Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum cancağızlarım:))
Keyifli okumalar💙
Rüzgâr, yeterince yorulduğunda yemek için bir restoranda oturmuştuk. Siparişlerimiz gelene kadar yanımda oturan Rüzgâr, Emir'in yol üzerinde bir mağazadan aldığı örümcek adam oyuncağı ile oynuyordu. Küçük ağzı oyuna odaklandığı için açık kalmıştı ve böyle daha da yanakları ısırılası dereecede tatlı görünüyordu. Oyuncağı kâh yukarı kaldırdı, kâh da masaya, sandalyeye yapıştırdı.
"Rüzgâr, hadi bırak oyuncağını gidip ellerini yıkayalım. Yemek gelecek birazdan," dedim.
Rüzgâr uslu bir şekilde başını sallayıp sandalyeden yere indi. Ayağa kalkacağım sırada telefonum çalmıştı. Arayan şirket avukatımızdı.
"Bunu açmam gerek," diye mırıldandım.
Emir ayağa kalkıp "Gel," dedi, Rüzgâr'a elini uzattı. "Ben yardımcı olurum."
"Zahmet olmasın sana, kısa konuşacağım," desem de bana yukarıdan bir bakış attı ve Rüzgâr'ın elini sıkıca tuttu.
"Hemen geliyoruz."
Onların gidişinin ardından aramayı cevapladım.
"Buyurun, Sadi bey."
"Feride hanım, rahatsız ettiğim için kusuruma bakmayın fakat önemli bir mesele hakkında sizi bilgilendirmem gerekiyordu."
Kaşlarım düğümlenirken şirketle ilgili olası tüm sorunlar gözlerimin önünden şerit halinde geçti. O birkaç saniyede kendi kendime neredeyse şirketi yakmak üzereydim ki konuşmayı akıl ettim.
"Sizi dinliyorum."
"İsteğiniz üzere 'Çağlar' şirketler grubuyla olan ortaklığı bozmak için yazılı talepte bulundum fakat olumlu yanıt verilmedi."
"Ne demek verilmedi?" derken sesim beklediğimden daha yüksek çıkmış, birkaç başın masama çevrilmesine neden olmuştu.
"Ortaklığa devam etmek istiyorlar. İmzaları atmayacaklarmış."
"Tekrar imzalarını talep edin, aksi taktirde mahkeme ile halledeceğimizi de iletin lütfen," derken dişlerimi birbirine sıktım. Gerçekten ben bu Berkay'dan kurtulamayacak mıydım?
"Tamam, Feride hanım."
"İyi günler."
"Size de."
Telefonu kapatıp masaya bıraktım. Moralimi bozmuştu bu konuşma. Sürekli yaptığım gibi bir kez daha neden ortak olmaya izin verdiğimizi sorguladım. Tabii o zamanki aptal Feride, Berkay'ı Romeo falan sandığı için sazan gibi her şeye atlıyordu. Keşke şimdiki aklım olsaydı da böyle hata yapmasaydım.
"Feride?"
Başımı yukarı kaldırdım sesin sahibine bakmak için. Doğrusu onunla karşılaşmayı beklemiyordum. Kendisi üniversiteden arkadaşım Eymen'di. Kendisi ile fazla sıkı olmasa da iyi sayılabilecek bir arkadaşlığımız vardı.
"Eymen?" dedim onun gibi. Sonra ayağa kalktım saygısızlık yapmamak için.
"İnanamıyorum gerçekten sensin." Şaşkınlıkla konuşup aniden kollarını bana doladı. "Kayıplara karıştığını sanmaya başlamıştık."
Yalancı bir gülümseme ile sarılmasına karşılık verdim. "Hep buralardaydım."
Beni kucaklamayı kesse de kollarımı tutmaya son vermemişti. Geniş gülümsemesi yüzüne yapışık kalmıştı sanki. Gülerken mavi gözleri kısılmıştı her zamanki gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Teen Fiction"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...