One Month /Min Yoongi

3.3

Eski, bir o kadar da tatlı bir Yoongi bıraktım medyaya 💕

Uzun bir aradan sonra herkese selam ❤️ Tabi hala kitabı okuyan kaldıysa. Uzun uzun yazmayacağım. Sadece küçük bir açıklama yapacağım. Biliyorsunuz ki işe gidiyorum ve bölümleri eskiye göre biraz daha geç atıyordum ama bu sefer baya uzun bir süre bölüm atmadım. Sebebi başıma çok değişik, bir yandan da kötü şeylerin gelmiş olmasından. Yani hayatımın pek iyi gittiği söylenemez. Her neyse, kitabı bitire bilmek için uğraşacağım.

Düzenlemeden atıyorum. Ayrıca yorum yaparsanız mutlu olurum ❤️

💫 İYİ OKUMALAR💫

Önümde duran polis arabası, içinden inen polisler ve Taehyung'un bileğine bağlanan kelepçe sesi... Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki en ufak bir tepki bile veremedik. Bizimkiler ellerinde ne varsa öylece oldukları yere bırakıp yanımıza geldiğinde polislerden biri de benim yanıma gelerek kolumu tuttu. Şüpheci, bir yandan da sorgulayıcı bakışlarıyla ''Onunla birlikte mi çalışıyorsun?'' diye sorduğunda Tae'nin sinirli bakışları kolumu tutan polisi buldu. ''Kadını tanımıyorum!'' Polisin bakışları kısa bir süreliğine tekrar Tae'yi bulduğunda gülerek ''Sana sormadım.'' dedi. Ardından yüzünde ki gülümsemeyi soldurup bakışlarını tekrar bana çevirdi. Omzuma dokunan el beni rahatlatmaya çalışırken bir yandan da polisin bakışı ve sorduğu sorunun altında ezilmenin baskısını yaşıyordum. Saniyelik bakışlarım sevgilimi bulduğunda bir şeyler düşünmeye, bir çıkış yolu bulmaya çalıştığını gördüm. Polis kaşını kaldırıp ''Onunla birlikte misin?'' diyerek sorusunu yenilediğinde benden bir cevap almak için baskı yapmaya devam ediyordu. O sırada Tae'nin bana baktığını fark ettiğimde bende ona dönüp baktım ve başını iki yana salladığını gördüm. Hayır dememi, onu tanımadığımı söylememi istiyordu.

Kurallar gereği içimizden biri yakalandığında diğerinin ne olursa olsun kendini ele vermemesi gerekir ama şuan bunu yaparsam onu cehennemin içinde bir başına bırakmış gibi hissedecektim. Bir cevap veremediğimden polislerin bana karşı olan şüpheci bakışları artıyordu ve bu yüzden Suga bir adım öne çıkarak beni kolunun altına aldı. ''O bizimle. Yanınızda ki adamı tanımıyoruz.'' Onun bu soğuk kanlılığına ve söylediğine karşı gözlerim kocaman açıldığında hızla ona dönüp baktım ama o bana değil karşısında kendisine teşekkür eden Tae'ye bakıyordu. Polis rahatsız edici bakışlarını üzerimden çektiğinde ''Peki o zaman.'' deyip Tae'nin kolundan tutarak arabaya ilerlemeye başladılar. Kendime hakim olamayıp arkalarından gitmek için bir adım attığımda Suga kolumdan tutup gitmeme engel oldu. ''Gitme.'' Sinirlenmeye başladığımdan kolumu hızla çekip Suga'ya baktım. ''Ona yardım etmeliyiz.''

Bakışlarım hepsinin üzerinde gezinirken Dong Chul'un yaşanan olayın şokunu hala atlatamadığını gördüm. Elinden tutup bana bakmasını sağladığımda ilk dediği şey ''Bir şeyler yapmalıyız.'' oldu. Hemen ardından Jungkook araya girdiğinde kızgın bakışlarıyla ''V Hyung'ı götürüyorlar. Farkındasınız dimi?'' diyerek öfkesini dışarı vurdu. Şuan mantıklı bir şeyler düşünebilmek için sakin kalmaya çalışsam da delirecek gibiydim. Tae resmen polisin ellerindeydi ve onu arabaya bindirip götürmelerine ramak kalmıştı.

Suga geriye doğru bir adım atıp yanımdan uzaklaştığında, kısaca etrafına bakındığını gördüm. Ne aradığı ya da ne düşündüğü hakkında bir fikrim yoktu ama çabaladığı belliydi. "Memur Bey" diye seslendiğinde bize en yakın olan polis arkasını dönüp 'ne oldu?' Dercesine baktı. Suga gülümseyerek adamın yanına iyice yaklaştığın da ne zaman aldığını bilmediğim polis rozetini karşısında duran adama uzatarak "Bunu düşürmüşsünüz." Dedi. Polis kendisine uzatılan rozeti sevgilimin elinden alıp teşekkür maiyetinde gülümsediğinde arkasını dönerek Tae'nin az önce bindirildiği arabaya bindi. O anda Suga arkasına dönüp bize baktığında "Onlar gerçek polis değil." Dedi.