7.bölüm

5.2K 391 87
                                    

Geciken bir bölüm daha(

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum bebeklerim :)))

Keyifli okumalar💙

Emir önümden geçip giderken sinirden delirmek üzereydim. Bu ne rahatlık, bu ne vurdumduymazlık Allah aşkına? Arkasından tersçe bakıp kapıyı gürültüyle kapattım.

Bu yaptığım halamın irkilmesine sebep olurken Emir'i duraksatmaya bile yetmemişti. Arkasından ayaklarımı yere vura vura gittim. Halama yaklaştığında "iyi akşamlar, Kevser hanım" dedi ve elindeki tatlı paketini halama uzattı.

"İyi akşamlar, Emirciğim" dedi halam. Tatlıyı eline alırken mahçupca gülümseyip "niye zahmet ettin?" dedi.

Zahmet mi? Sanki tatlıyı kendisi yapmıştı.

"Elim boş gelmek istemedim" dedi, Emir.

Ah keşke hiç gelmek istemeseydin.

Halam Emir'in cevabına içten bir şekilde gülümseyip onu arka bahçeye yönlendirdi. Emir kapıdan dışarı çıkarken halam da tatlıyı dolaba koymak için mutfağa yönelmişti. Koşar adımlarla ona yaklaşıp kolundan tutarak Emir'in duymayacağını düşündüğüm bir mesafeye kadar çekiştirdim.

"Feride, ne yapıyorsun?" diye şaşkınlıkla sordu. Gözleri kolunu tutan elime kayarken elimi gevşetmiş, ardından kolunu tamamen bırakmıştım.

"Asıl sen ne yapıyorsun hala?! Sana onunla vakit geçirmek istemediğimi söylemedim mi ben? Neden getirip burnumun dibine sokuyorsun?" dişlerimin arasından sinirle tısladım.

Halamın kötü bir niyeti olmadığını biliyordum ama emrivakileri sevmezdim. Hele şöyle bir durumunda hiç sevmezdim.

"Söylemiştin tatlım, fakat ben senin için çağırmadım ki" dediğinde kaşlarım sorgular gibi yukarı doğru kavislendi. Bir şey söylemedim fakat devam etmesini istediğimi anladığı için "biliyorsun ki, çocuk artık benim komşum. Nasıl biri ile komşu olacağımı merak etmiş olamaz mıyım?" dedi.

Gözlerimi bu bahanesi üzerine devirdim. "O halde sana komşunla afiyet olsun, ben odama gidiyorum" dedim ve halama arkamı döndüm. Bir adım atmıştım ki, kolumda hissettiğim baskı ile durmak zorunda kaldım. Halam beni kendine çevirirken "saçmalama Feride, çocuğa ayıp olur. Ne olacak sanki oturup yemek yiyeceğiz" dedi "hem tek başına değilsin ki, rahatsız olasın. Ben de yanınızdayım".

"Hala!"

"Lütfen tatlım, benim hatrım için" dedi ela gözlerini kırpıştırarak. Ona dik dik bakıp oflayarak yanından geçtim. Bahçeye çıktığımda adım seslerimi duyan Emir başını arkaya atıp beni görmüştü. Kurcalandığı telefonunu kapatıp masanın üzerine bıraktı.

Sessizce geçip karşısındaki koltuğa oturdum. Gözlerini üzerimde hissetsem de ona bakmamakta ısrarcıydım. Masanın üzerindeki sürahiyi alıp bardağımı soğuk su ile doldurdum. Halam gelene kadar konuşmamak için zaman kazanmaya çalışıyordum. Fakat ne mümkün?

Suyumu yudumladığım sırada Emir "bu gün fazla sessizsin" dedi. Kirpiklerimin üzerinden ona bakıp bardağı dudaklarımdan ayırıp eski yerine bıraktım. Sırtımı yumuşak koltuk başlığına yaslarken "salsa falan mı yapayım?" diye alay ettim.

Tek kaşı yukarı kalkarken yarım ağız gülüp "tek başına güzel olacağını sanmıyorum" dedi "bir partner şart".

"Bunu gerçekten yapacağımı mı sanıyorsun?" Kaşlarım çatılırken sinirle sordum.

"Neden olmasın?" dedi gülerek.

Aramızda sadece birkaç cümlelik konuşma geçmesi bile tekrar sinirlerimi bozmaya yetiyordu. Ağzıma açıp kendisini tersleyecektim ki, halamın geldiğini görmemle dudaklarımı sıkıca bir birine bastırdım.

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin