***
Zaman, aynı akşam bir kaç saat sonra.
Alt kattan sesler işitince yataktan kalkıp odadan çıktı Eun Ji. Merdivenlerin başına geldiğinde dış kapının sertçe kapatıldığını işitti.
Ne olduğunu anlamayarak salona indiğinde Jin Ri'yi kollarını dizine, başını da ellerine yaslamış bir şekilde ağlarken buldu.
"Unnie?" Endişeyle yanına gitti Eun Ji.
Jin Ri onun geldiğini görünce hızla yanaklarını silmiş ve yüzünü saklamaya çalışmıştı.
"N'oldu neden ağlıyorsun?"diye sordu yanına oturup yüzünü kendisine çevirerek.
"Önemli değil."dedi Jin Ri burnunu çekerek.
"Ne demek önemli değil? Ağlıyorsun unnie. Ne oldu anlat. Babamla mı kavga ettiniz?"
Başını salladı sadece Jin Ri. Birkaç burun çekişten sonra "Onu tanıyamıyorum artık. Farklı davranıyor, kazadan beri. Önemsemesi gereken şeyleri önemsemiyor. Eskisi gibi davranmıyor. O çok enerjik, mutlu, güldüren, anlayışlı, düşünceli, yufka yürekli birisi. Yani öyleydi. Ama şimdi öyle davranmıyor. Ya bir şeyler değişti, ya da ben onu çok yanlış tanıdım."dedi tekrar ağlamaya başlarken.
Eun Ji kolunu ona sarıp sırtını sıvazladı. "Konu ne peki?"diye sordu.
Jin Ri, yutkundu sadece. Kavga sebeplerinin Eun Ji olduğunu ona söyleyemezdi. Zaten bunca şey yaşamıştı. Bu yüzden de kendisini kötü hissettirmeye gerek yoktu. Geri çekilip "Boşver. Unut gitsin. Sen takılma bunlara. Geç oldu git yat sen. Yarın okulun var."
"Saat o kadar geç değil. Hem seni böyle nasıl yalnız bırakabilirim?"
"İyiyim ben Eun Ji. Hem benim çok uykum var. Gidip uyuyacağım hemen. Sana da sürprizim var dedim, özür dilerim."
"Bırak şimdi sürprizi. Seninle yatmamı ister misin? Ya da herhangi bir şey?"
"Hayır. Gerçekten iyiyim. Git uyu tatlım."dedi Eun Ji'nin saçlarını okşadıktan sonra. Ardından üst kata çıktı ve kendini odaya kapattı.
Eun Ji ne olduğuna anlam verememişti. Babası neden Jin Ri'yle kavga etmişti ki? Hem de onu böyle üzecek kadar.
*
Ertesi sabah hazırlanıp kapıya çıktı Eun Ji. İlk kez okula gitmek için heyecanlıydı. Çünkü Minho'yu bir an önce görmek istiyordu.
Onun çoktan okula vardığını düşünerek hızlı hızlı yürüyecekken yolda Minho'yu görünce garipseyerek adımlarını yavaşlattı. Sırtı dönük, saçlarını düzeltiyordu. "Minho?"dedi yanına geldiğinde.
Minho hemen ona döndü. Oldukça heyecanlı gözüküyordu. "Gü-günaydın!"dedi sesini kontrol edemeyip biraz bağırarak.
Eun Ji buna hafifçe kıkırdayıp aynı şekilde "Günaydın!"dedi.Karşılıklı gülümsedikten sonra Eun Ji eliyle yürümelerini işaret etti. İkisininde yüzünde aptal bir gülümseme vardı. "Çoktan okulda olduğunu düşünmüştüm."dedi Eun Ji.
"Seni bekledim, birlikte gideriz diye."dedi Minho. Eun Ji şirince gülümseyip gözünün önüne gelen birkaç tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra "Umarım çok bekletmemişimdir."dedi.
Minho başını iki yana salladı sadece. Elleri terliyordu. Eun Ji bir anda fark ederek olduğu yerde durdu. "Parfüm mü sıktın?"
Minho da durup ona baktı. Bu sabah çekmecesinde bulduğu bir parfümü sıkmıştı. Güzel kokacağını düşünmüştü. Kötü müydü? "E-evet. Kötü mü kokuyor?"dedi ceketini koklayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHOBIA ● Lee Know
Fanfiction[TAMAMLANDI] Olay, jinofobisi* olan Lee Minho (Lee Know) ile cüretkar bir kız olan Kang Eun Ji arasında geçiyor. Bir gün annesi artık Kang Eun Ji ile baş edemeyince onu boşandığı kocasının yanına, Busan'a bir nevi sürgün ediyor. Eun Ji, babasının e...