Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)

13.bölüm

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum, cancağızlarım :)

Keyifli okumalar💙

Tüm hafta sonumu evde ailemle birlikte geçirmiştim. Ara sıra Fatih ve Feyza beni çıldırtsalar da genel olarak fena geçmemişti. Akşam yemeğinden sonra salonda toplanmıştık. Babam arka bahçede her zamanki gece yürüşünü yapıyordu. Hani tıka basa yediğin için vicdan azabı çekersin, sonra spor yaptığını hayal ederek boş boş dolaşırsın ya, babam da şu an onu yapıyordu. Yalnız kalınca sıkıldığı için annemi de peşine takmıştı.

Feyza televizyon kanallarını oflaya puflaya çevirirken, bir yandan da izleyecek hiçbir şey bulamadığı için sızlanıyordu. Fatih ise üçlü koltukta uzanıp maçları takip ediyordu. Telefonumu çıkarıp uzun süredir kullanmadığım instagram hesabıma girdim. En son düğünden iki gün önce girmiştim. 

Hesabım gizlide olduğu için takipçi sayım artmasa bile takip istekleri zirve yapmıştı. DM kutum da dolup taşıyordu. Takip isteklerini boş verip gelen mesajlara baktım. İlk mesajı açtım. 

Niye takip isteğimi kabul etmiyorsun? Ne güzel sohbet edecektim seninle(

Gülüp başımı iki yana salladı. Mesajı boş verip diğerine geçtim. Bu sefer yazan bir erkekti. 

Merhaba, Feride hanım. Öncelikle sizi takdir ettiğimi bilmenizi isterim. En doğrusunu yaptınız. Böyle adamla ömür geçmezdi zaten. Eğer sizin de rızanız olura tanışmak, oturup yüz yüze konuşmak isterim. Cevabınız "evet" ise numaram bu.  

Altda da numarasını yazmıştı. Bu çakma İstanbul beyefendisinin de mesajını es geçtim. Birkaç tane mesajda ise Emir ile ortaya çıkan görüntülerimden ötürü Berkay ile aynılaştırılmıştım. Ne yazık ki bunları yapan hemcinslerimdi. Hiçbirine cevap verme zahmetine girmedim. 

Mesajların büyük bir kısmını okunmamış bırakıp ana sayfaya geri döndüğümde tekrar bir mesaj geldi. Bu daha önce konuştuğum birindendi. Berkay'ın kız kardeşi Sude'den. Mesajı açtım. Önceden yazdığı mesajları es geçerek biraz önce yazdığını okudum.

Tekrar merhaba, Feride. Telefon numarandan ulaşamadığım için mecbur kalıp buradan yazıyorum. Abime kızgın olduğunu biliyorum. İnan ki o çok pişman. Yaptığı hatanın farkında. Bunca yılın hatrına her şeyi tek seferde silip atma. Oturup konuşun. Onu affedeceğine inanıyorum.

Bu kız bu zekayla hala nasıl yaşıyordu hiç bilmiyorum. Berkay'ın cadaloz annesi Sevda'nın bir küçük versiyonu olan Sude iyilik meleği falan mı olduğunu sanıyordu? Yoksa bunlar tüm aile benimle kafa mı buluyordu? Bu nasıl yüzsüzlük anlamıyorum ki.

Sude'ye cevap yazdım. 

Allah korusun bir gün aynı durumla kendin karşılaşırsan karşındakini affedersin. Ama ben kendimi bu kadar küçük düşürecek biri değilim. Bir daha beni bu konuyla ilgili rahatsız etmezsen sevinirim. 

Cevap gecikmedi.

Aşkını gururuna kurban veriyorsun. Ayrıca burada küçük düşürecek bir durum yok. Ama ben senin derdini biliyorum. Kendine çoktan birini bulduğun için abime geri dönmek istemiyorsun. Abimi suçluyorsun ama senin yaptığın da aynı şey. Kim bilir belki de o adam çoktan hayatındaydı. Abim bahane oldu sana.

Gözlerim irice açıldı. Yayıldığım koltuktan elektrik çarpmış gibi doğruldum. Öfkeden gözüm dönmüşken "senin ağzını yırtarım. Terbiyesiz!" diye bağırdım. 

Tam karşımda oturan Fatih eli ile ağzını kapattı hızla. "Niye ya? Ne dedim sanki ben? Alt tarafı gol yedikleri için kızdım," dedi boğuk sesle. Neden bahsediyor bu çocuk?