°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°●●●●●●●●●●●●
Minho derin bir iç çekerek gözlerini açtı. Burnuna muazzam bir koku geliyordu. Ama bu kokunun tarifi yoktu. Güven kokuyordu bu koku. Güvenin kokusu olur muydu?
Gözlerini açar açmaz yüzüne oldukça yakın olan Eun Ji'nin yüzüyle karşılaştı. İlk başta şaşırdı ve anlam veremedi. Ardından dün ki olanları ve onu yanına kendisinin davet ettiğini hatırladı. Fakat bu kadar yakın yatmamışlardı.
Gece nasıl bu hale geldiklerini anlam veremedi. Nefes nefeselerdi. Eun Ji'nin bir eli Minho'nun yanağındaydı. Minho'nun bir eli de Eun Ji'nin belindeydi. Dizleri birbirine değiyordu.
Minho'nun kalbi bir anda maraton koşusuna çıkarken Eun Ji gözlerini araladı. Karşısında ki kediyi görünce hafifçe gülümsedi. Kendini rüyada gibi hissediyordu. Bu yüzden çekilmek yerine Minho'nun boyun girintisine sokuldu iyice. Derince bir nefes aldı ve çiçekli kokuyu ciğerlerine doldurdu. Minho'nun anlayamadığı bir şeyler mırıldandı uykulu bir şekilde. Bu onun yutkunmasına sebep oldu çünkü mırıldanırken dudakları boynuna değmişti.Terlemeye başladı Minho. Hem heyecandandı hem de yanındaki kızın sıcağındandı. O sıcağı pek sevmezdi. Bu yüzden evi hep soğuk olurdu. Hiçbir şey hissedemiyordu Minho. Sadece kalbi aşırı hızlı atıyordu.
Eun Ji uykulu da olsa elinin altındaki kalbin aşırı hızlı attığını hissediyordu. Fakat bir türlü gözünü açıp kalbin sahibine bakamıyordu. Aşırı uykusu vardı. Minho'nun kabusundan sonra tekrar uyumaya çalışsa da tekrar eder korkusuyla uyuyamamıştı. Şimdi gözünü açamıyordu bile. Hele ki bu tatlı sıcaklık onu iyice mayıştırıyor, gözlerini açmasını engelliyordu.
Minho'nun hızlı atan kalbinin tekrar gördüğü bir kabus yüzünden olduğunu düşündü Eun Ji. Eliyle göğsünü, kalbini, okşadı ve uykulu sesiyle "şşşhh, sakin ol. Korkma. Ben yanındayım. Geçti..."gibi şeyler söyledi ve tekrar bir şarkı mırıldandı.
Minho onun sesini ilk kez duymadığını fark etti. O sırada gece uyurken gördüğü kabus geldi aklına. Ardından o korkunç rüyanın ortasında bir anda kendini oldukça huzurlu bir yerde bulduğunu ve kulağına bir şarkı mırıldanıldığını hatırladı. O şarkının da Eun Ji ye ait olduğunu kavradı o an. Hafifçe tebessüm etti ve kollarını sıkılaştırıp göğsünde uyuyan kızı kendine bastırdı biraz daha. Kalbinde ona karşı güven oluşuyordu git gide.
Minho, uzun zamandır kabus görmüyordu aslında. Çünkü ne zaman kabus gördüğünü kavramıştı. Gece herkesin uyuduğu vakitlerde uyanık olurdu o. Işıkları hep açık olurdu. Karanlık gecelerde görüyordu rüyasını. Bu yüzden gece karanlığında uyumak yerine sabaha karşı birkaç saat uyur, akşam hava kararmadan önce eve geldiğinde de biraz kestirip tekrar uyanırdı. Sabah okulda uyumasının sebebi de buydu. Ders etütlerine gitmez, uyanık kaldığı gece boyunca çalışırdı.
Fakat dün gece uyanık kalmak yerine uyumuştu. Çünkü yanında Eun Ji vardı ve kendisini koruyacağını düşünmüştü. Yani temenni etmişti aslında. Fakat Eun Ji onu gerçekten de korumuştu. O karanlık kabusun içinden çekip almıştı onu.
İlk kez bir kadın onu korumuştu. Zarar vermemişti. Zarar verenden korumuştu...
◇◇◇
Bir iki saat sonra sonunda açabildi gözlerini Eun Ji. Hala uykulu hissediyordu fakat iyiydi şimdi. Üzerinde bir soğukluk hissetti. Üşüyordu. Başını çevirip baktığında Minho'yu göremedi yanında. Endişeyle yatakta doğruldu ve odada dolaştırdı gözlerini. Nereye kaybolmuştu?
Hemen yataktan çıktı ve çıplak ayaklarıyla soğuk zeminde yürüyerek odadan ayrıldı. Banyoya gitti ilk önce. Kapıyı tıklatıp "Minho, içeride misin?"diye sordu. Cevap gelmeyince tekrar tıklattı. Ardından kapıyı açtı. İçeride değildi. Üst katın koridorunda şöyle bir gezip odalara baktı ama yoktu. "Minho!"diye çağırdı merdivenleri inerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHOBIA ● Lee Know
Fanfiction[TAMAMLANDI] Olay, jinofobisi* olan Lee Minho (Lee Know) ile cüretkar bir kız olan Kang Eun Ji arasında geçiyor. Bir gün annesi artık Kang Eun Ji ile baş edemeyince onu boşandığı kocasının yanına, Busan'a bir nevi sürgün ediyor. Eun Ji, babasının e...