Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum:))
Keyifli okumalar💙
Feride'den
Emir ve Ahu'yu dudak dudağa gördüğümde hissettim en baskın duygu tartışmasız hayal kırıklığıydı. Epeyce de üzülmüştüm. Açıkça söyleyip belli etmesem de içimde bir taraf Emir'e güvenmeye başlamıştı, onun farklı olduğunu düşünüyordum. Hislerimin beni bir kez daha yanıltmış olduğunu düşündüm o an ve aynı yerden aldığım darbe tahmin ettiğimden daha çok acıttı kalbimi.
Fakat sonra bir fısıltı duyar gibi oldum kalbimin en derinlerinden. Beklememi söylüyordu sanki, bu kez bekle diyordu, gitme. O kısacık anda aklımda binlerce şey gelmişti ve ben daha ne yapacağıma karar veremeden Emir'in Ahu'yu ittiğini görmüştüm, sonra ona söylediği sözler...
Köşesine çekilen mutluluğum bu gerçekle sekerek gelip tekrar kalbime yerleşmişti. Emir gerçekten benim sandığım gibiydi, farklıydı. İyi ki de aptallık edip arkamı dönüp gitmemiştim. İçimdeki fısıltı...teşekkür ederim.
Sonra Emir'i denemeye karar verdim. Evet, onun isteği üzerine bu öpücük gerçekleşmemiş olabilirdi fakat güven için bu yeterli değildi. Bana göre bir ilişkide gizli saklı olmamalıydı. Özellikle de böyle bir meselede.
Ve Emir tam puan alarak geçmişti küçük sınavımızı. Ben de onu küçük bir öpücükle ödüllendirmeye karar verdim tabii ki. Bir taraftan Ahu'nun ona dokunmuş olmasını kıskanmış da olabilirdim fakat asıl mesele kesinlikle ödüldü.
"Oha! Amcam odasına kız atmış!"
Tiz bir çocuk sesiyle kendimi hızla geriye çektim. Neler olduğunu anlamak için birkaç saniye duraksadığımda Emir'in gözlerini kapatıp sakinleşmek ister gibi derin bir nefes aldığını gördüm. Başımı yana eğip kapıya baktım.
Küçük bir erkek çocuğu duruyordu kapıda. Kıvırcık saçları, büyük yeşil gözleri vardı. Elindeki çikolatanın bir kısmı ağzının kenarlarına bulaşmıştı. Şaşkınlıkla bizi izlerken benim de ondan farkım yoktu.
"Enes..." deyip Emir omzunun üzerinden arkaya bakınca küçük çocuk bakışlarını bendem ayırıp ona çevirdi. "Efendim amca?"
İsmini duyunca küçük çocuğun Emir'in abisi Eren'in oğlu olduğunu hatırladım. Zaten göz açıp kapayana kadar Eren de kapıda belirmişti.
"Niye beklemiyorsun oğlum beni?" diye oğluna kızdı. Başını kaldırırken "Emir..." demişti ki bizi görüp cümlesinin geri kalanını yuttu. Gözleri bir bana bir de Emir'e çevrildi, yakınlığımıza kaşlarını kaldırarak baktı. Dudağının kenarı muzip bir tavırla kıvrıldı.
"Yanlış zamanda mı geldik?"
"Evet," dedi Emir hiç tereddüt etmeden. "Çıkarken kapıyı da kapat."
Emir'in rahat tavrı beni mahcup ederken dizlerimi arasına sıkıştırdığı ayağına vurdum. Yeşilleri yüzüme çevrilince uyarmak amacıyla gözlerimi belertsem de umursamazca omuz silkti.
Ayağa kalktım. Biraz utanmıştım doğrusu. En azından şirket odasında daha şu bir biçimde yakalanmasak iyiydi. Sonuçta burası ciddi bir müessese değil mi?
Enes'in sırıtan çikolatalı yüzü soruma 'Değil!' gibi bir cevap verirken ne tepki vereceğimi bilemedim.
Emir bıkkınlıkla ellerini dizlerine vurup ayağa kalktı. Birkaç adımda önümde biterken ellerini cebine soktu. "Bitti mi toplantı?"
"Kısa bir ara verildi," diye cevapladı onu Eren. Sonra bakışlarını bana çevirip "Hoş geldin Feride," dedi.
"Hoş buldum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)
Teen Fiction"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herke...