2.8

3.5K 223 357
                                    

Medya çok tatlı değil mi? 😍😇

Yorum yapmayı ihmal etmeyin please 🙂😍

Bölümü düzenlemeden attım. Yanlışlar varsa kusura bakmayın ❤

🌙 İYİ OKUMALAR 🌙

'Aldatmak?' Belki de Suga'ya yapacağım en son şey ile suçlanıyordum ama şuan önemli olan bu değildi. Ona bunu düşündürtmüş olmak, kalbinin kırılmasına, ağlamasına sebep olmamdı. Duyduklarım karşısında ki yaşadığım bir anlık afallamayla Suga, sıkıca tuttuğum kolunu elimden kurtarıp koca adımlarla, kaçarcasına uzaklaştı. Peşinden gitmek için harekete geçtiğimde sarıldığım bedenin kolumu tutup bana şaşkınlıkla bakmasıyla duraksadım. ''Ne aldatması Youra.'' Açıklama yapacak vaktim olmadığından, olayı az çok anladığını tahmin ettiğim Jungkook'a bakıp diğerlerine anlatması için başımı salladım ve koşarak Suga'nın peşinden gittim. Merdivenlerden o kadar dikkatsiz inmiştim ki düşüp yuvarlanmadığım için kesinlikle şanslıydım. Açık olan evin kapısından hemen dışarı çıktığımda arabasının kapısını açmak üzere olan sevgilimin yanına adeta ışınlandım ve kapıyla onun bedeni arasında durarak arabaya binmesine engel oldum. Başını önce sağa, ardından bana bakmamaya özen göstererek yere indirdiğinde bıkkın bir nefes alıp verdi. ''Çekil Youra!''

Son derece soğuk çıkan sesi ve sanki yabancı biriyle konuşuyormuş gibi davranması daha da üzülmeme neden olsa da bunu düşünmemeye çalışarak ''Konuşalım!'' dedim. Başını iki yana salladığında ''İstemiyorum.'' deyip arabaya binmeye çalıştı ama önünde durmaya devem ederek buna izin vermedim. ''En azından beni beş dakikada olsa dinlemelisin. Buna hakkım olduğunu düşünüyorum.'' Sesim istemeden, sert çıkmıştı ama işe yaramış olacak ki Suga başını kaldırıp bana baktı. ''Peki. Sadece beş dakika.'' Onu ikna etmenin vermiş olduğu rahatlamayla uzunca bir nefes verdim ve karşımda duran bedenin gözlerinin içine baktım. ''Sana bunu düşündüren ne oldu? Seni aldattığımı düşündüren şey.'' Soruma karşı sesli şekilde güldüğünde dalga geçercesine bakıp yüzündeki gülümsemeyi anında soldurdu. ''Gerçekten bunu soruyor musun?'' Onun aksine ciddi kalıp başımı 'evet' anlamında salladığımda kaşlarını havaya kaldırıp başını salladı. ''Peki, madem sordun bende söyleyeyim.''

Benden bir adım uzaklaşıp geri çekildiğinde elinde ki araba anahtarını titreyen elleriyle zar zor cebine koyup devam etti. ''Üstümü değiştireceğim deyip odana çıktığın günü hatırlıyorsun değil mi? Ben odaya girdiğimde apar topar bilgisayarı kapatıp ortaya bahaneler sundun. O an sana inanmış mıydım? Evet. Daha sonra ki gün telefonun çaldı ve kısa bir konuşmanın ardından kapatıp bankanın aradığını söyledin. Buna da inandım. Bana son günlerde garip davranıp sevişmekten hep kaçtın. Bir sebebi vardır deyip içime attım. Dün gece benim yatağımda, benim kollarımdayken beni aldattığın adam aradı....'' Cümlesine devam edemediğinde sıktığı, kanamaya devam eden yumruğuna ve boynundaki damarlara baktım. Çene kasları ise dişlerini birbirine öyle bastırmış olmalıydı ki ben buradayım diye bağırıyordu adeta. Başını yukarı kaldırıp gökyüzüne kısaca baktığında temiz havayı kendine gelecek kadar içine çekip tekrar bana döndü. ''Yanımda bile konuşamadın telefonla. Kaçar gibi odadan dışarı çıktın. Çıkarken kapıyı kapatmayı da ihmal etmedin. Kendime yakıştıramasam da seni dinlemek istedim, odadan dışarı çıktım ama birinin geldiğimi fark edip hemen aşağı indin. Üstüne, salonunda kapısını kapattın.''

Araya girmem gerektiğini düşünüp üzgün bir ses tonuyla ''Suga'' diye seslendiğimde beni takmayıp konuşmasına hırsla devam etti. ''Madem konuşmamı istedin, dinleyeceksin o zaman Youra.'' Susmasındansa içinde ki kini kusmasını tercih ettiğimden tekrar araya girmemeye karar verip devam etmesine izin verdim. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdiğinde ''Ah pardon, arayan yanlış numaraydı değil mi?'' diye alayla sordu. ''Kim, hangi sebeple yanlış numarayla bu kadar uzun ve kapı pencere kapalı bir şekilde konuşur ki? ama ben yine de görmezden gelip seni kendime çekerek sarılıp uyudum. Niye biliyor musun? Çünkü seni çok seviyorum. Kahretsin ki çok seviyorum.'' Gözümden süzülen yaşlar yanaklarımı ıslatırken devam etmesini istemediğim için çıkmayan sesimle tekrar ''Suga'' dedim ama beni duyduğunu bile sanmıyorum. Onunda gözünden bir damla yaş süzüldüğünde elimle silmek istedim ama yüzünü benden uzaklaştırıp öfkeyle baktı. ''Keşke kendi telefonumu almak için yukarı çıktığımda, benim telefonumu da getirir misin diye rica etmeseydin. Yabancı bir numaradan sevgilinle buluşma yeriniz olan ev adresini görmemiş olurdum.''

One Month /Min Yoongi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin