Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba)
Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum, cancağızlarım :))
Keyifli okumalar💙
"Hep mi mükemmelsin be kadın?"
Emir'i karşımda görmeyi gerçekten beklemiyordum. Onu en son Marmaris'te bırakıp İstanbul'a dönmüştüm. Fakat şimdi biraz ötemdeki varlığı garip hissettirmişti. Dudakları arasından dökülen o cümle ise afallamama yetmişti.
"Sen osun!"
Arkamdan yükselen sert ses ile gözlerimi yeşillerden ayırdım. Omzumun üzerinden arkaya baktım. Berkay gözlerini Emir'e dikmiş öfkeyle burnundan soluyordu. Arabanın açtığı kapısını sertçe kapatıp bize doğru adımladı.
Emir ellerini pantolonun ceplerine soktu. Siyah ceketi arkada toplandı. İlk iki düğmesini açtığı üzerine tam oturan beyaz gömleği bu hareketi ile gerildi. Tek kaşını kaldırıp düz bir ifadeyle üzerine gelen Berkay'a bakıyordu.
Berkay ikimizin yanında durup tüm dikkatini Emir'e vererek öfke ile "sen o görüntülerdeki adamsın," dedi. Tükürürcesine söylemesi yetmezmiş gibi bir de parmağını Emir'in yüzüne sallıyordu geri zekalı herif.
"Evet, imza mı istiyorsun?" Emir alayla sordu.
Berkay başını yana yatırıp sinirle güldü. Dişlerini sıktığı için çene kasları dalgalanmıştı. Boynunu kütletip Emir'e yaklaştı.
"Bana bak oğlum! Senin bu alaylı tavırların bana sökmez. Ayağını denk al, benim sevgilimden de uzak dur. Bir daha uyarmayacağım," dedi.
Emir kendini tutamayıp güldü. Bir elini cebinden çıkarıp kaşının kenarını kaşıdı. "Hangi sevgilin? İsim verirsen ona göre davranırım. Malum senin sevgililerinin sayına yetişmek pek mümkün değil de," dedi.
Berkay'ın konuşmasına izin vermeden bana bakıp "eğer bahsettiğin kişi Feride ise onun artık sevgilin olduğunu sanmıyorum. Bundan daha önemlisi yalnız o isterse kendisinden uzak dururum. Seni ilgilendiren bir durum yok ortada. Bunu da biraz önce gayet güzel bir şekilde gördük," dedi.
Berkay öfkeyle Emir'in üzerine atılacaktı ki ikisinin arasına girdim. Berkay son anda kendini durdurabilmişti. "Defol git buradan," dedim sinirle. Kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatıldı. Cidden ne sanıyordu? Beni aldatmışken kiminle konuşup, kiminle yakın olacağımın hesabını vereceğimi mi?
Belimdeki eli hissettiğimde bedenim gerilmişti. Emir belimden tutup beni kendine çekti. Arkadan kulağımda doğru eğilip "merak etme yakışıklı yüzüme zarar gelmesine izin vermeyeceğim," diye fısıldadı.
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken başımı hızla ona doğru çevirdim. Yüzü beklediğimden çok daha yakındı. Aramızdaki yakınlıktan rahatsız olup başımı tekrar önüme çevirdim. Bu sırada Berkay'ın garip ve bir o kadar öfkeli bakışları ile karşılaştım.
Emir beni kenara çektiği için Beykay ile her an kavgaya tutuşacak duruma gelmişti. Fakat bu gerçekleşmedi çünkü çok değerli tembel kuzenim nihayet aramıza teşrif etmişti.
İkisinin arasına girip onları bir birinden uzaklaştırdı. "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?" Hayretle sordu. Emir ona dik dik bakarken Fatih bakışlarını kaçırıp tüm dikkatini Berkay'a vermişti.
"Senin ne işin var burada?" Berkay'a yönelttiği soruyla onun bakışları beni buldu. "Feride ile konuşmak için geldim."
Fatih alayla güldü. Berkay'ı küçümsercesine süzüp "sendeki bu özgüvenin kaynağı ne? Hangi yüzle bu kapıya geliyorsun?" diye sordu. "Sana ne? Feride ile konuşmak istedim ve geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Novela Juvenil"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...