18.bölüm

3.6K 375 853
                                    

Media: Miri Yusif- Bağışla🎶💙

Yazarken dinliyordum, siz de dinleyin istedim. Belki seveniniz olur :)

"Rüzgâr'ın koruyucu annesi olmak istiyorum."

Dudaklarımdan dökülen kelimeler masada bir şok etkisi yaratırken kimseden uzun süre ses çıkmadı. Herkes afallamıştı sanki. Öylece gözlerini kırpıştırarak bana bakıyorlardı. Bir tek Esra ne söylediğimi anlamadığı için suyunu içerken gözleri merakla masadakilerin üzerinde dolaşıyordu.

Fatih'in parmakları arasından kayan çatal tabağa çarpığında hepsi silkelendi. "Ne annesi? Neden bahsediyorsun kızım sen?" diye ilk tepki gösteren annem oldu. Konuştukça yüzü şekilden şekle giriyordu. Kâh gözlerini irice açıyor kâh da kaşlarını çatıyordu.

"Söylediğim gibi. O çocuğun koruyucu annesi olmak istiyorum," dedim bir kez daha. "Aslında evlat edinmek istedim fakat şartlar uygun değildi. Ben de şimdilik koruyucu annelik yapacağım, zamanı gelince de evlat edineceğim."

"Saçmalama, Feride. Bu öyle kolay verilecek bir karar değil. Bir insanın hayatından bahsediyoruz. Ya başa çıkamazsan? Ne yapacaksın? Çocuğu aldığın yere geri mi bırakacaksın? Çocuk büyütmek kolay mı sanıyorsun?" diye sitemle sordu annem. Onun gözünden bakarsak haklıydı. Şimdiye kadar bir kez bile çocuk bakmışlığım yoktu. Fakat ben emindim, yapabilirdim.

"Kolay değil elbette ama kararım kesin. Ondan vazgeçmeyeceğim," deyip başımı kararlı biçimde dikleştirdiğimde annem hayretle başını iki yana salladı. Muhtemelen beni ciddiye almıyordu ve birkaç konuşmayla her şeyi unutacağımı sanıyordu.

"Feride! Ani karar veriyorsun. Bu işler öyle olmuyor," diye tane tane konuşan annem elini de yüzüme doğru sallıyordu. Yanaklarımı havayla şişirip nefesimi yavaşça dışarı verdim. Sakin olmak için özel bir çaba sarf ediyordum.

"Ani karar vermedim. Eminim. Hem bir çocuğun hayatını değişebilirim, ona güzel bir gelecek verebilirim. Kötü bir şey mi bu? Neden itiraz ediyorsun ki?" diye sordum.

"Kızım, ya sen iyi bir anne olamazsan? Ya çocuğun hayatı daha da kötü olursa? Kendin söylüyorsun ki hayatı zorluklarla dolu bir çocuk o. Sen onunla baş edebilecek misin? Yarın sıkılınca onu bırakırsan daha büyük travma olmaz mı onun için?"

Alt dudağımı dişlerim arasında sıkıştırdım. Masadan destek alarak sandalyemi arkaya iterken gözlerimi masadakilerin üzerinde kısa süreliğine dolaştırdım. Hepsi şaşkındı. Bir tek halamın bakışlarında memnuniyet gördüm. Babamsa donuk bir suratla hisleri hakkında taviz vermemekte ısrarcıydı.

Ayağa kalktım. İstediğin tepkiyi alamadığım için üzülmüştüm. Ailemin bana destek olacağını sanıyordum. Fakat annem benden bir çocukmuşum gibi bahsediyordu. Tabii ki bir insan yetiştirmenin zorluklarının farkındaydım. Bu kişi Rüzgâr olunca işin daha da zor olacağını biliyordum ama ben hazırdım. Onu büyütmeye, onunla büyümeye hazırdım. Kim ne derse desin, Rüzgâr için her şeyin en güzelini yapacaktım ve herkese inat ondan vazgeçmeyecektim.

"Afiyet olsun size," deyip kimseye bakmadan masadan uzaklaştım. Arkamı dönüp gidecekken babamın sesini duydum.

"Sanırım sadece annenin fikirlerini önemsiyorsun," dedi. Omzumun üzerinden ona baktım ne söylediğini anlamaz bir şekilde.

"Gel otur şuraya," deyip çenesiyle kalktığım yeri gösterdi. Onun da karşı çıkacağını bildiğim için konuşmak istemesem de Feyza kalkıp beni kolumdan tutarak çekiştirdi. İstemeyerek de olsa tekrar masanın kenarındaki yerimi aldım.

"Şimdi anlat bakalım, nereden çıktı bu annelik mevzusu?"

Derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım. Anneme bakmamaya özen göstererek tüm dikkatimi babama verdim.

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin