"Yazar wattpad'in şifresini mi unuttun?" Dediğinizi duyar gibiyim 😁😂💜
Medyaya tatlış bir Yoongi bırakıyorum ki bana bölümü geç attığım için oluşan siniriniz yatışsın 😁😙❤
Kitaba olan ilgi azaldığı için yazasım gelmedi. O yüzden bol bol yorum yapıp kitaba ilgi gösterirseniz benim de yazma isteğim artar 💜
❣İYİ OKUMALAR❣
Saat: 12:23
Başımın arkasından tepe noktasına kadar kramp gibi giren ağrı yüzünden gözlerimi yavaşça açtım ve etrafa bakındım. Ne yerdeki halı ne sağımda bulunan ahşap komodin nede üstünde yattığım yatak bana ait değildi. Zonklayan başım nedeniyle yüzümü acıyla buruşturup zar zor yattığım yerde oturur pozisyona geçtim ve gözlerimi üzerimde gezdirdim.
Üstümde iç çamaşırlarım dışında başka bir kıyafet yoktu.
Dün barda üstümde olan elbise ise halının üstünde duruyordu.
O an sanki beynim bana ihanet etmiş gibi durmuştu ve bir şeyleri hatırlamakta güçlük çekiyordum. Başımı öne eğip dizlerimin arasına sıkıştırdığımda elimle de saçlarımı karıştırıyordum ve yavaş yavaş zihnime dolan anılarla oturduğum yerden hızla kalktım ve yatağın solunda duran boy aynasının önüne geçtim.
Boynumda kızarıklıklar vardı...
Düşüncelerim arasında kaybolmuş detaylı bir şekilde boynumu incelerken odanın içinde bulunan banyodan sus sesleri yükselmişti.
Sanırım Jungkook duştaydı.
Hızla arkamı dönüp halının üstünde duran mor renkteki fuşya elbisemi ve ayakkabılarımı alıp odadan çıktım. Hemen yan oda benim odamdı ve kimseye gözükmeden koşar adımlarla içeri girip kapıyı kapattım. Elimde ki elbiseyi ve ayakkabıları bir köşeye fırlatıp dün olanları düşünmemeye çalışarak altıma gri bir pantolon üstüme de göbek açık askılı beyaz bir tişört geçirdim.
Dün fazla kaçırdığım alkol yüzünden aklım hala başımda değildi bu yüzden odamda ki banyoya girip yüzümü soğuk, bol suyla yıkadım. Ardından başımın ağrısının geçmesi için mutfakta bulunan dolaptan ağrı kesici almaya karar verdim. Odamın kapısını açıp bir çırpıda odadan kendimi dışarı attığımda merdivenlere doğru ilerlemiştim ama tam o sırada açılan kapıyla açıkçası biraz gerilmiştim. Başımı arkaya çevirmeden merdivenin başına geldiğimde aşağıda Namjoon ve Tae vardı ve hala alkolün etkisinden dolayı yanlış görmüyorsam kahvaltı hazırlıyorlardı.
Şaşkınlıktan merdivenin başında dikilmiş aşağıdakileri izlerken yanımda bir bedenin belirmesiyle bakışlarımı ister istemez çevirmiştim.
Jungkook ile göz göze gelmiştik, kahretsin...
Altında siyah yırtık bir kot pantolon vardı ve elinde henüz giymediği siyah, üstünde yeşil desenleri olan tişörtünü yeni duştan çıktığı için ıslak olan saçlarından bir çırpıda geçirmişti. Selam verip vermemek arasında gidip gelirken onunda aynı şekilde bunu düşündüğünü tahmin edebiliyordum çünkü normalde birbirimize gülerek selam verir, hatta şakalaşırdık.
Aşağıdan kalın bir sesin bize seslendiğini duyduğumda Jungkook'la olan aramızda ki bu gerginliğin bölünmesine cidden çok sevinmiştim ve ikimizde başımızı aşağıdan gelen sese çevirmiştik.
''Günaydın! Bende tam sizi uyandırmaya gelecektim, Yoongi daha uyanmadı mı?''
Yoongi'nin ismini duyduğumda içimden koca bir hasiktir çekmiştim çünkü dün gece en son ilaç alıp bizim yanımıza gelecekti. Hızla arkamı döndüğümde adımlarım direk Yoongi'nin koridorun sonunda ki odasına yönelmişti ama şaşırtıcı bir şekilde kapısı açıktı ve odanın içine baktığımda kimsenin olmadığını görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Month /Min Yoongi
Fanfiction(Küfür ve erotik içerikler vardır. Rahatsız olacaklar okumasın!) Asıl işleri araba hırsızlığı olan ve birbirleri arasında kıyasıya rekabet yaşayan iki düşman takım düşünün... Bu iki takım arasında ki aşk, ihanet ve kavgalar bütün hayatlarını değişti...