☆19°

5K 358 260
                                    

◇◇◇◇◇

☆Kang Eun Ji

Evden çıktığım gibi nereye gittiğimi bilmeden hızlı hızlı yürüdüm. Aşırı sinirliydim.

Ben oyuncak mıyım ki bir oraya bir buraya gidiyorum? Savrulmaktan bıktım artık. Ne annem beni düşünüyor ne de babam. Yıllardır aralarında kalmaktan bıktım. İkisinden de nefret ediyorum.

Sonunda durduğumda kendimi parkta buldum. Soluklanmak için bir salıncağa oturdum. Ayaklarımı izlerken şimdi ne yapacağımı düşünüyordum.

Nasıl bir karar vermem gerekiyor?
Gitmeli miyim?

Burada ne yapacağım ki? Tüm her şeyim orada. Çete orada. Ama annemle yaşamak istemiyorum.

Kardeşlerimle zaten anlaşamıyorum. Annem desen baskılarına devam edecek...

Burada kalsam?

Ama babamla aram bozuk. Ona hala öfkeliyim. Ayrıca üvey anne gibi bir sorun var. Ama Jin Ri'yi seviyorum. O iyi birisi. Bana bir zararı da olmadı hatta benimle arkadaş olmak istiyor. Hem He Ran var. O da çok tatlı ve kafa birisi.

Minho da var hem... daha onunla konuşamadım bile doğru dürüst. Onu bırakmak istemiyorum. Kabul etmeliyim ki ona karşı bir şeyler hissediyorum. Fakat emin değilim.

Ama bir yandan da Eun Woo ile çete var. Onlara gelmemelerini söyledim fakat onları özlüyorum. Ayrıca yarım bıraktığım bir sürü iş vardı. Ve hala bir sürü benden haz etmeyen kişiler Busan'da. Bir süredir hiçbiriyle karşılaşmadım ama burada olduklarını değiştirmiyor. İleride karşıma çıkıp sorun çıkartmalarını istemiyorum. En azından Minho yakınlarımdayken. Çünkü ona çok değer veriyorum ve eminim ki benden intikam felan almak için ilk en değer verdiklerime saldıracaklar. Başıma bela almak istemiyorum.

Ama Seoul'e de gitsem orada başımı belaya sokacağım...
Fakat orada daha çok çevrem var bir şeylerden kurtulmam daha kolay.

Off... Ne yapacağımı bilmiyorum...

Sinirden ellerim titrerken ağlamaya başladım. Ne gitmek istiyorum ne de kalmak. Sadece yok olsam olmaz mı?

Başım yine ağrımaya başlamışken ayağa kalktım ve kalbimin beni götürdüğü yere gittim. Yan komşumuza.

Hıçkırıklarımın arasında zile bastım. Bir süre sonra kapının ardındaki sesleri işittim. Büyük ihtimalle delikten kimin geldiğine bakıyordu.

"M-Minho-ya, benim Eun Ji. Kapıyı açar mısın? Lütfen..."

dedim sesim titreyerek. Bir süre bekledikten sonra açıldı kapı yavaşça. Üzerinde beyaz bir tişört, altında da siyah bir eşofman altı vardı. Yeni banyo yapmış gibi duruyordu çünkü saçları ıslaktı.

Bütün yıldızları barındıran gözleriyle ürkek ama meraklı bir bakış attı bana. Gözlerimin şiştiğine ve yüzümün kızardığına emindim. "İçeri gelebilir miyim?"diye sordum usulca.

Bir şey demeden bekleyince "Başka gidecek yerim yok."dedim burnumu çekerek.

Tereddütlü de olsa kapıyı biraz daha açıp geçmem için kenara çekildi. İçeri girip terliklerden birini giydim ve salona ilerledim.

Koltuğa oturduktan sonra derince bir nefes aldım. Bu çiçek kokusu yok muydu...

"B-ben odamdayım."dedi Minho. Ardından aceleyle odasına çıktı. Arkasından sadece buruk bir gülümseme verebildim. Keşke benden bu kadar fazla korkmasaydı.

●●●●●●

Lee Minho

İki saat boyunca ders çalıştım ama aklım hep alt kattaki Eun Ji'deydi. Hiç ses gelmiyordu ve ne yaptığını merak ediyordum. Neden ağladığını, neden evden çıktığını merak ediyordum ama soramıyordum, konuşamıyordum.

PHOBIA ● Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin