Merhaba
Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum cancağızlarım:))
Keyifli okumalar💙
Düğünün yapılacağı salona ulaşınca aynada son kez makyajımı ve saçımı kontrol ettim. Emir arabayı uygun bir yere park ettikten sonra derin nefes aldı. Yeşil gözlerini yüzüme çevirdi, dudaklarında küçük bir gülümseme belirdi. Bakışlarındaki derinlik içten içe utanmama neden olurken "Ne oldu?" diye sordum.
"Çok güzelsin," dedi aniden.
Yanak kaslarım sızlamaya başlayınca gülümsemeden edemedim. Elimi yüzüne koyup kısa sakalların sarmaladığı yüzünü okşadım. "Sevindim," dedim. Kaşları havalandı. "Ne için?"
"Beni güzel bulduğun için."
Dudaklarını avuç içime bastırınca içim bir hoş oldu. Onunla uzun uzun sohbet etmek isterdim fakat düğüne geç kalacaktık. Yan tarafımıza park eden bir araba beni kendime getirmişti.
"Hadi gidelim artık."
Geriye çekilip kapımı açtım. Emir ile aynı anda arabadan indiğimizde diğer arabadan da küçük çocuklar indi. Kısa boylu erkek çocuğu büyüğüne bakıp "Abi, Nehirciğime söyler misin benimle dans etsin? Ben yanındaki adamdan korkuyorum, kızıp duruyor bana," dedi.
"Benim söylememle yapacak mı sanki?"
"Of ya," deyip ayağını sinirle yere vurdu. Kollarını göğsünde kavuşturarak dudaklarını büzdü. "Ben Nehir'le dans etmek istiyorum."
Büyük olan onun başına vurdu. "Abla desene lan. Kaç yıl büyük o senden."
"Kaan!Mert! Hadisenize oğlum," dedi küçük kızların elini tutan kadın. Sonra yanındaki adama çevirdi başını. "Getir şunları içeri, kaybolacaklar yoksa."
"Geliyoruz anne," diye aynı anda bağırıp kadına doğru koşmaya başladıklarında gülümseyerek onları izliyordum. Aklıma Fatih'i getirmişti küçük olan çocuk. İlk okuldayken bir kızdan hoşlanıyordu, sürekli bana kız ile konuşmamı, onu kendisiyle bir araya getirmemi istiyordu. Şimdi sorsam kızın ismini bile hatırlamaz ama o zaman evleneceklerini söyleyip duruyordu. Kızın bizden iki sınıf büyük olması dışında hiçbir sorun yoktu.
Belimde bir dokunuş hissedince bakışlarımı koşan çocuklardan ayırdım. Emir hemen yanımdaydı. "Bir şey mi oldu?"
Başımı olumsuz anlamda sallayıp koluna girdim. "Gidelim."
Arabaların yanından uzaklaşıp düğün salonuna girdik. Özenle süslenmiş merdivenlerden üst kata çıktık. Önümüzdeki insanları takip ederek büyük kapıdan içeri girdiğimizde gözlerim gelin ve damadı aramak için keşfe çıkmıştı. Uzun sürmedi onları bulmam. Hilal ve Caner gülümseyerek önlerindeki çiftin tebriklerini kabul ediyordu.
Koluna girdiğim için Emir'i rahatça onlara doğru yönlendirdim. Birkaç adımda ikilinin önüne geldiğimizde önce Caner, hemen ardından Hilal bizi fark etti. Hilal'in gülümsemesi genişlerken "Feride..." deyip bana doğru bir adım attı. Emir'in kolundan çıktım ve Hilal ile birbirimize sarıldık. "Tebrik ederim canım," derken duygusal bir ses tonuyla "Teşekkür ederim," diye karşılık verdi. "Çok güzel görünüyorsun." Biraz geriye çekilip ellerinden tutarak ona baktım. Gerçekten çok güzeldi. Gelinliği kendisine o kadar yakışmıştı ki peri kızını andırıyordu. O beyazlar içindeyken ben siyah giymişdim. Geceyle gündüz gibi duruyorduk.
Hilal'den gözlerimi ayırıp Caner'e baktığımda hemen Emir ile konuşmaya başlamış olduklarını gördüm. Caner onun tebrikine karşı teşekkür ediyordu. "Tebrik ederim Caner, " dedim. "Bir ömür mutlu olursunuz umarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Teen Fiction"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...