O sadece bir kazaydı," diye kelimelere baskı yaparak homurdandım.

"Sahi sen düz yolda normal hızda giderken arabama çarpmayı nasıl başardın?"

O anlar aklıma doldu hızla. Üzüntü kafama vurmuştu, radyoda zaten inadıma inadıma salak saçma şarkılar çalıyordu. Ayakkabım da bir yandan rahatsız ederken onu çıkarmak için eğilmiş ve önümdeki arabanın durduğunu anlayamadan ona arkadan çarpmıştım. Kör talihimin kara sayfalarına altın harflerle işlenmiş bu olay karşısında yüzümü buruşturmadan edemedim.

"Hatırlamıyorum."

Emir bir şey demeden başını iki yana salladı ve tekrar tatlısına geri döndü. Bir süre havadan sudan konuşarak zaman geçirdik. Saat hızlı bir şekilde akıp giderken burada daha fazla zaman kaybetmek istemedik ve hesabı ödeyip mekandan ayrıldık.

Emir'in arabasındaki yerimizi aldıktan sonra navigasyona atölyenin adresini girdim. Hava sıcak olduğundan camları kapatıp klimayı açtık. Çantamdan lastik toka çıkarıp bileğime geçirdim. Saçlarımı tepede toplayıp avucumun içine sıkıştırdım.

"Bunlar kaldı," dedi Emir.

Elini uzatıp kulağımın üzerinden yanağıma dökülen bir tutam saça dokundu. Bir eli direksiyonun kontrolünü sağlarken diğeri saçımdaydı. İki parmağı arasına sıkıştırdığı saçımı yukarı kaldırırken parmaklarının tersi ile yanağıma dokunmuştu. Yüzümün sıcaklığının aksine parmakları soğuktu. Bu yüzdendi belki de tüylerimin diken diken olması.

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin