One Month /Min Yoongi

0.4

Medya! 'Allah herkesi mavi saçlı Yoongi'nim gazabından korusun' temalı 😍❤

Bir önce ki bölümde yorumlar baya azalmıştı niye bölüm gelmiyor diye soruyorsunuz işte bu yüzden 😣 Yazarınız yorumla çalışıyor bol bol yorum yapın Please 😋

Düzenleme yapmadan atıyorum yanlışlar varsa çok takılmayın 😁😙😙

😇 IYI OKUMALAR 😇

Önümde ki sarışını umursamadan kaşlarım çatık bir şekilde odaya girdim ve elimde ki kutuyu içinde ki her neyse kırılıp kırılmamasını umursamadan hızla olduğu gibi yere attım. Amacım gürültü yapıp bir kolunun altına yastığını almış, yüz üstü şekilde yatan Suga'yı uyandırmaktı ve amacıma da ulaşmıştım.

"Ne oluyor ya? Bu ne gürültü?"

Uyuşuk bir ses tonuyla söylenirken daha açmakta zorlandığı gözlerini elleriyle ovalayarak nihayet açabildiğinde karşısında beni -daha doğrusu bizi- gördüğünde yataktan fırlayıp ayağa kalkmıştı ve etrafa 'ne oluyor?' bakışları atıyordu. Elimle saçlarımı arkaya attıktan sonra kollarımı göğüs hizamda birbirine bağladım ve kaş göz işaretleriyle önce gömlekli sarışını ardından Suga'nın altında ki boxerı işaret edip bu sefer 'ne iş?' bakışları atan ben olmuştum.

"Bu karşılaştığım manzaradan hangi anlamı çıkarmalıyım? Ah yoksa bu kıza da mı yardım olsun diye seviştin? Sen gerçekten kimsin ya! Gay Suga'mı? Gay rolü yapan Suga mı? Hangisi?"

Yüzünde en ufak mahcup olduğunu ya da korktuğunu belli eden bir ifade yoktu. Hatta tam tersine bana kaşlarını çatmış bir şekilde sinirle bakıyordu.

"Sevişmek? Sana seviştiğimizi kim söyledi Youra? Maria, Jungkook'un arkadaşı ve onu görmek için geldi!"

Bakışlarımı sarışına çevirdiğimde önce ne olduğunu anlamasa da ardından Suga'yı onaylar şekilde başını aşağı yukarı sallamıştı ama bu tam bir saçmalıktı. Aramızda ki bir adımlık mesafeyi kapatıp karşısında dikildiğimde elimi etrafı göstermek amaçlı etrafta gezdirdim ve meydan okurcasına bakan bakışlarımı Suga'nin gözlerinde sabitledim.

''Ben etrafta Jungkook'u göremiyorum! Ah yoksa kendisi bir hayalet de sadece size mi gözüküyor?''

Alaylı bir şekilde konuşuyordum ve bu durumun karşımda ki sinirle burnundan soluyan bedenin hoşuna gitmediği belliydi. Eliyle kapıyı gösterip bakışlarını Maria denen sarışında sabitlediğinde sinirlerine hakim olmaya çalışarak konuştu.

''Sen şimdi git Maria, ben Jungkook eve geldiğinde sana haber vereceğim.''

Sarışın itiraz etmeden başıyla onu onaylayıp odanın içindeki kıyafetlerini aldı ve hızlı adımlarla odadan çıktıktan sonra kapıyı kapattı. Alev saçan bakışlarımı tekrardan karşımda ki bedeninin kızarık gözlerine sabitlediğimde konuşmak için ağzımı aralamıştım ama Suga benden önce davranarak konuşmaya -daha doğrusu bağırmaya- başlamıştı.

''Kıza Jungkook'un dışarı çıktığını ve evde olmadığını söyledim ama beklemek istedi eve almayıp ne yapsaydım? Ah tabi! Kıza Jungkook'un bir hırsızlık çetesi tarafından kaçırıldığı için evde olmadığını söyleyip kuralları çiğneseydim daha iyi olurdu öyle değil mi?''

''Sen alışkınsın zaten kuralları çiğneyip bizi tehlikeye atmaya! Ne o birden bire kurallarımı düşünür oldun?''

Sinirden güldüğümde Suga yüzüme 'sus artık' dercesine bakıyordu ama bu umurumda bile değildi. Bana söylenen bir yalan var gibi görünüyordu ve en nefret ettiğim şey bana yalan söylenmesiydi. Aramızda ki mesafeyi açarak yerde ki Suga'ya ait olan kıyafetleri gösterip göğsüne doğru fırlattım ardından kendimi tutamayıp bağırmaya başlamıştım.